EY YÜCE RASÛL!

Kemal AKGÜL kemalakgul1903@gmail.com   Âlemlere rahmet gönderildin Sen, Sen’i seviyoruz ey yüce Rasûl! Sözler kifâyetsiz anlatamam ben, Sen’i seviyoruz ey yüce Rasûl! Karanlık dünyamız ışıkla doldu, İnsanlık yolunu Sen’inle buldu, Rabbim lutfeyledi muhabbet oldu; Sen’i seviyoruz ey yüce Rasûl! Sen’sin üstümüze doğan son güneş! Mübârek sahâbe yıldızlara eş! Sevdan kalbimizde sönmeyen ateş, Sen’i seviyoruz ey yüce Rasûl! Meş‘ale gösterdin Sünnet, […]

Continue reading »

ZULMETTEN NÛRA

Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com Gel kardeşim aç da gönül gözünü, On dört asır evvel olanı seyret. Zulüm kaplamıştı tüm yeryüzünü, Altı yüz seneye varmıştı fetret. Kan, gözyaşı oluk oluk akarken, Mazlumun feryâdı Arş’a çıkarken, İnsanlık umutla ufka bakarken; Mekke’de bir yetim doğdu nihayet. Dağların ucundan şavkıdı bir nur, Nice gönülleri kapladı sürûr, Yerler, gökler O’nu methedip durur; Muhammed’dir adı Nebiyy-i Rahmet. […]

Continue reading »

MEVLÂNÂ’NIN GAZELİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -8- GÖNÜL ELBETTE DÜŞER AŞKINA!*

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com   Bir pırıltınla senin, Tur bile kaç pâre olur! Gönül elbette düşüp aşkına bîçâre olur. Mum olur lutf ile baksan nice taşlar, kayalar, Taşlaşır kahr ile baktın mı cihan, hâre olur. Âh edip ağla gönül, ağla ki ihyâ olasın, Ağlamak çünkü senin derdine tek çâre olur. Sefer ister gönül ammâ onu bağlarsın sen, Çözülür bağ da nihâyet, […]

Continue reading »

Kıymetli Okuyucularımız, «Yeniden besmele!» Bir şeyi sayarken, esas alınan külliyetli rakamın katlarına gelindikçe; «Dalya!» diye seslenme âdeti varmış. Seslenilirmiş ki, sayanlar dikkat etsin, hesabı doğru tutulsun. Bir de haberdar olsun, sevinilsin, şükredilsin. Bir bereket coşkusu olsun. Biz de tahdîs-i nimet kabîlinden, hamd etmeye, şükretmeye vesile olsun diye sesleniyoruz: 200’üncü sayımızla karşınızdayız. 2005 Mart’ından beri her ay hak ve hakikati, bizim […]

Continue reading »

SEN OLMASAYDIN…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Hazret-i Mevlânâ bizleri şu tefekküre davet ediyor: “İki dünya, bir gönül için yaratılmıştır! «Sen olmasaydın, Sen olmasaydın bu kâinâtı yaratmazdım!..» ifadesinin mânâsını iyi düşün!..” “Levlâke levlâke…” ile başlayan meşhur söz, sûfîlerin eserlerinde bir kudsî hadis olarak rivâyet edilse de, kaynağı bulunamıyor. Ona yakın; “Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- olmasaydı, ey Âdem, seni yaratmazdım!” rivâyetini ise Hâkim’in […]

Continue reading »

YÜZAKI

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com   -Muhteşem mâzîden kutlu istikbâle 200. sayı…- İşte bizim Yüzakı’mız, Hisleri söze getirir. Gönüllerin el birliği, Yokuşu düze getirir. Asr-ı Saâdet’ten dilek, Eskimeyen kutlu gerçek, Keskin kalem, güçlü yürek; Hak yaza yaza getirir. Muhteşem mâzîden hâle, Hâlden kutlu istikbâle, Zâhir/bâtın her ahvâle; Mazhar bir ize getirir. Zor zamana doğan ziyâ, Emsal olur güzel huya, En öndeki […]

Continue reading »

GÜL NEBÎ’NİN İZİNDE…

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com   Nice saâdet vardır, Gül Nebî’nin yolunda… Gönlün semâ kadardır, Gül Nebî’nin yolunda… Dizinin dibi hoştur, Gönül aşktan sarhoştur, Anlarsın neler boştur; Gül Nebî’nin yolunda… Elvedâ derken hüzün, Gülümser dâim yüzün, Parlar gecen, gündüzün; Gül Nebî’nin yolunda… Berekettir gözyaşı, Biter dünya telâşı, Nice kutlu uğraşı; Gül Nebî’nin yolunda… Kış tükenir baharda, Bahar yaşanır korda, Kalınır mı […]

Continue reading »

VELÂDET-İ NEBÎ

ECRÎ (Huzeyfe YÜKSEL)   Dünyâ acı bir devr-i cehâlet yaşıyordu. İnsandaki gaddarlık asırlar aşıyordu. Zâlim ve zulüm güçsüze hançer kesilirken, Hiç kalmadı bîçâre ve mazlumlara mesken. Teşrîf ederek geldi nihâyet yüce Sultan. Hükmüyle nizam verdi O en sevgili Cânan. Teşrîfine yer-gök sevinip coştu da coştu. Varlık dirilip, şânı büyük rahmete koştu. Dünyâ bağı birden yeşerip, açtı çiçekler, «Doğdun!» diye, Allâh’a […]

Continue reading »

MÜBÂREK TEŞRİF ve FAHR-İ KÂİNÂT EFENDİMİZ’E MUHABBET

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HAFİFLETEN SEVİNÇ Allah Rasûlü’nün sütannelerinden biri de, tâlihli hanım Süveybe Hâtun’dur. Bu hanım, Rasûlullâh’ın amcası ve azılı düşmanı olan Ebû Leheb’in câriyesi idi. Süveybe Hâtun; Ebû Leheb’e yeğeninin, yani Peygamber Efendimiz’in doğum müjdesini haber verince, Ebû Leheb, sırf kavmî asabiyetten dolayı bu câriyeyi âzâd etti. Bu hâdiseyle alâkalı olarak, Ebû Leheb’in kardeşi Abbâs -radıyallâhu anh- […]

Continue reading »

KAZANANLARIN MASASI

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Bir masa… Masanın etrafında dört iskemle… İskemlelerin biri boş. Diğer üçünde de henüz yirmili yaşlarına yeni basmış gençler oturmakta. Masa, neredeyse dumandan seçilemiyor. Fakat el hareketleriyle göz önündeki dumanlar sağa-sola dağıtılırsa, belki masadakiler belli olabilir. Yan yatmış içki şişeleri, dibinde sigara küllerinin yüzdüğü pis kadehler, yumruk içinde buruşturulup fırlatılmış sigara paketleri… Bu masa, belki ufacık yuvarlak […]

Continue reading »
1 176 177 178 179 180 1.003