38. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız,

Bahar nefhası ve yağmurlarıyla toprağın ölüm kışından uyandığı, yeniden ümitle, bereketli yarınlar için müjdeli çiçeklere büründüğü bir mevsimde, Nisan ayında, «Âb-ı Hayat» dosyamızla karşınızdayız.

Ölüm bir gerçek. Fakat dirilmek de gerçek. Her ölünün dirileceği bir an mutlaka gelecek. Fakat iş, son dirilişten önce dirilmekte… Tıpkı ölmeden önce ölmek gibi…

Bu dirilişi sağlayacak ebediyet iksirimiz ise; bundan 1437 sene evvel bir Nisan seherinde, fetret çölüne dönmüş, can çekişen arza bir âb-ı hayat sağanağı, bir Nisan yağmuru gibi yağan, dünyada zemzem, ukbâda kevser sahibi, iki cihan serveri Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’dir.

Bu gerçekten hareketle bu sayımızda Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; “çölleşen hâlleri neticesinde susuzluktan dudakları çatlamış topraklar gibi verimsiz, kurak ve çorak bir varlığa dönüşen” insanlığa; bir nisan yağmuru olarak bahsetti Hazret-i Peygamber’den. Çarenin; gönülleri, O Âb-ı Hayât’a sedef hâline getirebilmek olduğunu vurguladı.

Dosya bölümümüzde «Nebevî Muhabbetle Hayat Bulmak» serlevhası altında Marmara Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Raşit KÜÇÜK Beyefendi ile bir mülâkat gerçekleştirdik. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sözlerindeki, sünnetindeki, rehberliğindeki ölümsüzlük adına önemli noktalara temas edilen doyurucu bir hasbıhal oldu.

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI, Hızır -aleyhisselâm- ve âb-ı hayât mazmunlarının na’tlarda ele alınışını; Dr. Harun ÖĞMÜŞ, içimizde saklı ebediyet iştiyakını; H. Kübra ERGİN, «Gönülden Gönüle Akacak Ebediyet Müjdesi»ni kaleme aldıkları yazılarla dosyamızdalar.

Karakter bölümümüzde Prof. Dr. Ömer ÇELİK’ten salât ü selâm getirmenin mânâsı; tarih bölümümüzde Dursun GÜRLEK’ten «Hilye-i Saâdet» sahibi Hâkānî Mehmed Efendi, öne çıkan bazı yazılar…

Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Kalb-i Selîm Nimeti Takva Elbisesi» başlıklı yazılarının üçüncüsünde; rızâ, af, tevbe, vefa ve hizmet hâllerinde takvânın inceliklerini dile getiriyorlar.

Kültür-sanat bölümümüzde mukarnas ve kündekârî sanatlarını asrımızın teknolojisiyle buluşturan Ahmet SERİM Bey ile bu sanatların incelikleri ve ahşap sanatlarının dünü-bugünü üzerine yaptığımız röportajın da alâkanızı çekeceğini düşünüyoruz.

Ve şiirler… Şiirlerde Nisan yağmuru gibi bereketli Kutlu Doğum ilhamları var. Birbirinden güzel ve zarif na’tlar bekliyor sizleri. Fahr-i Kâinat Efendimiz’in huzuruna arz edilmeye lâyık, üzerine titrenmiş ve itina gösterilmiş, müstesnâ eserler, gönüllere diriltici birer nefes olabilirse ne mutlu!

Ölmemenin, ilelebet yaşamanın sırrı Yûnus Emre’nin; «Âşıklar ölmez» diye dile getirdiği gibi muhabbette, aşkta gizli. Bu sırra vesile olması açısından bu Nisan ayından yine Yûnus’un dediği gibi çıkmalı:

«Âb-ı hayât içmiş gibi…»

Yüzakıyla…