ÂHİRET AŞKI

Mehmet MENCET İnsana hayatında rehberlik, mutluluk, dünya ve âhiret güzelliği kazandıracak temel unsurlardan bazıları sevgi ve muhabbettir. “Yaratılanı hoş gör, Yaratan’dan ötürü.” düsturu hayatımızın nirengi noktası olursa, bu her zaman bizim için mutluluk sağlar. Kuvvetli bir îman, sevgi ve aşk derecesinde bir inanç; insana sonsuz bir saâdet bahşeder. Tarihte bunu en güzel şekilde gösteren nice hâdise vardır. Meselâ; •Firavun’un sihirbazları; […]

Continue reading »

RIZIK DEĞİŞMEZ!

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-, 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğdu. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halîfesidir. Çocukluğunda hiç puta tapmadığı için kendisine «kerramallâhu vechehû» yani Allah yüzünü mükerrem kılsın, şereflendirsin duâsıyla anıldı. 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflendi. Ali -radıyallâhu anh-, hicretin ikinci senesinin son ayında Hazret-i Fâtıma -radıyallâhu anhâ- ile evlendi. […]

Continue reading »

GAYRET VARSA ENDİŞEYE MAHAL YOK!

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Gidişat ne yöne? Nesillerin, toplumların, İslâm ümmetinin hâli? «Allah!» diyen kalmayacak derecede bir çöküşe doğru mu gidiyoruz? Yoksa küllerinden doğup bir yükselişe geçiş içinde miyiz? Zihnimiz tekçi bir yapıda düşünebilir. “Kıyâmet arifesindeyiz ve her şey çok kötüye gidiyor.” “İslâm düşmanlarının korktuğu gibi aslında müslümanlar yükselişte…” Hâlbuki; Bir taraf âbâd olurken, bir taraf berbat olabilir. Bunu bir […]

Continue reading »

Gayeye Ulaştıran Vasıta; ÜMİT

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsanın belirli istikamette yola çıkması için bir gayesi; kesintisiz bir gayretle gayesine ulaşmak için de şevk ve heyecanı olmalıdır. Bu sebeple, nice yolculuklar başlamadan bitmiş; bitmeyenler, sürdürülenler de menziline varamadan ya sonu meçhul sapaklarda yön değiştirip kaybolmuş veyahut da gücünü yitirip akîm kalmıştır. Ümit; hayat yolcuğunun, menziline vâsıl oluncaya kadar azimle sürdürülebilmesi için gerekli şevk ve […]

Continue reading »

Şanlı Mâzimizden Seçme Nükteler – SEYYİDİMİZ FAHR-İ ÂLEM

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Cezayir’in millî kahramanı Emir Abdülkādir el-Cezâirî, 1807 yılında Cezayir’de dünyaya geldi. Hazret-i Hasan’ın soyundan gelen Abdülkādir Cezâirî çocukluğunda sağlam bir din eğitimi aldı, silâh kullanmayı ve ata binmeyi öğrendi. Emir Abdulkādir el-Cezâirî; Kādiriyye, Nakşibendiyye, Mevleviyye ve Şâzeliyye tarîkatlarında ilerlemiş bir sûfî olarak 1825 yılında hac yolculuğu esnasında Şeyh Şâmil ve Hâlid-i Bağdâdî ile görüştü. […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – GÖĞE DEĞECEKTİM

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-, 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğdu. Peygamber Efendimiz -sâllâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halîfesidir. Çocukluğunda hiç puta tapmadığı için «Kerremallâhu vechehû» yani «Allah yüzünü mükerrem kılsın, şereflendirsin.» duâsıyla anıldı. 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflenen Ali -radıyallâhu anh-, hicrî 2. senenin son ayında Hazret-i Fâtıma ile evlendi. Hazret-i […]

Continue reading »

OSMANLI ÇINARINI YEŞERTEN KUVVET

YAZAR : Sami GÖKSÜN Esas olan, beldelerin fethi değil, gönüllerin fethidir. Kılıç, top, tüfek ancak; taştan, demirden kaleleri ve kapıları açar. Gönülleri ise ancak derya gönüller, dergâh gönüller fetheder. Tarihimiz bunun şahididir. Selçuklu sultanı Alparslan, Anadolu’nun kapılarını bu anlayışla açmış ve başarılı olmuştur. Osmanlı Devleti, fetihlerinde hep bu yolla başarılı olmuştur. İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed Han; hocası, gönül eri […]

Continue reading »

Edebâlî Hazretleri’nden Osman Gazi’ye TARİHÎ NASİHATLER!

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Tarihî gerçekler değişmez. Onlar, yaşanmışlığın mührü ile silinmez bir mevcudiyete sahiptir. İçlerinden bir kısmı, belki yaşandığı dönemlerde söze aksetmemiştir. Ancak her birinde, çarpıtılmadıkları müddetçe öz itibarıyla tartışmasız bir mevcudiyet gerçeği vardır. İstanbul fethinde surlara bayrak dikmemiz gibi. İtirazsız bir gerçek bu. Fakat onu kim dikti? Ulubatlı Hasan diye biri var mı, yok mu? Bu […]

Continue reading »