İslâmiyet’in Doğuşu BÖLÜM IV

Ahmet MERAL HAYBER’İN ALINIŞI (629) Hudeybiye Barışı’ndan sonra Hazret-i Peygamber kısa bir hazırlık yaptırdı ve içinde yaralıların bakımıyla ilgilenecek 20 gönüllü hemşire kadının da bulunduğu, 1400’ü yaya, 200’ü atlı Müslüman’dan oluşan bir orduyla Hayber üzerine yürüdü. Hayber, Medine- ’ye 150 km. mesafede, Suriye yolu üzerinde, Yahudilerin yaşadığı, stratejik öneme sahip bereketli topraklardan oluşmuş bir vahaydı. İçinde 7 kale bulunan bu […]

Continue reading »

Bilmek!

ŞAİR : TALÎ Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Bilmek gerek Allâh’a olan ahdini bilmek! Vâr olmanın, insanlığının akdini bilmek! Sevdâ dolu Mecnun gibi, Yûnus gibi canda, İrfân ile bilmek gerekir kendini bilmek! Kâh putlara kul olmadasın, kâh kula tâğût! İnsân için en yüksek ilim haddini bilmek! Bir yanda melekten yüce bir ahsen-i takvîm, Teşvîk olur insanlığa, ümmîdini bilmek! Bir yanda fakat, hayvana […]

Continue reading »

Çözemedim İnsanı

Yusuf DURSUN Altımıza döşek gibi serilen Arzı gezdim, gezemedim insanı. Üstümüze yorgan gibi gerilen Göğü çözdüm, çözemedim insanı. Ağaçta yaprakta, dalda çiçekte, Çayırda çimende, börtü böcekte, Üç günlük ömrüyle bir kelebekte, Sırrı sezdim, sezemedim insanı. Bir kuş kanadıyla denizler aştım, Yıldızdan yıldıza dörtnala koştum. Kafdağı’nın doruğuna ulaştım, Masal yazdım, yazamadım insanı. Toprağın özünde cevheri duydum, «Altın»ı gizleyen kabuğu soydum, Taşını, […]

Continue reading »

Baykuş

Şükran IŞIK Kan içerek büyüyor yedi başlı canavar. Dişleri arasında bebelerin eti var. Tüm dünyanın kalbinde o şehitler yatıyor. Fezâ yerin dibine utancından batıyor. Şan, şeref duyguları olacak sancak sancak, Mazlumların öcünü mert yiğitler alacak. Yeraltından şehitler kanıyla fışkıracak, Canavarın başını ancak onlar kıracak. İlâhî adâletin nerede tecellîsi? Gelsin artık Hazret-i Ali’nin ayak sesi. Ağlıyor yerler, gökler vahşet dolu oyuna, […]

Continue reading »

Semâyı Kapladı «Âh!..»

M. Ali EŞMELİ (SEYRÎ) Çoluk çocuk ne zamandır cayır cayır yanıyor, Alev içinde damarlar, oluk oluk kanıyor. Yazık, neden iki günlük bebek paramparça? Neden vucûdunu bombayla ettiler salça? Bu denli, kim dedi câniye âfiyet olsun? Yeter, yeter; bebeğin hakkı merhamet olsun! Şu evde yaktığın ey zorba, taş değil, candır, Çocuk kasapları, insan da dense hayvandır! Nasıl belâ kusuyorsun günahsızın başına? […]

Continue reading »

Gazel

Sadettin KAPLAN Geme gelmez doru taylar gibi baktın içime, Seni tuttun bir ucumdan, beni çaktın içime… Günü yıllar avucumdan içiyorken su gibi, Debi bilmez deli çaylar gibi aktın içime… Dilimin her düğümünden süzerek öz mumunu, Gizi rûhumda bıraktın, sözü yaktın içime… O ki, sensiz gelemezdin kayalardan koparak; Koparıp Ülker’i gökten niye taktın içime?.. Hani bensiz geçecek her gecenin son selini […]

Continue reading »

Yangın Gazeli

Recep YILDIZ Yansın, bütün âlem, bütün ukbâ oda yansın; Hattâ seni sevmez görünen yâr, o da yansın! Yansın bütün âlem, ki cehennem tutuşup da, Cennet bile kıpkırmızı bir renge boyansın! Şâirliğin aşkıyla tutuşsun da felekler, Göklerde melekler bile dîvânını ansın! Hattâ -ateşin şevkine kurbân olayım ki- Cânan da bu bayram günü zulmetten uyansın! Ammâ o gülün gül yüzü yansın mı […]

Continue reading »

İbrahim’e Su Taşıyan Karınca

Olcay YAZICI İnsana en kutsal öğüdü verir, İbrahim’e su taşıyan karınca… Hasret ateşinde buzullar erir. Ümit baharına, aşka varınca… Çıktığımız sefer iç yolculuğu, Kırılgan gönüller küser-incinir. Berrak, duru; saf sevgiler oluğu, Yalnızlık gurbeti: Mücerret-zincir… Ne desen bu efkâr sinmez kâğıda, Bıçak ucu uçurumlar sıratı Terk edilmiş eski masal dağı da Ey süvari, gök-burcuna sür atı… Kokla alevdeki o serin gülü […]

Continue reading »

Musîbete Sabır gerek

Köksal CENGİZ (Niyazkâr) Hemen celâllenme öyle! Musîbete sabır gerek. Hakk’ı zikret, Hakk’ı söyle! Musîbete sabır gerek. Kimi, mîzan yapısıdır. Kimi, îkaz kapısıdır. Kimi, cennet tapusudur. Musîbete sabır gerek. Kem hâllerin güzel eyle! Kör nefsini gazel eyle! Hem, şükrünü özel eyle! Musîbete sabır gerek. Silip, parlat kalp tasını. Çekme dünya tasasını. Görme kulun hatasını. Musîbete sabır gerek. Kır! Şeytanın bacağını. Yak! […]

Continue reading »

Yanık Mevsimler

Mahmut TOPBAŞLI Sessiz bir çığlıkla çınlarken dört yan; Zaman geçmeyecek sanar yüreğim. Kül rengine döndü, kavrulan mekân; Benim bu ocakta yanar yüreğim. Çıplak bir hüzünle dolar gözlerim, Gayyâ kuyusundan çıkar izlerim, Gönlüme teselli olmaz sözlerim, Kendi hicrânına kanar yüreğim! Nerede gönülden gönle dönüşler? Karardı mânâlı, parlak gümüşler, Sabaha çıkmadı, nerde o düşler? Diyerek âh ile döner yüreğim! Acıları vurup yorgun […]

Continue reading »
1 1.007 1.008 1.009 1.010 1.011 1.028