RAHMET OLSUN ECDADIMA

Zahit GENÇ Rahmetle an yiğit olan ceddini, Vatan için can verip de göçtüler, Bildirdiler düşmanlara haddini, Tarihime şan verip de geçtiler. . Dinlenmeden ömür boyu koşarak, Karlı dağlar mor tepeler aşarak, Din uğruna aşka gelip coşarak, Serden geçip şehidliği seçtiler. Allah için cihad eden neferle, Küffar «il»e düzenlenen seferle, Kazanılan nice kutlu zaferle, Hak yolunu üç kıtaya açtılar. Ülke ülke […]

Continue reading »

GÜLİSTAN İSTANBUL

Yusuf DURSUN İçimde fırtına, dışımda bora; İstanbul diyerek düştüm yollara. Yollarım bir ayaz, zehir zemberek Yolları çözmeye bir şiir gerek. «Gülistan»dan bahsedince ayaza, Bir anda kara kış, çevrildi yaza. Bahar bahar oldu yollar önümde, Bir kıpırtı çiçek açtı canımda. İstanbul yoluna şiir ekerim, Şiirime yıldızları dökerim. İçimde fırtına, dışımda bora; Yollarıma kilit vurma Ankara. Bu yolun sonu yok içimden başka, […]

Continue reading »

BELKİ

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Her şey yeniden başlayacak belki de bir gün, Bir başka şehir, başka muhit, başka zamanda… Tekrar dönecek yurduna gurbetteki sürgün, Sisler dağılıp camlara gün vurduğu anda. Hep böyle uzun yollara dalmaz ya bakışlar, Bir gün dinecektir o güzel gözdeki yaşlar, Dağlar aşarak bir gece hasretzede kuşlar, Mesken tutacak belki de bir göl kenarında. Bir bir dönecektir […]

Continue reading »

SILAMIN DAĞLARINDA

Servet YÜKSEL Mevsim bahar diyorlar Rabbim’den ferman gelmiş, Demek her şey uyandı sılamın dağlarında… Derviş edâlı çicek beyaz örtüyü delmiş, Gün bin renge boyandı sılamın dağlarında… İnsan nasıl dayansın bu bitmez tantanaya? Gün doğarken ansızın varsak Hatçe anaya, Bizde kaşık çalardık sıcacık tarhanaya, Şimdi ocaklar yandı sılamın dağlarında… Bir garip olmuş beni-seni gurbete salan, Nerde kaldın gelmez mi sözüne sadık […]

Continue reading »

ÜSKÜDAR AKŞAMLARI

Sadettin KAPLAN Bu akşam yine sensiz Boğaz’ın aynasında Sönüp giden bir günün o solgun çehresi var Güneşin tunç tasında Islanan altın sular Bir ânın ortasında Ayrılacak birazdan mor ile lâciverde İlk yıldız çırpınırken akşamın oltasında Uyanacak yıldızlar uykusuz tepelerde Dalacak hülyalara Boğaz, gittikçe derin Suların çehresinde yine safran bir hüzün Tedirgin gölgelerin Tuvalindeyse yüzün Budur resmi kaderin Gün nabzımda zonkluyor […]

Continue reading »

BUNCA YILDIR…

Rıfat ARAZ Kırıldıkça gönül putu; Ezip durdum bunca yıldır!.. Ömrü sardı ar bulutu; Çözüp durdum bunca yıldır!.. Nefsim düştü eleğime; Çilem yüklü emeğime!.. Bir sevdayı yüreğime; Yazıp durdum bunca yıldır!.. Kimi sattı kimi aldı; Bu dert beni derde saldı!.. Yalan dünya kime kaldı? Gezip durdum bunca yıldır!.. Varda buldum kudretini; Aldım yokun ibretini!.. Bir âlemin hikmetini; Sezip durdum bunca yıldır!.. […]

Continue reading »

BİLMEZEM

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Dehlizlerde sıkışmışım kalmışım, Kurtuluş bilmezem çare bilmezem, Kesretlerde kasvetlere dalmışım, Vahdetin sırrına erebilmezem. Gün doğar gün batar mâtem taşarım, Ele düğün-bayram ona şaşarım, Zulme karşı elsiz-kolsuz yaşarım, Yayımı hedefe gerebilmezem. Sevgi pınarıydım nefretle doldum, Soysuz-sopsuzlara mahkûm kul oldum, Cüceler devleşti ürktüm kayboldum, Hasmımı yerlere serebilmezem. Kar, boran, fırtına… Sürer de sürer, Bağrımda sürüyle hâinler ürer, Nâmerdin tuzağı […]

Continue reading »

-Muhterem Ekrem Hakkı AYVERDİ’ye «Edebî ve Mânevî Dünyası İçinde Fâtih» isimli eserin feyziyle… SULTAN FÂTİH’İN GAZELİNİ TERBΑ

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) Nakş-ı Hak kim gâh olur bostânını hadrâ döşer Vakt erer baştan ayağa meyveden mahya döşer Çün sabâ fasl-ı hazanda gülşene dîbâ döşer Hak budur her nakşı yerinde olup zîbâ düşer! Vâsıl-ı fasl-ı visâlin olmağa ruhsat bulam Neyleyip milk-i firâkın fethine nusrat bulam Nice tenhâ âsitânın öpmeğe fursat bulam Kûyine azm eylesem sâyem bana hem-pâ düşer! Vasf-ı hüsnün […]

Continue reading »

GÜL ÜZERİNE

MECNUN (İbrahim Hakkı UZUN) Hikmetle bakıp gör ne diyor âleme bir gül: «Bağrım kanıyorken yine ben, hâra tahammül Göstermedeyim, sabrederek hepsine tek tek, İbret alan insan, eder elbette tekâmül. Biz yerle seher vakti derinden konuşurken, Bîgâne kalır göz bile, duymaz bunu bülbül. Kıymet kazanır gözyaşımın düştüğü toprak, Hâlimle benim hâllenerek etti tahavvül. Gül toprağı olmakla şereflendi, sevindi, Gül şebnemi feyziyle […]

Continue reading »

KELİME-İ TEVHİD

Mustafa Necati BURSALI Kulun aşkı, muradı, Lâilâhe illâllah! İşte tevhidin adı, Lâilâhe illâllah! Varmak için menzile, Gönüller gelir dile, «Çile bülbülüm çile», Lâilâhe illâllah! Bunda rahmet bol olur, Melekler kol kol olur, Tâ cennete yol olur, Lâilâhe illâllah! Titretir dağı-taşı, Keser kini, savaşı, Budur zikrin en başı, Lâilâhe illâllah! Niye gönlün dar senin? Zikre koyul, Yâr senin, Elinden tutar senin, […]

Continue reading »
1 896 897 898 899 900 1.015