MEVLÂNÂ’NIN GAZELİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -10- ELİNDE BEN BİR ASÂ!*

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com

 

Sen od peşindeki Mûsâ, elinde ben bir asâ!
Tutunca bir odunum, attığında ejderhâ!

Zaman ve yerle mukayyet değilsin aslā sen,
Benimse savrulur ömrüm eserken aşk u hevâ!

Fakat değil bir ömür, bende bin ömür olsa,
Senin yolunda ederdim inan bir anda fedâ!

Duyunca vasfını gözden, gönül göz olmadadır,
O anlatışta ne dil var, ne ses, ne tavr u edâ!

O dem ki gönle haber verdi gözlerim senden,
Gönül hem onlara şükran doluydu hem de sana!

Felek arar seni göklerde kaç çerâğ yakıp,
Tutuşmuş aşkına zâhir, çeker büyük sevdâ!

Murâdın âh ederek gönlü aşka yakmak ise,
O gösterir buna bin canla, bin gönülle rızâ!

Gamınla ez beni, ey yâr, un ufak et ki,
Gözün için olurum belki bir ümit tutya!

Nedir ki can dediğin? Gül dalında bir yaprak!
Nedir gönül dediğin? Gül bağında bir şeydâ!

Sükûta varmalı Hâmuş, benim ne haddime söz,
Senindir âlemi tutmuş olan bu ses, bu sedâ!

________________________________
* Cânâ tüyî Kelîm ü menem çün ‘asâ-yı tu,
Geh tekyegâh-ı halkem ü geh ejdehâ-yı tû.
matla‘lı gazel. (Mevlâna, Dîvân-ı Kebîr Seçmeler, nşr. Şefik CAN, İst: Ötüken, 2000, III, 175)

Not: Hâmuş, Mevlânâ Hazretleri’nin ilk zamanlarda kullandığı mahlâs olup «sus» anlamına gelmektedir.

vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün
(fa’lün)