Muhabbet İmtihanı

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ MECÂZÎ AŞK – HAKİKÎ AŞK Gönlümüze huzur veren bütün sevgi ve muhabbetlerin çıkış ve varış noktası, bir bakıma etrafında hâle olması gereken yüce eksen, ilâhî muhabbet ve mârifettir. Zira muhabbet ve mârifet, yaratılış sebep ve sırrımızdır. Bu itibarla; Gönlümüzdeki muhabbet tecellîleri, ilâhî muhabbet ve mârifet Kâbe’sine yöneldiği ölçüde bizi büyük vuslata nâil edici vesileler hâline […]

Continue reading »

Zaman mı Suçlu, İnsan mı?

Muhammed Ali EŞMELİ İnsanın gözü hep dışarıya baktığı için her zaman dıştakiler suçlu olmuştur. Öyle ki suçlanacak kimse bulunmadığı takdirde bu defa hayalî suçlu şablonları oluşturulmuştur. Bu şablonların en başında da «zaman» mefhumu yer alır. Temel idama mahkûm olmuş. Sormuşlar: “–Son arzun nedir?” Demiş ki: “–Ha bu bana ders olsun!” Bu akıllanmanın tabiî hiçbir kıymet-i harbiyyesi yok. Çünkü ecel sehpasında, […]

Continue reading »

«Son Asır Türk Şairleri»nde Yer Alan Bazı Kişiler Hakkında

Yard. Doç. Dr. Yakup ŞAFAK Feridun Nâfiz Uzluk’un Notları Ünlü tıp tarihi mütehassıslarından Prof. Dr. F. Nâfiz UZLUK (1902-1974), meslekî çalışmalarının yanı sıra Türk kültürü ve tarihiyle, özellikle soyca bağlı bulunduğu Mevlânâ ve Mevlevîlikle de yakından ilgilenmiş, bu alanlarda gerek neşriyat yoluyla, gerekse diğer sosyal ve kültürel etkinlikler vasıtasıyla pek çok hizmetlerde bulunmuştur. Faaliyetlerini şuurlu ve aktif bir şekilde ömür […]

Continue reading »

Mahlâs ve Mahlâs Nükteleri-2

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK Mahlâs değiştirme sebeplerinden biri de mahlâsın farklı şekillerde okunarak alay edilmeye müsait olmasıdır. OLMAZ BİR ÂSMÂN İKİ HURŞÎDE CİLVEGÂH Kasım 2006 sayısında yayımlanan “Mahlâs ve Mahlâs Nükteleri” başlıklı yazımızda Türk edebiyatında mahlâs geleneğinden söz etmiş Ahmet Paşa (öl. 1497) ve Necâtî Bey (öl.1509)’in mahlâs konulu kıssalarını nakletmiştik. Âşık Çelebi Tezkiresi’nden öğrendiğimize göre Necâtî Bey, Zâtî mahlâsıyla […]

Continue reading »

Şartlı Organ Bağışı

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Emanetçiye düşen mal sahibinin şartlarına uymaktır. Gözlerini açtığında uzun, deliksiz bir uykudan uyanmış gibiydi. Birkaç saniye için nerede olduğunu anlayamadı. Sonra yavaş yavaş hâfızası yerine gelmeye başladı. Ciddî bir ameliyat için yatmıştı en son. Yıllardır beklediği gün gelmiş, diyalize bağlı çileli hayatından kurtulması için bir umut ışığı doğmuştu. Şimdi inşâallah başarılı bir böbrek nakli ameliyatı sonrasında […]

Continue reading »

Türkçenin Geleceği

Hadi ÖNAL Türkçeye saldırıdaki ana hedef, insanımızda var olan düşünce ve duygu kalıplarını yıkmak, geçmişi ile hâli arasındaki mânâ köprülerini tahrip ederek milletimizi geleceğe karşı duyarsızlaştırmaktır. Bu oyun, gayet açık oynanmaktadır. Düşünmenin, konuşmanın, yazışmanın ve anlaşmanın aracı olan dil; aynı zamanda milletlerin varlığının ve devamlılığının olmazsa olmazlarındandır. Milletleri millet yapan ana unsurların en başında şüphesiz ki dil gelmektedir. Dil, sadece […]

Continue reading »

Din Yolu Hikmet Yoludur

Yard. Doç. Dr. Emin IŞIK Tabip, hastalığa düşmandır, hastaya değil. O, hastalığı yok etmek sûretiyle hastayı kurtarmaya çalışır. Çünkü hastalığa düşman, hastaya dosttur. Allah, bilgi ve hikmetle yaratır, çünkü Alîm ve Hakîm’dir. Hikmet dolu kitabın adı Kur’ân-ı Hakîm’dir. Cenâb-ı Hak, gönderdiği her peygambere, din bilgisi yanında hikmet de vermiş ve son peygambere şöyle emretmiştir: “İnsanları, Rabb’inin yoluna hikmetle ve güzel […]

Continue reading »

Masal

Ayla AĞABEGÜM Anne, baba ve evlâtlardan oluşan aile fertlerine son yıllarda yeni bir fert daha eklendi. Teklifsizce aile içine girmiş, başköşeye oturmuştur. Çocuk gönlüm kaygılardan âzâde/yüzlerde nur, ekinlerde bereket/şakağımda annemin sıcak dizi… Bu mısralar beni çocukluğuma götürdü. Yüzlerde nur mısrası, devrin insanlarını hatırlattı. Harp sonrası yokluk yılları, verilen şehitler, vatan topraklarında hür yaşamanın huzuru, inançlı insanların yüzlerine akseden nur. Türk […]

Continue reading »

Ah Fildişi Kuleler!..

Naci ÖZTÜRK Fildişi kulelerin sadece adı kule. Aslında onlar bir gayya çukuru. Orada gören gözler, görmezleşiyor. Duyan kulaklar sağırlaşıyor. Tevazû ve gönül insanı olabilme sırrından uzak kimseler keneye benzer. Dâima kendi rahatları için zevk u safaları için emecek damar ararlar. İnsanlar maddeten ve mânen her zaman yükselebilirler. Yükselmelidirler de. Bunda herhangi bir problem yok. Aksine rahmet var. Fakat fildişi kulelere […]

Continue reading »

Toprağı Gönül Yapan Nur

Nurettin KORKUT O nur, bedene vursa; o toprak yığınını gönül hâline getirir, gönle vursa; tertemiz can hâline sokar. Hakikat peşinde koşan bir derviş Bâyezîd’in kapısını çaldı. Gönüller sultanı şeyh, odasında tefekkür ile meşguldü, dervişi buyur etti. Kim olduğunu, nereden geldiğini, kimi aradığını sordu. Derviş: “–Garibim, hakkı ve hakikati arıyorum, sizi duydum, kokunuzu aldım ve uzak yollardan sizi görmeye geldim.” dedi. […]

Continue reading »
1 973 974 975 976 977 1.015