Tabiatta ve Gönüllerde BAHAR DİRİLİŞTİR

Dr. Harun ÖĞMÜŞ Bahar, diriliştir. Sonbaharda çürüyüp toprağa karışan bitkiler baharla birlikte yeniden hayat bulur. Kurumuş yapraklarını eski bir elbise gibi üstünden çıkarıp atmış olan ağaçlar yeni ve yemyeşil bir elbiseye bürünür. Artık sonbahar ve kışın iç karartıcı kısa günleri geride kalmıştır. Yakıcı olmayan şuâlarıyla güneş, bereketlenen günlerde mafsallara âdeta masaj yapar. Kış boyunca dağlarda biriken karların erimesiyle akarsular daha […]

Continue reading »

İsa Nefesli FASL-I BAHAR

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Ilık sabâ rüzgârı ağacın kulağına hangi müjdeyi fısıldamış ki, kuru dalların ucunda neşeli tomurcuklar kıpırdamaya başlamış? Kara toprağın bağrına aşk cemresi mi düşmüş ki, böyle kabına sığamaz olmuş, kabarmış, yarılmış? Yoksa nisan yağmurlarından başı mı dönmüş de böyle aşka gelmiş, yaprak yaprak açmış, çiçek çiçek coşmuş? «Ol!» emrini duyar duymaz yokluk siyahından varlık perdesine çıkan âlemler […]

Continue reading »

36. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız Medeniyetimiz, kültürümüz sağlam temellere dayanıyor. Köklerimizde büyük fikir ve idealleri olan ecdadımızın iftihar tabloları var. Cemiyetimizin, halkımızın ruh, îman, seciye temelinde Osmanlı medeniyetinin harcı var. Bunlar doğru. Fakat bu miras tükenmez değil. Hazır bulduğumuz bu sermaye Süleymaniye gibi dimdik durmuyor yerinde, farkına varsak da varmasak da sahip çıkılmayan her değer bir mum gibi eriyor. Çünkü asırların yıpratması, rüzgârların […]

Continue reading »

II. Murad’ın TÜRKÇEYE HİZMETLERİ

Yılmaz KISA kisayilmaz@hotmail.com Sultan II. Murad altıncı Osmanlı padişahıdır. İki defa tahta çıkmıştır. Birincisi 1421-1444 tarihleri, ikincisi ise 1446-1451 tarihleri arasındadır. Çelebi Mehmed’in oğlu ve Fatih Sultan Mehmed’in babası olan Sultan Murad, eski Rumeli türkülerinin «Murad Efendimiz» diye andığı iki Murad’dan biridir. Diğeri de Kosova’da şehid olan Murad Hüdâvendigâr’dır. İkinci Murad, çok eser bıraktığı için Ebu’l-Hayrat diye anılmıştır. Osmanlı devlet […]

Continue reading »

RÖPORTAJ Prof. Dr. Cemal KURNAZ:

Antalya’nın Akseki kazasına bağlı Taşlıca Köyü’nde doğdu (1956). Aksu İlköğretmen Okulu’ndan mezun olarak Urfa’ya ilkokul öğretmeni olarak atandı (1974). Daha sonra Ankara Yüksek Öğretmen Okulu ve Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1979). Aynı üniversitede görev aldı. Mezuniyet tezi Ali Zelîlî-Niyâzü’l-Müznibîn (1979), yüksek lisans tezi Taşlıcalı Yahya Bey Dîvanı’nda Kozmik Unsurlar (1981), doktora tezi Hayâlî Bey Dîvanı’nın Tahlili […]

Continue reading »

ŞEMS’İN PEŞİNDE Farklı Veçheleriyle ŞAİR VE SAİR HALK

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Sanat erbabı ile halk münasebetleri her zaman bir bahis ve münakaşa mevzuu olmuştur. Şairler de bundan istisna tutulmaz. Şairlerin halktan kopuk oldukları, halkın dilini konuşmadıkları, onlara tepeden baktıkları iddia edilir. Bu düne mahsus değildir, bugün de entelektüellerin, münevverlerin fildişi kulelerde oturdukları, halktan uzak oldukları şikâyeti dile getirilir. Bu iddia ne kadar haklıdır? Konuya halk kelimesini tahlil […]

Continue reading »

EDEP, EDEBİYAT VE MİLLET

Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@yuzaki.com Edebiyat kelimesi, Arapça «edeb» kökünden türemiştir. «Edeb»in asıl mânâsı, «birini yemeğe davet etmek»tir. Nitekim bu kökten gelen «me’dübe» «düğün yemeği» anlamında ve «me’dûbe» de «şerefine yemek verilen gelin» anlamındadır.1 Cahiliye devrinde «Muallâka» adıyla meşhur olan ve altın suyuyla yazılarak Kâbe’ye asıldığı rivayet edilen yedi, diğer bir görüşe göre de on büyük kasîdenin şairinden biri olan Tarafa […]

Continue reading »

35. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Şiirsiz bir hayat düşünebilir misiniz? Elbette hayır. Şiir yakın tarihlere kadar hayata rengini veren ve hikmet mührünü vuran en mühim sanatlardan biriydi. Fakat her alanda olduğu gibi şiirde de öz değerlerine mankurtlaşan akımlar şiirin can damarlarını kestiler ve şiiri hayatiyetinden ve neticede hayattan kopardılar. Yine de, haşre kadar sönmeden elden ele gezecek olan hakikî şiir meş’alesi bugün de […]

Continue reading »

Manzûmeden Şiire…

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Manzûmeyi şiirleştirmek için, kimi mısraların özüne, özge bir anlam mızrabı ile dokunmak yeterli ola¬bilmektedir bazen… Şiirin türünü, sen¬taksını hiç de incitmeye gerek yoktur. Yeter ki, manzûmenin özünde gizlenen şiir közünü duygu ve düşünce meltemiy¬le biraz yelpazeleyelim. Güzel, ne güzel olmuşsun Görülmeyi görülmeyi… diye başlayan, birazı lirik, birazı didak¬tik, ama her bakımdan gönül telinden ve halkın dilinden süzülen […]

Continue reading »

Söz Muammâsı

İbrahim Hakkı UZUN Söz, muammâları çözmek için sarf edilir. Lâkin sarf edilen bu sözlerde göz ardı edilmemesi gereken üç temel esas vardır. Bun¬lar; sözü söyleyen kişinin durumu, sözü dinleyen kişinin durumu ve sözün bizâtihî kendisidir. Söz incisinin gönüllerde akis bulabilmesi ve yine söz şerbetinin hasta gönüllere şifa olup bir değer ifade edebilmesi için, onu sarf eden gönlün temiz ve nefsanî […]

Continue reading »
1 116 117 118 119 120 125