Benim Bir Karıncaya Ulu Nazarım Vardır

Ayla AĞABEGÜM Küresel ısınma bütün dünyada ciddî iklim değişikliklerine sebep olmaya başladı. Türkiye, küresel ısınmadan en çok zarar görecek ülkeler arasında yer alıyor. 2007 yılı yazında yüzyılın en sıcak günleri yaşanacak. UV (ultraviyole/mor ötesi) ışınlarıyla ilgili uyarılar gündeme geliyor, cilt kanseri oranının artacağı düşünülüyor, susuz bir yaz bekleniyor.” haberlerini basından üzülerek takip ediyoruz. Doymayan insan nefsinin geldiği son nokta… Abdülhak […]

Continue reading »

Lâdinî (Profane) Şiir mi, Hüsniyat Şiiri mi?

Ahmet SEVGİ Bilindiği üzere Fuat KÖPRÜLÜ (1890-1966) bizde batılı anlamda Türk edebiyatı tarihçiliğinin kurucusudur. Geniş bilgisi ve yorulmak bilmez çalışkanlığı ile genç yaşta ilim çevrelerinin dikkatini çeken bu müstesna kabiliyet, özellikle Türk edebiyatı alanındaki eserleriyle adını ölümsüzleştirmiştir. Bugün Türk edebiyatı tarihi hakkında yazılıp söylenenlerin birçoğu -doğru veya yanlış- onun tespitleridir. Biz bu makalemizde ilk defa Fuat KÖPRÜLÜ tarafından kullanılan ve […]

Continue reading »

Fetih Projeleri İçinde…

SEYR M. ALİ EŞMELİ İstanbul fethi gibi büyük, muhteşem ve eşsiz bir tarihî gerçeğe sadece hamasî duygularla bakmak, yanlış olur. Çünkü bu bakış, dün ile iftihar etmekten öte geçmez. Bu da, o günkü muazzam başarının bugüne yansıması gereken derin ve güçlü açılımlarına kapı açmaz. Yani mesele, fetihteki farklı pencerelerden akseden ve yeni fetihlere/büyük açılımlara ışık tutacak gerçekleri görebilmek. O takdirde […]

Continue reading »

Ulubatlı Hasan

ÜMİT FEHMİ SORGUNLU Askerler o gün erkenden kalktı. Uykusuz geçen bir gecenin sabahında yüzler gergin, tedirgin ve heyecanlıydı. Dudaklarda hâlâ geceden kalma dua mırıltıları vardı. Bölük bölük, abdest tazelemek için ibriklere yürüdüler. İbrikçibaşının akıttığı incecik sulara birkaç el birden uzandı. Hasan’ın içi içine sığmıyordu. Bu kutlu yolda kendisinin de öncü seçileceğine inanıyordu. Önce Molla Gûrânî ve Akşemseddin gibi büyüklerin himmeti, […]

Continue reading »

Sazımız Terkimizde Özümüz Türkümüzde

SAADETTİN KAPLAN Sevdasını gönül sazının en ince «can teli»ne, azık ve umudunu yamalı çıkınına ve ölümü alnına dökülen perçemindeki «an teli»ne düğümleyerek yola çıkar Anadolu yiğidi… Gözyaşlarımız aksa da içimize, toprağa karışır terimiz; toprağı öykünür tenimiz. Diz vurur toprağa, şeydâ bülbül gibi figān ederiz. Apansız hazana erer taptaze gülşenimiz… Bu bizim eski huyumuz, kan basıncımız, kılcallarımızda bıngıldayan özsuyumuz… Hasret kanatlı […]

Continue reading »

Mevlana ve Nükte

PROF. DR. NİHAT ÖZTOPRAK Mevlânâ’ya göre şaka ve latîfe bir şey öğrenmek içindir. Bu yüzden onlar da ciddîye alınmalıdır. Görünüşlerine aldanmamalıdır. Ona göre önemli olan algılayıştır. Maskara kimse, ciddî şeyleri bile alaya alır, onun için herşey maskaralıktır. Akıllı insanlar böyle düşünmez, onlar için şaka ve nükte bile ciddîdir. “Benim beytim beyit değil bir ülkedir. Benim alayım (şaka) da alay değil […]

Continue reading »

Fetih ve İşgalin Farkı

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Tarih öğretmeni Muhsin Bey, Osmanlı fetihlerini işgalden ayıran hususiyetleri sayıyordu. Fakat Zeki adındaki bir öğrenci anlattıklarına sık sık itiraz ederek sözünü kesiyordu: ¬“–Ama hocam, bu söyledikleriniz çok sübjektif şeyler. Fetih, işgal, istilâ… Neticede hepsi aynı şey. Belli bir ekonomik ve askerî güce sahip devlet veya milletin yeni topraklara açılması… Bu arada kendi ideolojisini de oraya taşıyor, tabiî […]

Continue reading »

TÜRKLERDE PEYGAMBER SEVGİSİ

PROF. DR. AHMET SEVGİ Türkler, İslâm dinini zorla değil; severek, isteyerek, gönül huzuruyla kabul etmişlerdir. Dolayısıyla bizde Allah ve Peygamber sevgisi her şeyin üstünde gelir. Edebî eserlerimiz bunun şahididir. Klâsik edebiyatımızı inceleyenler hemen her eserin başında «tevhid» ve «na’t»ın yer aldığını göreceklerdir. Biz bu yazımızda değişik eserlerden vereceğimiz örneklerle ecdadımızdaki Peygamber sevgisini -denizde damla misâli- dile getirmeye çalışacağız. İsterseniz, Yahya […]

Continue reading »

SU KASİDESİ’NDE GÜRÜL GÜRÜL AKAN PEYGAMBER SEVGİSİ

SEYR M.ALİ EŞMELİ Bir gün Hazret-i Ömer, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e: “–Yâ Rasûlâllah, Sen’i canım hâriç, her şeyden daha çok seviyorum…” dedi. Hazret-i Peygamber Efendimiz de: “–Bir kimse, beni, anasından, babasından, canından ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe, kâmil mânâda îman etmiş sayılmaz!” buyurdular. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: “–Seni canımdan da çok seviyorum, yâ Rasûlâllah!” diyerek muhabbet tazeledi. O […]

Continue reading »

MAHLAS NÜKTELERİ 4

PROF. DR. NİHAT ÖZTOPRAK XVII. yüzyılın sivri dilli, nüktedan şairi Nef’î (öl. 1635) ilk önceleri «zarar veren, zararlı» anlamına gelen «Darrî (Zarrî)» kelimesini mahlâs olarak seçmişti. Mahlâsına uygun olarak yalın kılınç etrafını kırıp geçirmekte iken, devrin âlim şairlerinden Gelibolulu Âlî (öl. 1600), zararlı değil yararlı olması temennisiyle ona «faydalı, yararlı» anlamlarına gelen «Nef’î» kelimesini mahlâs olarak teklif etti. Âlî, bu […]

Continue reading »
1 51 52 53 54 55 61