«Malta Yok» Deyimi, BİZDE NEDEN YOK?

Doç. Dr. Ahmet KAVAS akavas@istanbul.edu.tr İnsanlar gibi kullandıkları kelimeleri de farklı coğrafyaları dolaşır. Hattâ bazı kelimeler ilk sahiplerinden ayrı kalsalar bile kendilerini daha sonra sahiplenenler sayesinde varlıklarını sürdürürler. Dillere yeni kelimelerin kazandırılması önemli toplumlararası etkileşimlerden biridir. Bu mânâda dünyada çok sayıda dilden etkilenen ve onları etkileyen lisanlardan birisinin de Türkçe olduğu bilinmektedir. Türkçenin en fazla etkilendiği ve çok sayıda kelime […]

Continue reading »

Tarihin Değirmenine Su Taşıyan Şehir: Hama

Yard. Doç. Dr. Rıdvan CANIM ridvancanim@mynet.com Benim adım dertli dolap Suyum akar yalap yalap Böyle emreylemiş Çalap Derdim vardır inilerim. Yunus Emre Suriye’nin Humus’tan sonra dör¬düncü büyük şehri Hama… Za¬ten Şam’dan Halep’e uzanan yol-culuğumuzun da Humus’tan sonraki durağı burası… Orta Doğu’nun bu güngörmüş şehrinin yaşı neredey¬se beş bine dayanmış… Asırlardır sularıyla ona hayat veren Âsi Nehri aslında bana sorarsanız onun […]

Continue reading »

Mideme Haram Girmesin!

Handenur YÜKSEL Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in damadı ve amcaoğlu, Hulefâ-i Râşidîn’in dördüncüsü olan Hazret-i Ali, 600 yıllarında Mekke’de doğdu. Hicretin ikinci yılının son ayında Peygamberimiz’in kızı Fâtıma ile evlendi. Başta Bedir, Uhud ve Hen¬dek olmak üzere bütün gazalara ka-tıldı, bu savaşlarda Rasûl-i Ekrem’in sancaktarlığını yaptı. 28 Ocak 661’de Hâricî bir suikastçı tarafından zehir¬li bir hançerle şehid edildi. *** […]

Continue reading »

Cengiz AYTMATOV’un Dünya Edebiyatına Kazandırdığı Kavram: Mankurtlaşma ve Mankurtizm

Hadi ÖNAL hadional@mynet.com Mankurt ve Mankurtlaşma sözü¬nün telâffuzu ve anlamı dünya¬nın hemen bütün dillerinde ay¬nıdır. Bu kelimeyi dünya edebiyatına kazandıran kişi ise çağımızın büyük romancısı, destan diliyle yazan Kırgız Türk’ü Cengiz AYTMATOV’dur. Cengiz AYTMATOV’un, «Gün Olur Asra Bedel» romanında yer verdiği bu söz bir Kırgız efsanesinde geçmekte¬dir. Yazar, mankurtlaşmayı ölüme dahî rahmet okutan bir son olarak tanımlar. Peki, nedir bu […]

Continue reading »

Latif Latîfeler ve Güzel Anekdotlar

Dursun GÜRLEK dursun.gurlek@mynet.com Yazarların kitaplarında yer verdikleri, usta hatiple¬rin sözlerinin arasına sıkıştırdıkları, sohbet erbabı kimselerin nakletmekten büyük bir zevk aldıkları fıkralar, latîfeler, anekdotlar; çorbada tuz, helvada şeker kabul edildiği içindir ki, kültür dünyamızın son derece önemli malzemelerini teşkil ediyorlar ve bunlar, okuyu¬cular tarafından büyük bir alâkayla karşılanıyor. Öyle ise ilginizi uyandırmak, bilginizi artırmak için birkaç latif latîfe nakledeyim. Buyurun efendim: […]

Continue reading »

İskele Camii’ndeki Güneş Saati

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com 1522 yılında Topkapı Sarayı’nda dünyaya gelen Mihrimah Sultan, Kanunî’nin hayatta kalan tek kızıdır. Babası tarafından çok sevilen küçük prenses, annesi Hürrem Sultan’ın neza¬retinde iyi bir eğitim gördü. Henüz 17 yaşındayken (1539) Diyarbekir Beyler¬beyi Rüstem Paşa’yla evlendirildi. Dü¬ğün merasimi, erkek kardeşleri Bâyezid ve Cihangir’in sünnet düğünüyle birlikte At Meydanı’nda (bugünkü Sultanahmet Meydanı) büyük şenliklerle yapıldı. Rüstem Paşa bu […]

Continue reading »

Hayır Peşinde Koşan Osmanlı Hanımları

Aydın TALAY aydintalay@gmail.com Geçmişimizi ve Osmanlı’yı batılı kay¬naklardan ve ısmarlama tarihçiler¬den öğrenmeye çalışırsak yanılırız. Zira içlerinde insaf taşıyanlar olmakla beraber, çokları Osmanlı sarayı, vali¬de sultanlar ve harem hayatı hakkında ipe-sapa gelmedik şeyler yazmışlardır. Hâlbuki Osmanlı irfanı, harem için muazzam bir terbiye sistemi kur¬muştur. O nasıl bir terbiye sistemidir ki; Arnavut, Bulgar, Ermeni ve Boşnak olarak 7-8 yaşlarındaki kimsesiz veya savaşta […]

Continue reading »

Emevîler Dönemi-I (661-750)

Ahmet MERAL Hazret-i Ali’nin şehid edilmesinin ardından taraftarlarından 40 bin kişi, oğlu Hazret-i Hasan’a bağlı¬lıklarını bildirmişti. Mekke, Medine, Hicaz ve Yemen halkı da halîfe olarak Hazret-i Hasan’a biat ettiler. Ancak öte¬den beri plânlı bir şekilde Suriye’de gü¬cünü artırmakla meşgul olan Şam vali¬si Muâviye ve onun etkisindeki Mısır, Hazret-i Hasan’a biat etmedi. Bir süre sonra Muâviye Şam’da halîfeliğini ilân etti. Bununla […]

Continue reading »

Hâlid bin Velid’i Tanır mısınız?

Yard. Doç. Dr. Rıdvan CANIM ridvancanim@mynet.com Şâm-ı Şerîf ’i mahzun bir şekilde ardımızda bıraktık… Bakalım bu güzel rüyanın sonu nereye varacak!.. Gözlerim harap, yıkık-dökük bir şehir tablosu ararken ve de muhtemel bir tepe üzerinde gravürlerdeki o muhteşem Humus Kalesi’ni bir an önce görmeyi arzu ederken, rehberimiz Nedim Bey, ne yazık ki o kalenin artık sadece gravürlerde kaldığını belirtmekle yetiniyor. Kendimizi […]

Continue reading »

Vezirlik Kocamışlara Kaldı!

Handenur YÜKSEL Tiryaki Hasan Paşa 1530’da doğdu. Enderun’da yetiştikten sonra Zvornik Sancakbeyliğine gönderilen paşa, bu görevi sırasında birçok kale fethetti. Daha sonra beylerbeyi rütbesiyle Zigetvar’a, 1594’te ise Bosna Beylerbeyliği’ne tayin edildi. 1600 yılında Kanije Kalesi fethedilip beylerbeylik hâline getirilince idaresi Hasan Paşa’ya verildi. 1601’de Avusturya Arşidükü, 50 bin kişilik bir ordu ile Kanije’yi kuşattığında, kalede sadece beş bin asker bulunuyordu. […]

Continue reading »
1 43 44 45 46 47 53