MESNEVÎ -4-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com ASIL VATANA ÖZLEM Her kim aslından / vatanından uzak kalmıştır, o orada geçirdiği vuslat zamanını özler. «Ney»in vatanı kamışlık, insanın aslî vatanı «âlem-i ervah»tır demiştik. İnsan da tabiatı îcâbı doğup büyüdüğü, yaşadığı yeri özler. Çünkü kişi vatanı ile bir ünsiyet kurmuştur. Vatan muhabbeti, gerektiğinde kişiye canını bile fedâ ettirir. Bu muhabbet, aslî vatana olunca kişiye neler […]

Continue reading »

KUR’ÂN’DA ÇERÇEVELENEN MÜŞRİK PROTOTİPLERİ

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Sun‘î zekâ, (artificial intelligent / yapay zekâ) tabirini son zamanlarda sık sık duyuyoruz. İnsan eliyle üretilen bilgisayar sistemleriyle oluşturulan bir zekâya işaret ediyor. Niçin «yapay» sıfatı konuyor başına? Çünkü şâhit olduğumuz tek zekâ türü, insanda var.1 Sun‘î zekâyı inşâ eden insanın korkusu belli: Acaba bu zekâ, insanı ortadan kaldırmayı düşünür mü? Birçok senaryoda ele alınan ana […]

Continue reading »

HALÎLULLAH DA BİZE ÜSVE-İ HASENE…

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Üsve-i hasene, «güzel örnek» tabiri Kur’ân-ı Kerim’de 3 kez geçer. Biri Peygamber Efendimiz hakkında.1 Diğer ikisi ise Hazret-i İbrahim…2 Hazret-i İbrahim’in bizlere nümûne-i imtisal olan hususiyetlerinden tespit edebildiklerimizi, hayat kronolojisi içerisinde ve kısa başlıklar hâlinde zikredelim: •Hanîflik, şirkten nefret ve tevhîde sonsuz muhabbet… Hazret-i İbrahim’in ömrü putlarla mücadele ile geçti. Çoğumuz gibi mü’min bir […]

Continue reading »

O’nun Muhteşem Ahlâkı-28-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi (Fetânet, Firâset ve Basîreti) NEBEVÎ İDRAK ve ZEKÂ Cenâb-ı Hak; insanlığa merhametinden dolayı, sırât-ı müstakîme irşâd edecek peygamberler göndermiştir. Bu nurlu elçilerin müşterek husûsiyetlerinden biri de fetânettir. Fetânet; akıl, zekâ ve firâset hususlarında en üst derecede olmaktır. Kuvvetli bir hâfıza, yüksek bir idrak, güçlü bir mantık ve iknâ kabiliyetine sahip olmak demektir. Fetânet; kuru […]

Continue reading »

Kurban Mesajları

YAZAR : Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com Kâinâtın mutlak sahibi Yüce Allah -celle celâlühû-’ya yaklaşma, O’na yakın olma mevsimindeyiz. Evet, bir hayır iklimine girdik. Bu hayır ikliminde kurban var, hayır-hasenat var, hac var, sevaplar var, uhrevî gelecek ve ucunda ebedî saâdet var. Yani saâdet asrının râyihaları üzerimize efil efil esmekte… Ha gayret dostlar, silkinelim rehavetten! Hacıların o en ağır vazifeleri ne […]

Continue reading »

Tevekkülün Hakikisi

YAZAR : Sami GÖKSÜN Müslümanın vasıflarından biri de Allâh’a güvenip dayanmasıdır. Buna tevekkül diyoruz. Bu inanç; insana güç verir, kuvvet verir. Böyle güzel bir vasfı hakkıyla yerine getiren mü’minleri Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’inde övmüş ve şöyle buyurmuştur: “Mü’minler, ancak o kimselerdir ki; Allah zikredilince yürekleri titrer, onlara Allâh’ın âyetleri okununca, o âyetler onların îmanlarını artırır ve onlar yalnız Rablerine dayanıp […]

Continue reading »

ÜMMÎ AMA VEHBÎ ÖRNEK BİR ANNE

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com Vefatından yaklaşık on gün önce kızına telefon açıp gördüğü rüyayı anlatır. Rüya sırlıdır, müjdelidir. Ömrü boyunca muhabbetle tâbî olduğu büyük zâtları kendisini âdeta karşılar ve davet eder vaziyette görmüştür. Artık öte âlemden haber gelmiştir. O, bunun farkındadır. Mecâli olmadığı hâlde hasta olan yakınlarını ziyaret eder, helâlleşir. Bir yakınına; «Vasiyetimdir…» deyip bazı şeyler […]

Continue reading »

FELSEFENİN ÇIKMAZLARI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi AKLIN VERİLİŞ GAYESİ Cenâb-ı Hak, insana akıl nimetini lutfeylemiştir. Çünkü Hak Teâlâ; insanı bir imtihan dershânesi olan dünyaya, «mârifetullah» tahsili için göndermiştir. Yani Rabbinin insana bahşettiği akıl kuvvesinin gayesi, O’nu okumaktır. Bu sebeple Fahr-i Kâinât Efendimiz’e nâzil olan ilk âyet-i kerîme; “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (el-Alak, 1) emri olmuştur. İnsan; kendini, kâinâtı ve Rabbinin […]

Continue reading »

O’nun Muhteşem Ahlâkı -15-

Ebedî Fecre YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de «müslüman ve mü’min» tabirleri yanında başka sıfatlar zikretmiştir. Müttakî (takvâya eren), muhsin (ihsan şuuruyla yani ilâhî kameranın altında olduğunun idrâki içinde yaşayan), muhlâs (ihlâsa erdirilmiş), mukarreb (Cenâb-ı Hakk’a kalben yakınlaşmış), sâbikûn bi’l-hayrât (hayırlarda yarışarak öne geçen) ve benzeri bu sıfatlar, mü’minlere bir ufuk verir. Mânevî terakkî sonsuzdur. Zirvesi, […]

Continue reading »

BAYRAM BUYMUŞ!

YAZAR : Abdullah SADE Bayram sabahıydı. Erken kalktım. Vakitlice namaza gittim. Heyecanlıydım. İlk defa bu sene kurban kestirecektim. Bir Gönül Derneği’nin Aziz Bayraktar Kur’ân Kursu’ndaki kurban organizesine yazılmıştım. Kursun ormanla iç içe avlusunda; Talebeler, hocalar, veliler, kasaplar ve kurban sahipleri ile birlikte edâ ettiğimiz bayram namazı, beni aldı tâ çok çok öncelere, çok eski zamanlara götürdü. Sanki o günlerde yaşamışım […]

Continue reading »
1 2