Cömertliğin Böylesi! HANGİSİ DAHA CÖMERT?

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Kâbe’nin avlusunda hurma satan üç kişi aralarında konuşuyorlardı. Söz, döndü dolaştı; ihsana, iyiliğe, mertliğe ve cömertliğe geldi. Bunlardan birisi; “–Devrimizde insanların ihsan ve iyilik bakımından en üstünü, en cömerdi Arabetü’l-Evsî’dir.” dedi. Diğeri buna itiraz etti: “–Hayır, en cömert kişi Kays bin Sa‘d bin Ubâde’dir.” dedi. Üçüncü şahıs, kestirip attı: “–Hayır; ne o, ne öteki… Bugünün en […]

Continue reading »

KUR’ÂN DİNLERKEN YAKALANDILAR!

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamberimiz -aleyhisselâm- başta olmak üzere, İslâm ile şereflenen sahâbîlerin hepsi büyük bir fedâkârlık ile çalışıyorlardı. Câhiliyye bataklığına saplanmış olan zavallı insanların hâllerine acıyan her müslüman, gecesini gündüzüne katmıştı. Bir yanda bataklıklardan boy boy ve rengârenk güller filizlenirken; diğer yanda hırsından ne yapacağını bilmez bir güruh, öfkesinden kuduruyordu. Herkes nasibinin peşinden koşuyordu! Allah ve Rasûlü’ne davet; […]

Continue reading »

Rahmânî ve Nebevî Beyanlarla; ALLAH TEÂLÂ HANGİ KULLARINI SEVER? -1-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KIYÂMETE DOĞRU İKİ AKIŞ… Sır ve hikmetlerle dolu imtihan âleminde, her şey iki zıt cihette akış hâlinde: Hayır ve şer. Güzel ve çirkin. Helâl ve haram. Îman ve küfür. Cömertlik ve cimrilik. Adâlet ve zulüm… İnsan da bu akışlarda; iradesiyle, tercihiyle yerini almakta… Mü’min yahut kâfir; âdil yahut zâlim, merhametli yahut gaddar, cömert yahut […]

Continue reading »

MUHABBETTEKİ SIR VE RUMUZLAR…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Mânevî hakikatleri müşahhaslaştırmak için müracaat edilen en tesirli vasıta, temsil ve teşbihtir. Hazret-i Mevlânâ, insan tabiatında sevgilerin adreslerini ve kıymet-i harbiyyelerini idrâk edebileceğimiz, temsillerle dolu bir kıssa anlatır. Zâhiren bir aşk hikâyesine benzeyen, fakat sır ve hikmetlerle rumuzlu olan bir temsil: PADİŞAH VE CÂRİYE KISSASI “Saltanat sahibi asil bir padişah vardı. Bir gün maiyyetiyle […]

Continue reading »

ASHÂB-I DARVAN

YAZAR : Sami GÖKSÜN Bazen kısacık bir kıssa, uzun uzun nice vaaz ve nasihatlerin anlatamadığını anlatır. Bu hikmetle, Kur’ân-ı Kerîm’in mühim bir kısmını kıssalar teşkil etmiştir. Kalem Sûresi’nin 17 ilâ 35. âyetleri arasında, yüce Mevlâmız, ibret-i âlem için şu hâdiseyi anlatmaktadır: Sakif kabîlesinden zengin bir zâtın; San‘a yakınlarında, içinde her türlü meyve ağacının bulunduğu, her yemişin, her sebzenin, her hubûbat […]

Continue reading »

Geceleri Çok Uyuma! BU DÜNYA SANA DA KALMAZ!

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Gençliğinde ibâdet edip, son-ra ibâdeti terk eden bir adam; bir gün aynaya baktı. Saçında, sakalında beyaz kıllar gördü; “–Eyvah, ben ne yaptım?” dedi. «Acaba, Allâh’a dönsem Rabbim beni affeder mi?» diye düşündü. «Ömrümü, Allah Teâlâ’ya isyanla geçirdim. Ne yapacağım?..» diye düşündüğü sırada; Allah Teâlâ onun gönlüne ilham ederek şöyle hitap etti: “–Ey kulum! Sen Ben’i severdin, […]

Continue reading »

-Düzelttiğini Savunarak Bozgunculuk Yapanlara- ÎMAN VİRÜS KABUL ETMEZ!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Bazı eğitim kürsülerinde bazı lâkırdılar sakız oldu: “–Ben dinde reformcuyum!” “–Ben tarihsel anlayışı benimsiyorum!” “–Peygamber’e bu kadar muhabbet gereksiz ve aşırı!” “–Hadiste kimi sahâbîler yalancı!” “–Mirasta kadınlara haksızlık ediliyor!” “–Kadınlar, özürlü dönemlerinde de namaz kılabilir, Kur’ân okuyabilir! Yasak masak yok! Önceki ulemâ, sahâbe, fıkıh izin vermiyorsa da bu zamanda ihtiyaç; ben izin veriyorum. […]

Continue reading »

DÜŞÜNÜP TUTASINIZ DİYE

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamberimiz -aleyhisselâm-, İslâm’ın yayılması ve insanlığın kurtuluşu için sürekli çalışıyordu. Ashâb-ı kiram da öyle. Her biri hummalı bir çalışma içindeydiler. Bu böyle, kesintisiz bir şekilde devam ediyordu. Bir tarafta müslüman sayısı artarken, diğer tarafta müşrikler çılgına dönüyorlardı. Onlar da sürekli bir araya geliyorlar, bu gidişe bir; «Dur!» demek için çare üzerine çare arıyorlardı. Peygamberimiz -aleyhisselâm-’ı […]

Continue reading »

Hak Dostlarının Rehberliğinde GÖNÜL FÜTUHÂTI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SADECE ÜÇ KİŞİ Peygamberliğin ilk yıllarıydı. Ufeyf el-Kindî adlı bir tüccar Mekke’ye gelmiş ve Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcası Abbâs -radiyallâhu anh-’ın evine misafir olmuştu. Ufeyf; Kâbe’de Peygamber Efendimiz, Hazret-i Hatice ve Hazret-i Ali’yi namaz kılarken gördü. Abbâs -radiyallâhu anh-’a onların kim olduklarını sordu. Henüz îmân ile müşerref olmayan Hazret-i Abbâs da […]

Continue reading »

Hak ile Kul Arasındaki Perde: BENLİK DUVARI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ŞAHDAMARINDAN YAKIN… Allah Teâlâ buyuruyor: وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرٖ۪يدِ “…Biz insana şahdamarından daha yakınız.” (Kāf, 16) Ya insan? İnsan, Rabbine yakın mı? Ne kadar yakın? Cenâb-ı Hak; kendi yakın olduğu gibi, kulunu da kendine yakınlaştırıcı lütuflarda bulundu. İnsana kalp verdi, akıl verdi, vicdan verdi. İnsan bu nimetleri yerinde istihdam edip Cenâb-ı Hakk’a […]

Continue reading »
1 113 114 115 116 117 173