ŞU TILSIMI BOZ GİTSİN
Hadi ÖNAL
Yaralı anılarla yakınmaya gelmedim,
Gönül hüzne alışık; çoklar kalsın, az gitsin.
Sevdam vuslat delisi, bir ben bunu bölmedim
Kül rengi gözyaşımda elem kalsın, haz gitsin.
Heybemde yalnızlığım bakıyor gözlerime,
Nefsimin solgun yüzü yük oldu dizlerime,
Pulladım dilekçemi sır katıp sözlerime,
Müsaade et, ne olur! Aşk işvesin, naz gitsin.
Seferî sebeplerde aradım hep ilâcı,
Bir döndüm ki ardıma gülen zaman yalancı,
Öğrendim neden sonra kimmiş yolcu, kim hancı,
Hesabım boydan aşkın, kalem kalem yaz gitsin.
Ben patika dedim de ister sen düz yolu seç,
Ömür iki büklümmüş birkaç da sert dönemeç,
Aldandım aynalara, köklere inemezmiş meç,
Menzile cevher gerek, essin rüzgâr toz gitsin.
Derman aramam artık dertlerime eş gerek,
Uykular haram şimdi uyanıkken düş gerek,
Şu yürek yangınıma su değil ateş gerek,
Har getir haralansın; yansın külüm, köz gitsin.
Korkak tebessümlerle gönül çırası yanmaz,
Ten günahla sarmaşık, nasihatle uslanmaz,
«Salâ»mı kuvvetli ver, demesinler beynamaz,
Ney çalınsın üç zaman; keman, tambur, saz gitsin.
Yıldızlar alyanslı taç verse de neye yarar,
Toprak ana almazsa koynunda sıcak karar,
Bakma cesaretime korkum dağları sarar,
Düşsün derine yolum; kaz mezarcı, kaz gitsin.
Hadi gel! Bekletme can, himmet eyle sefile,
Üfle Sûr’a uyansın sır uykudan kafile,
Suskun kalmasın dağ-taş, gelsin varlıklar dile,
Kalksın perde aradan, şu tılsımı boz gitsin.