HAKİKÎ BAYRAMLARIN MUHTAÇ OLDUĞU RÛHÎ HAMLE

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Her şeyin bir kaderi olduğu gibi, kaleme alınan yazıların da bir kaderi var. İstikbaldeki meçhul muhataplarına gönderilmiş mektuplar mesâbesinde olan bazı yazılara Cenâb-ı Hak, yazarının ihlâs ve samimiyetine göre, zamanları aşan bir teselsül bereketi ihsân ediyor. İşte dâvâ şairimiz Necip Fazıl; bundan 63 sene evvel, bir Kurban Bayramı’nda, İslâmî neşriyâtın ilk ve cesur temsilcilerinden Büyük […]

Continue reading »

MİLLETİMİN TEMİZ ÖZÜ VAR!

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com   Nedendir «sormayın» bilemiyorum, İçimde her dâim ince sızı var! Gülmek istesem de gülemiyorum, Tarifsiz bir derdin derin izi var! Dönüp de bakan yok hakikî aşka, Şu anda rağbetler makamla, köşke, İçleri başkadır, dışları başka; Binlerce insanın iki yüzü var! Uzanmış dört yana ihânet kolu, Kapanmak bilmiyor bunların yolu, Gafilin, hâinin bellidir rolü; Kâfirin, alçağın bizde gözü […]

Continue reading »

TORUNUMA ÖĞÜTLER -V-

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com   Boşuna uğraşma, boşa dil dökme; Gafile ağrıyan başa yazıktır. Gördüğün her taşı yerinden sökme; Hâine değmeyen taşa yazıktır. Dertlenmiyor isen derdi olanla, Gece-gündüz gözü yaşla dolanla, Çaresiz kalıp da saç, baş yolanla; Boşa akıttığın yaşa yazıktır. Duymazsa kulağın yalan, dolanı, Görmezse gözlerin sefil olanı, Aç kalmaktan beti, benzi solanı; Karnını doyuran aşa yazıktır. Arsızla, […]

Continue reading »

ANBEAN

ŞAİR : Harun ÖĞMÜŞ Ömrüm sona doğru anbean yaklaşıyor, Her gün yeni bir güneş ufuktan aşıyor, Bilmekte iken nefsim ölüm gerçeğini; Hiç ölmeyecekmiş gibi gāfil yaşıyor.

Continue reading »

İlim İlim Bilmektir…

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Bir tatil vesilesiyle köye gittiğim günlerden birindeydi. Bir cenaze teşyii sonrasında şu an rahmetli olmuş olan bir baba dostuyla karşılaştım. Karşılıklı hâl-hatır sorarken, benim soruma derin bir hayıflanma içerisinde ve dokunaklı bir sesle gözleri yaşarmış olarak şöyle cevap verdi: “Nasıl olacak hoca işte, bizimkisi aynı; hep dünya, hep dünya!” Bu sözde kendi hâline […]

Continue reading »

DÜNYA DEDİKLERİ BİR GÖLGELİKTİR

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Hazret-i Mevlânâ der ki: “Âh… O hem var gibi görünen, hem de görünme­yen hayalden… Âh…” Bu ilhamdan bir temsil: Hava güneşli. Yüksekte bir kuş uçuyor. Gölgesi de dünyaya vurmuş, sanki yerde de bir kuş uçuyor! O gölgeyi gören ahmağın biri de, onu avlanmak derdinde. Peşinden koşuyor, koşuyor, tâ tâkati kesilinceye kadar. Haberi yok; […]

Continue reading »

TOY DUYGULAR!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Bir lâf duydu; kan beynine sıçradı: ‒Gösteririm ben ona! Sonra bir yanlışla karşılaştı; kocaman bir taş kaptı: ‒Senin kafanı patlatmak lâzım! Sonra bir noksan gördü; yumdu gözünü, açtı ağzını: ‒Ne desem, hırsımı alamam! Sonra hiç beklemediği bir hususta kalbi kırıldı; cılız bir bardak gibi çatladı: ‒Yazıklar olsun, bir daha mı, ömrü billâh! Sonra […]

Continue reading »

HİKMETLİ NASİHATLER

YAZAR : Sami GÖKSÜN Cenâb-ı Hak; Hazret-i Lokmân’a “Hikmet verdik.” buyurdu. Onun evlâdına vaaz ü nasihatlerini, Kur’ân-ı Azîmüşşân’da bizlere de duyurdu. “Hani Lokmân da oğluna nasihat ediyordu ve demişti ki: «Yavrucuğum, Allâh’a şirk koşma! Çünkü şirk çok büyük bir zulümdür.»” (Lokmân, 13) Her şeyin başı îman!.. Evlâtlarımıza evvelâ tevhidi öğreteceğiz. Her şeyden önce şirk, büyük bir zulüm ve bir haksızlık. […]

Continue reading »

HEVÂ-HEVESTEN KURTULMA ÇARESİ: İLÂHÎ NEFES

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KAÇIŞ NEREYE? Mesnevî’de Hazret-i Mevlânâ; kader sırrının hayat ve ölüm arasındaki mücerred hakikatini, diğer taraftan ise hayata sımsıkı sığınıp da ölümden kaçmaya kalkışın boş bir telâşe olduğunu, müşahhas şekilde ne güzel îzah eder: Süleyman -aleyhisselâm- devriydi. Saf bir adam, bir kuşluk vakti, kudretli peygamberin sarayına telâşla girdi. Nöbetçilere, hayatî bir mesele için Hazret-i Süleyman’la […]

Continue reading »

GEL A GÖNÜL, GEL İBRET AL!..

ŞAİR : Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Boynumda mı kul hesabı? Gel a gönül, gel ibret al!.. Geç o yetmiş bin hicâbı; Gel a gönül, gel ibret al!.. Aşk yeşerir kor içimde; Nefsim titrer her suçumda!.. Bir ömür var bu göçümde; Gel a gönül, gel ibret al!.. Sök bu gizli şirki uyan; Gafil olma, Hakk’a dayan!.. İnceldikçe edep, iz‘an; Gel a gönül, […]

Continue reading »
1 2