ŞİİR ve EDEBÎ SANATLAR

Prof. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Şeyhu’l-belâga (belâgatin üstâdı) lakabıyla anılan büyük teorisyen Abdülkāhir el-Cürcânî, Delâilü’l-İ‘câz (Kur’ân’ın eşsizliğinin delilleri) adlı eserinde mânâyı ikiye ayırır: Mânâ ve mânânın mânâsı (ma‘ne’l-ma‘nâ). Mânâ sözün zâhirinden anlaşılan cümlenin bilinen literal mânâsıdır. Mânânın mânâsı ise literal mânânın düşünülmesi sayesinde intikal edilen daha ötedeki bir mânâdır.1 Meselâ; Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz Bâş üzre […]

Continue reading »

Hak Yolundaki ÇİLELER, İSTİKBÂLİN MÜJDESİDİR!

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Bir ses çınladı: “–Vallâhi ben kazandım!” Hâlbuki düşmanın sapladığı kanlı bir mızrak, göğsünden girip ta sırtından çıkmıştı, fakat o Âmir bin Fuheyr, buna rağmen; “–Vallâhi kazandım!” diye haykırdı. Huzurla şehîd oldu. Bunu gören kātil, afalladı: “–Ben yendim o kazandı, öyle mi?” Altmış dokuz hâfız sahâbenin şehîd edildiği Bi’r-i Maûne fâciasında yaşanan bir tabloydu bu. Mızrağı […]

Continue reading »

SÖZDE LÂFIZ ve MÂNA

Prof. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Mu‘tezile kelâmcısı ve büyük edip Câhız (ö. 255); mânâların yere saçılmış inciler gibi olup herkesin onları bulabileceğini, önemli olanın onları ifade edecek lâfızları bulmakta olduğunu söyler. Ondan 150 yıl kadar sonra gelen ve Şeyhu’l-Belâga (belâgatın üstâdı) ünvânıyla anılan büyük teorisyen Abdülkāhir el-Cürcânî (ö. 471) ise aynı kanaatte değildir. O, Kur’ân’ın üstünlüğünü ortaya koymak üzere kaleme […]

Continue reading »

Aile Yuvasında HUZUR ve SAÂDET

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com – seyri@yuzaki.com Hazret-i Âdem’den beri; İnsanoğlunun en büyük meselelerinden biri, aile yuvasında huzur ve saâdet. Çünkü en mukaddes yuva: Aile. O zarar gördüğünde milletler zarar görüyor. Bu yüzden; Modern vahşet; eski zulümlerden daha azgın bir zâlimlik içinde milletleri çökertebilmek için yıllardır, her şekilde ve ısrarla aile yapılarını bozmanın uğrunda savaş veriyor. Son derece hilekâr bir savaş. […]

Continue reading »

SALLANDIRMAK LÂZIM!

Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com –Selâmün aleyküm! –Hı! Efendim! Aleyküm selâm Ahmet. Buyur oturmaz mısın? –Otururum elbet Hikmet Ağabey de sen iyi misin? Derin dalmışsın… –Sorma Ahmet Bey. Kederliyim… Bizim oğlan… –Hayırdır inşâallah bir şey mi oldu? Geçmiş olsun! –Vallâhi bir şey mi oldu? Birçok şey mi oldu? Tam bilemiyorum; ama bir bildiğim varsa artık evlâtlarımıza çok da yetişemediğimiz. Bir yerlerde yanlış […]

Continue reading »

ŞAİR ve DİL

Prof. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Dil, bir millete ait kültür değerlerinin en mühimidir. Tarih boyunca milletçe meydana getirilen her ne varsa muhafaza edip, sonraki nesillere aktaran odur. Bu itibarla o; milletin hem hâfızasını teşkil eder, hem de o hâfızanın esasını teşkil eden genlerin geleceğe taşınmasını sağlar. Dilin kültürel veya -başka bir ifadeyle- topluma ait bir unsur oluşu, ait olduğu toplumun […]

Continue reading »

İKİ KUTUPLU DÜNYA

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com – seyri@yuzaki.com İnsan durmadan arıyor. Her şeyi arıyor. Çünkü aramaya mecbur ve muhtaç. Bir hastalık çıkıyor, hemen onun şifâsını araması lâzım. Bulması da lâzım. Aksi hâlde dayanılmaz sancılar içinde mahvoluyor. Yani; Dert var, çare de var. Önce aramak şart. Sonra bulmak şart. Mesele; Bulmayı gerçekleştirecek mahiyette arayabilmek. Çünkü kuru kuruya arayışlar, insanı hiçbir şeye nâil etmiyor. […]

Continue reading »

ARUZ KUSURLARI -2-

Prof. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Zihaf, uzun olan heceyi vezin gereği kısa seslendirmektir. Bir telâffuz bozukluğu olduğu için büyük kusur sayılır. Belki de bu sebeple Türk aruzunda çok örneği yoktur. Zaten Türkçede uzun heceler az olduğu için buna çok da ihtiyaç duyulmaz. Aslen uzun olmakla birlikte Türkçeye girerken kısa olarak giren veya girdikten sonra zaman içinde kısalan hecelerin Türkçeye yerleştiği […]

Continue reading »

YOLCULUK NEREYE?

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com – seyri@yuzaki.com Sonsuz bir kâinatta bu dünya, en işlek istasyon. Bir yanda geliş ve bir yanda gidiş. Tüm yolculuklar; Önce ezelden dünya beşiğine, sonra beşikten mezara, sonra da mezardan mahşer meydanına. Sonra da iki büyük gerçekten birine: Cennet veya cehennem. Acaba hangisi? Dünya gözüyle meçhul. Acaba cennete mi, cehenneme mi yolculuk? Meçhul. Tabiî; Herkesin kendine göre […]

Continue reading »

AH ARKADAŞIM! SEN NE YAPTIN?

Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com   Asfalt yoldan ayrıldık. Kasabaya kadar yaklaşık otuz kilometre stabilize yoldan ilerledik. Kasabayı geçince, dağ köylerinin toprak yolunun müsaade ettiği hızla yolumuza devam ettik. Yer yer sel sularının aşındırdığı toprak köy yolları… İnsanın hiç gitmek istemediği yolculuklar vardır; bazen hiç canınız istemez. Hani; «Bir şey olsa da gitmesek; araba ârıza yapsa, sefer iptal edilse, en azından teker […]

Continue reading »
1 8 9 10 11 12 60