İHTİYACIM VAR!

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com Ekmek kadar, hava kadar, su kadar, Gönül dostlarına ihtiyacım var… Bülbül için bir gül kokusu kadar, Gönül dostlarına ihtiyacım var… Candan aziz bildim hâtırasını, Can dostun bir ömür çektim yasını, Hatırdan çıkarmam dostun hasını; Gönül dostlarına ihtiyacım var… Dost dediğin dost kadrini bilecek, Dost ile ağlayıp, dostla gülecek. Kara günde çağırmadan gelecek; Gönül dostlarına ihtiyacım var… Dün […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -11- TAHALLÎ ve TECELLÎ

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) SÂDIKI SAHTEKÂRDAN AYIRT ETMEK Müellifimiz; on altıncı kaidede, tasavvuf ilminin öğretilmesinde, ehliyetin gözetilip gözetilmeyeceği hususuna temas etmişti. Şimdi ise ehem-mühim meselesine dikkatimizi çekiyor. Aslında bu madde, tasavvuf ilmine talip olanların niyetini de ortaya […]

Continue reading »

SÂDIK YÂR…

Şerife Şule TESLİMOĞLU serifeteslimoglu00@gmail.com   Beş vakit alnımızdan, aşkla öpen sâdık yâr! Seni güldürmek için, her dem rahmet dilenir… Sen gülünce gül açar, mevsimler olur bahar, Körelen kalplerimiz gülüşünle şenlenir… Sensin başımızda taç, mahlûkat sana muhtaç, Nebâtat yetişmezse, kalırız topyekûn aç! Çapalayıp ekmezsek; hâlin görünür kıraç; Emektarın kazdıkça, kazmaları bilenir… Nice âşık ozanlar seni sâdık yâr bilir, Sana cefâ edene; […]

Continue reading »

ZAMANA KÜSEN ATLAR!..

Servet YÜKSEL servety@t-online.de   Siyah yelelerinde rüzgârlar esen atlar!.. Şâha kalkan güzellik, nefesler kesen atlar!.. Kimi ala paçaydı, kimi «al»dı, doruydu, Yemyeşil ovaların bağrına basan atlar!.. Sâdık yoldaştı nice beylere, paşalara, Ufuklara çekilip, zamana küsen atlar!.. At sırtında büyüyen; çocuklar, gençler vardı, İçimde rüya görür, hüznünden susan atlar!.. Kılıcımla, yayımla Kırım’dan, Kafkaslardan, Bir gün çıkıp gelir mi, tarihe pusan atlar?.. […]

Continue reading »

BAKIR, ALTIN OLUR MU?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Bu satırların yazarının baba mesleği, kuyumculuk ve sarraflıktır. Yani hem imalât hem de satış işi vardı. Efendim; kuyumcu dükkânımıza gelen takıları babamla önce güzelce ateşte yakar, sonra asitli suyun içine atar, ardından özel sabunlu suda yıkar nihayet talaş dolu kaba atıp kuruturduk. Böylece kir ve yağ ile altın rengini kaybetmiş olan takılar; yeniden pırıl pırıl olur, sanki […]

Continue reading »

KUL EYLE BENİ!..

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com Rabbim n’olur, beni bana bırakma! Râzı olacağın kul eyle beni!.. Affet günahımı, cürmüme bakma! Beş vakit davetle gel eyle beni!.. Utanırım bıraktığım izimden, Takılıp düştüğüm kendi yüzümden, Gaflet perdesini kaldır gözümden; Derdi derûnumda dil eyle beni!.. Gönül gözü ile gören güzelin, Seherde seccade seren güzelin, Vuslat dilekçesi veren güzelin; Zarfının üstünde pul eyle beni!.. Bütün sâlih kullarına […]

Continue reading »

AŞK DEDİĞİN!

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de Bir güzel ki; gel gönlümü çal dedi… Aşk dediğin, bu bendeki hâl dedi… İnci-mercan deryâsını ararsan, Gök mavisi gözlerime dal dedi… Çöller geçtin, dağlar deldin öyle mi? Kurban ister, yüzümdeki şal dedi… Ne çetinmiş imtihanı sevdanın, Bir fiskelik sevgi, nefse yal dedi… Akıl sana ayak bağı olmasın, Sonsuzluğun rüzgârına sal dedi… Sâdık olan sormaz vuslat […]

Continue reading »

Ramazan Duâsı

ŞAİR : Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com Lutfeyledin Yâ Rab, geldi Ramazan, Bizi kıymetini bilenden eyle!.. Âcizim beşerim, nefistir azan, Bizi üstesinden gelenden eyle!.. Bu ayda binlerce güzel hikmet var, Doyulmaz manzara, sahurla iftar, O sonsuz rahmetin her yanı tutar, Rahmet deryasına dalandan eyle!.. Bin aydan hayırlı kutlu bir gece, Bilenlerce malûm kadri pek yüce, Duânın icâbet ânı gelince, Derdine dermanı bulandan […]

Continue reading »

ELMAS VE KÖMÜR

ŞAİR : Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com Murâdında varsa hayırlı bir son, Sâdıklarla yürü, sâlihlerle kon. Kendini, âlemi tefekkür eyle, Yükünde neler var nereye böyle?.. İki nesne vardır, yapısı karbon. Elmas gram gram, kömürse ton ton… Elmas, saf karbondur, kömür karışık; Biri karanlıktır, diğeri ışık… Devreder bu âlem ilâhî sırla; Kömür erken olur, elmas sabırla. Gün gün saat saat tükenir ömür, Sonun […]

Continue reading »