NE MÜBÂREK ANNELER…

Hüdâyî ÜSKÜDARLI Eminönü-Üsküdar iskelesine yaklaşmışlardı. Ezân-ı Muhammedî başladı. Gökyüzüne duâ hâlinde, yeryüzüne davet hâlinde. Orhan ile yengesi Fatma Hanım’ın gönül kubbelerinde bugün ezan daha bir başka yankılanıyordu. Fatma Hanım durakladı: –Orhan, bugün hayli ziyaretler yaptık. Belki yorulmuş olabilirsin, ama istersen bu davete kulak verdiğimiz gibi bir de gönül verelim. Ne dersin, akşamı Yenicami’de kılalım mı? –Ne demek yengeciğim! Rûhumuz dinlenir. […]

Continue reading »

Sâhibü’l-Ezân… ABDULLAH İBN-İ ZEYD -1-

Ömer OKUDAN okudan@yuzaki.com “Ezânı işittiğiniz zaman (kelime kelime) aynen tekrarlayın. Sonra bana salât ü selâm getirin. Zira kim bana salât ü selâm getirirse Allah da ona on misliyle rahmet eder. Sonra; «Ey bu eksiksiz davetin ve kılınan namazın Rabbi Allâh’ım! Hazret-i Muhammed -aleyhissalâtü ve’s-selâm-’a Vesîle’yi, fazîleti ve en üstün dereceyi nasip eyle! O’nu va‘dettiğin Makām-ı Mahmûd’a ulaştır!» diyerek bana duâ […]

Continue reading »

BİR ZİYARET, ÜÇ KERÂMET…

İrfan ÖZTÜRK Yıl 1983. 17 Nisan Perşembe günü, Kur’ân kursları müfredat programına göre; akāid dersimizin konuları olan mûcize, kerâmet ve istidrac mevzularını işlemiştik. Mûcizelerden bilhassa Peygamber Efendimiz’in ve diğer Peygamberân-i İzâm Hazerâtının mûcizelerinden örnekler verip izah etmiştik. Evliyâların kerâmetleri izah edilip örnekler verildi. Ancak, öğrencilerin bunu daha iyi anlayabilmeleri için canlı bir örneğe ihtiyaç vardı. Öğrencilere; “–Günümüzde de böylece kerâmet […]

Continue reading »

NASIL, NE ÖĞRETİYORSUNUZ?

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Kartallar bir araya toplandı. Uzun zamandır, sıkıntı içindeydiler. Göklerin hür kralları yerde, izbe bir köşede uzun uzun tartışıyordu. İçlerinde gerçekten basîretli ve bilge olanı ise, bu tartışmaların dışında ve bazen de hiçbir yerinde idi. Hararetli konuşmaları sessizce dinliyordu sadece. İri bir kartal bas bas bağırıyordu: –Arkadaşlar! Onu bunu bilmem, bakın tavuklar ne kadar rahat. Üstelik […]

Continue reading »

SA‘D BİN EBÎ VAKKĀS

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr İslâm güneşinin doğduğu günlerde 17-18 yaşlarında olan Sa‘d bin Ebî Vakkās,1 oldukça hareketli ve heyecan dolu bir gençti. En büyük özelliği sevgili annesine olan düşkünlüğü idi. Sa‘d annesine, annesi de oğluna çok düşkündü. Öyle ki; koskoca bir genç olduğu hâlde, sevgili annesinden hiç ayrılmazdı. İslâm ile şereflenmeden üç gün önce gördüğü rüyasını ve ardından da hemen İslâm’a […]

Continue reading »

İKİ BAKIŞ AÇISI, İKİ SÜLEYMAN…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Son dönemde tarihî şahsiyetler etrafında bir tartışmadır koptu… Tartışma programları, diziler, yazılar, çiziler… ülkemizde mütedeyyin kesimin tarihe bakışındaki sâfiyeti alaya alıyor, onu yıkmaya çalışıyor. Meseleye bakışın ekseninde bir ifrat ve bir de tefrit var. Yani iki aşırı uca çekiliş… Kur’ân-ı Kerim’de on kez kâh inançsızların ağzından, kâh bizzat peygamberlerin ağzından şu hakikat ifade edilir: Peygamberler, muhatapları […]

Continue reading »

NİNEDEN TORUNA…

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Rahmetli babaannem sağken, ondan hâtıralarını dinlemeyi çok severdim. Tandırda ekmek yapmanın inceliklerini, bağ bozumunda nasıl pekmez kaynattıklarını, izbelerini, hayatlarını, avarlarını… O anlattıkça ben de o hâdiselerin geçtiği evi, çocukluk çağımda son hâlini gördüğüm o bağlı-bahçeli eski Konya evini gözümün önüne getirirdim. Aslında babamların evi, şehir merkezine çok yakındı. Zaten dedemiz de İstanbul’a gelmelerinden evvel uzun bedestende […]

Continue reading »

EŞYALARIN DİLİ OLSAYDI…

Ayla AĞABEGÜM aylaagabegum@hotmail.com Naylon iplerin olmadığı devirde; tesbihler, pamuk ipliğine dizilirdi. Olmadık bir anda tesbihimizin ipi kopar, taneler etrafa saçılırdı. Saçılan taneleri teker teker toplamak ve yeniden dizmek, epeyce zamanımızı alırdı. Geçen zaman içinde biz de tesbih taneleri gibi her geçen gün etrafa saçılıyorduk. Güzellikler hayatımızdan uzaklaşıyor ve biz seyirci kalıyorduk. İnsanımızın maddî ve mânevî dünyası değişiyordu. Benim mahallem, benim […]

Continue reading »

ECDÂDA VEFÂ

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Osman Gazi’nin; “Gayemiz, kuru bir cihangirlik değil, «i’lâ-yı kelimetullah»tır!” düsturu ile üç kıtada at koşturan ecdâdımız, 24 milyon kilometrekarelik bir cihan devleti kurdu. Onların; göz kamaştıran adâlet, fazîlet, medeniyet ve âbide şahsiyetleri, tarih sayfalarında altın harflerle yer aldı. O altın harfleri doğru okuyan düşmanlar bile, onun hayranı ve talibi oldu. Bizans’ta; “İstanbul’da kardinal şapkası görmektense […]

Continue reading »

YAKIN DÖNEM HİLYELERİ -1-

Prof. Dr. İsmail ÇETİŞLİ* icetisli@pau.edu.tr 1. HİLYE-İ FAHR-İ ÂLEM1 Görmek O Habîbi başka bir zevk; Dünyâda o zevke var mı mâ-fevk? Her göz O’nu görmek ister ammâ, Geçmiş o saâdet asrı, hayfâ! Biz sonrakiler ki bî-nasîbiz, Hasretkeş-i ru‘yet-i Habîb’iz. (s. 134) Müslüman milletlerin önemli ölçüde din temeli üzerine oturan edebiyatlarının ana konularından biri Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’dir. Başta […]

Continue reading »
1 739 740 741 742 743 1.019