Ibn-i Arabî’den Vasiyetler Kulu Yücelten Amellerden GÖNLÜ NAMAZA RABTETMEK

Dr. Âdem AKIN  –  Muhammed YETİM Soğuk kış günlerinde olduğu gibi bazı zamanlar meşakkatli olsa da, abdesti eksiksiz ve güzelce almalısın. Sıcaktan bunaldığın zamanlarda ise soğuk suyla serinlemek yerine abdest alarak serinlemeyi tercih et. Her ne kadar hâl ve zaman gereği serinlemek için abdest alıyorsan da, bu esnada abdesti eksiksiz almak sûretiyle ibadet ettiğini düşün. Eğer abdesti soğuk zamanlarda da aynı […]

Continue reading »

AHLÂKÎ KEMALE YÜKSELİŞ YOLLARI

Prof. Dr. Ömer ÇELİK omercelik08@hotmail.com Allâh’a teslimiyeti artırabilmek ve O’nun râzı olacağı bir kul olabilmek için yürünecek yol; canlı bir Kur’ân olan Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ahlâkıyla ahlâklanmak, âdâbıyla edeplenmek ve O’nun sünnet-i seniyyesine dört elle sarılmaktır. Kur’ân-ı Kerim, hep Efendimiz’in sahip olduğu o yüce ahlâktan bahseder ve O’nu bize «üsve-i hasene», yani uyulması lâzım gelen en güzel numune […]

Continue reading »

ALLAH DOSTLARININ HİMMETİ

İRFAN ÖZTÜRK Mü’min ve sâlih bir kulda zuhur eden fevkalâde hâle kerâmet denir. Ehl-i sünnet ulemâsına göre kerâmet haktır ve bu hususta ittifak vardır. Allâh’ın kudretinin nebîlerden zuhuruna mûcize, velîlerden zuhur etmesine de kerâmet denir. Kerâmet, Allâh’ın bir ikramı olmakla beraber, mûcizeden farklıdır. Çünkü mûcize, peygamberlerin peygamberliklerini ispat için Allah tarafından kendilerine verilmiş bir ihsân-ı ilâhîdir. Gerektiğinde peygamberliğinin delili olarak […]

Continue reading »

Hizmetin Olmazsa Olmazları AŞK, AZİM, İLİM VE HÜNER

Ahmet ZİYLAN Çocuklar sahip oldukları bir sepet cevizi aralarında bölüşemiyormuş, oradan geçmekte olan Nasreddin Hocaya; “–Şunu bize pay eder misin hocam?” demişler. Nasreddin Hoca bir ders vermek istemiş; “–Kul taksimi mi, Allah taksimi mi olsun?” diye sormuş. Çocuklar; “–Tabiî ki, Allah taksimi olsun!” demişler. Nasreddin Hoca da almış cevizleri, birine beş tane, birine bir tane, birini on tane… farklı farklı […]

Continue reading »

GERÇEK KURTULUŞ

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Hazret-i Hâlid bin Saîd -radıyallâhu anh-, Ebû Uhayha künyeli Saîd bin Âs’ın beş oğlundan biriydi. Vahiy gelir gelmez ilk sıralarda Müslüman olmuş ve güzel yüzüne bir de İslâm Nûru yansımıştı. Sevgili hanımı Ümeyme de Müslüman olunca huzur ve mutluluğun doruğuna çıkmıştı. Fakat babasına yakalanmış, ağır bir sorgulama geçirmiş ve İslâm’dan dönmesi için ciddî bir şekilde zorlanmıştı… İslâm’ın […]

Continue reading »

Medîne-i Münevvere’nin İsimleri -4- BELDELERİN EFENDİSİ

Ali HÜSREVOĞLU Bir insanın, bir şeyin, bir şehrin isimlerinin çok olması, o isimlerin sahibinin şerefine delâlet eder. Medîne-i Münevvere’nin mukaddes kitaplarda, Kur’ân’da, Peygamber Efendimiz’in hadislerinde ve ümmetin dilinde mezkûr pek çok ismi vardır. Ekim ayında yayınlanan bu mübarek şehir hakkındaki mülâkatta sadece meşhur olanlara temas edebilmiştik. Bu köşede Medîne-i Münevvere’nin bütün isimlerini genişçe ele alacağız: Nâciye: Halkının azgın kimseler olmasından; […]

Continue reading »

Kitap Tanıtımı İstılâhât-ı İnsân-ı Kâmil… TASAVVUF SÖZLÜĞÜ…

Saklı kalmış bir Osmanlı sûfîsi ve müellifi olan Seyyid Mustafa Râsim Efendi’nin (18-19. yüzyıl) kırk dört senelik emeğinin ürünü olan, ansiklopedi niteliğinde bir tasavvuf sözlüğü: Istılâhât-ı İnsân-ı Kâmil… Tek yazma nüshası Millî Kütüphanede bulunan ve Osmanlıca aslı 1256 varaktan oluşan bu nadide eser, tasavvufla birlikte dinî, ahlâkî, fıkhî, tarihî ve edebî konulara da farklı yorumlar getirmesiyle ayrı bir yere ve […]

Continue reading »

Kardeş Ülke Azerbaycan’da YÜZAKI BİR ŞİİR ZİYAFETİ

Azerbaycan… Kadim kardeş toprakları. Şiirin ve şairin baş tacı olduğu memleket. Tarihten beri güçlü isimlerin yetiştiği müstesnâ bir edebî muhit. Söz vadisinde yüzyıllardır kültür ve medeniyet beşiği. Nice dâhî şahsiyetlerin harmanı. Kimler yetişmemiş ki o harmanda! Nesîmîler, Nizâmîler, Fuzûlîler ve daha niceleri. Edebî mânâda dünkü canlığını bugün de aynı şekilde devam ettiren Azerbaycan’da şiir ve edebiyata gösterilen ilgi yüksek. Genişleyen […]

Continue reading »

DİNİMİ TERK ETMEM!

Handenur YÜKSEL Fatih Sultan Mehmed’in üçüncü oğlu olan Şehzade Cem, 23 Aralık 1459’da Edirne’de doğdu. Babasının vefatından sonra tahtta hak iddia eden Şehzade Cem, vali bulunduğu Konya’dan topladığı orduyla Bursa’yı aldı. Ancak ağabeyi II. Bâyezid’le yaptığı savaşı kaybederek Mısır’a kaçtı. Daha sonra yeniden Anadolu’ya geçen Cem Sultan, ikinci teşebbüsünde de başarılı olamayınca Rodos’a sığındı. Şövalyeler tarafından Roma’ya götürülen talihsiz şehzade, […]

Continue reading »

AĞZI ALTINLA DOLDURULMAK İSTENEN MÜEZZİN

Dursun GÜRLEK dursun.gurlek@mynet.com Sâdî, Gülistan’da diyor ki: Bir fıkıh bilgininin son derece çirkin bir kızı vardı. Zamanı geldi, gelinlik çağına yetişti. Çeyizi, malı-mülkü bulunduğu hâlde, bir talibi çıkmadı. Çıkmaz tabiî, en seçkin ipekli kumaşlar bile böyle bir gelinin üzerinde çirkin görünür. Kısacası, fıkıh bilgini mecbur kaldı ve kızını bir âmâya nikâhladı. Anlatıldığına göre, o tarihte Serendip Adası’ndan bir hekim gelmiş. […]

Continue reading »
1 838 839 840 841 842 1.002