Sevda Nöbetçileri

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Ezelden ebede gül destesini, Derleyip gönüle sunan sizsiniz. Güzelden süzülen hâl bestesini, Sırlayıp aşk ile dönen sizsiniz. Sizdedir atadan yadigâr sancak, Cehalet ilimle boğulur ancak, Tüter ufkumuzda binlerce ocak, Harlayıp ateşi yanan sizsiniz! Mevlâ’m bir eylemiş, iki değeri; Şüheda kanıyla âlimin teri, İrfan ordusunun kutlu erleri, Parlayıp mum gibi sönen sizsiniz! İlim, fen, sanatta usta olanlar, Hikmet […]

Continue reading »

Deli Gönül

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Mağrur olup havalanma, Hor düşersin deli gönül! Meyledip dünyaya kanma, Gör şaşarsın deli gönül! Kim kaldı ki sen kalasın, Bir körpe ceylân balasın, Ara ki Hakk’ı bulasın, Kör beşersin deli gönül! Ârif olan ilme varır, Kâmil olan hikmet görür, Âşık olan aşkla erir, Pür yaşarsın deli gönül! Gönül isen, haddi aşma, Kıyl u kāl ile uğraşma! Boşa […]

Continue reading »

Olsaydı

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Şu sevdâmı hece hece, Anlatacak dil olsaydı. Gönlüm sırdan bir bilmece Şifresi de «gül» olsaydı… Olsaydı dağlarca derdim, Şükrolsun Rabbime derdim. Dost bağına tez giderdim; Yüce davet «Gel!» olsaydı. Sevgi sonsuz, nefret dardır, Sevap kutsal, günah ardır, Her bir işte hikmet vardır; Keşke aklım «bil» olsaydı… Meçhûl sona çeyrek kala, Aldırmam mansıba, mala, Sarınıp bir yensiz çula, […]

Continue reading »

Aşk Vurgunu

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Sevdanın ateşi sînemi yakar, Rûhumu kavurur haralar beni. Durmaz çeşmim yaşı, sel olur, akar, Taştan taşa çalıp paralar beni. Akıp durur zaman, coşkun çay gibi, Aşk vurgunu gönül, deli tay gibi, Hicran ömrü gerer, tıpkı yay gibi, Candan ayrı koyup aralar beni. Bu firâkın bana kastı ne? Bilsem! Ferhat olup, aşk uğruna dağ delsem! Açıktır gözlerim cânansız […]

Continue reading »

Nerdesin Anne?

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Mevsimler bahara erse ne fayda? Çiçekler dalında kuruyor anne. Takvimler yılları görse ne fayda? Ömürler ânında duruyor anne!.. Kin-nefret bulutu sarmış dünyayı, Mazluma çevrilmiş zâlimin yayı, Adalet bozulmuş, karar sus payı, Yürekler şüpheyle vuruyor anne!.. Hicran elemini seven taşıyor, Canlar, cânânından ayrı yaşıyor, Nasipsiz gönüller aşksız üşüyor, Bedenler rûhunu arıyor anne!.. Dillerde hakikat sözü kalmamış, Hâllerde ahlâkın […]

Continue reading »

ELHAMDÜLİLLAH

Köksal CENGİZ Kurtulup nefs engelinden, Kaldıysak elhamdülillah. Aklı şüphe çengelinden, Aldıysak elhamdülillah. Hak emrini yora yora, Yürekleri etsek çıra, Sokmadan menzili zora, Bulduysak elhamdülillah. Seyreyleyip san’atını , Arzulayıp vuslatını, Dehleyip gönül atını, Geldiysek elhamdülillah. Dallar bürünse ışkına, Bülbül olsak gül aşkına, Her sırda dönüp şaşkına, Bildiysek elhamdülillah. Bildirmezse bilen kimdir? Mahbubunu bulan kimdir? «Ol!» Demeden olan kimdir? Olduysak elhamdülillah. Ümidimiz […]

Continue reading »

Musîbete Sabır gerek

Köksal CENGİZ (Niyazkâr) Hemen celâllenme öyle! Musîbete sabır gerek. Hakk’ı zikret, Hakk’ı söyle! Musîbete sabır gerek. Kimi, mîzan yapısıdır. Kimi, îkaz kapısıdır. Kimi, cennet tapusudur. Musîbete sabır gerek. Kem hâllerin güzel eyle! Kör nefsini gazel eyle! Hem, şükrünü özel eyle! Musîbete sabır gerek. Silip, parlat kalp tasını. Çekme dünya tasasını. Görme kulun hatasını. Musîbete sabır gerek. Kır! Şeytanın bacağını. Yak! […]

Continue reading »
1 16 17 18