NEFİS*

Dr. Naif ÖZKUL “Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459) Nefs, lügat mânâsıyla bir şeyin «kendisi» demektir. «İnsan yalnız nefsini düşünmemeli.» örneğinde olduğu gibi… Bizim asıl bahsedeceğimiz «nefis»; nefs-i emmâre, yani aşırı şekilde kötülüğü emreden nefistir. Batı dilinde «nefis» karşılığında bir kelime yoktur. Ego, şuuraltı, içgüdü gibi kelimelerle ifade edilmeye çalışılsa da bunların hiçbiri «nefs»in yerini tutmaz ve […]

Continue reading »

Su Kristallerinden İnsanoğluna… FITRATI BOZMAYAN BİR EĞİTİM

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Her insan dünyaya eğitimle şekil verilmeye müsait; saf bir fıtrat ile doğar. Âdeta bir parça kil hamuru gibi bir malzeme olan insanoğlu; onu yoğurup şekillendiren eğitimcinin verdiği şekli alır. Peygamber Efendimiz meşhur hadîs-i şerîfinde; bir yandan; «her çocuğun bozulmamış, saf bir fıtrat üzere doğduğunu» bildirirken bir yandan da; «aile ve çevresinin onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusî […]

Continue reading »

51.Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Dünyada bin bir meşgale, bin bir yöneliş, bin bir hedef var. Kimisi ulvî… Kimisi süflî… İnsanın elinde ise yalnızca mahdut bir ömür. Bu kısacık ömür, aynı zamanda bir sermaye… O sermaye; fânî dünyanın gel-geç heveslerine, nefsin hem süflî ve anlamsız hem de tatmini imkânsız arzularına sarf edilirse yazık ki ne yazık… Sınırlı bir müddetten ibaret dünya hayatımız; ancak […]

Continue reading »

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMEK

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Bir hocam anlattı: Adam otomobil acentesine gelmiş müessese sahibine dert yanıyor: “–Son çıkan vergi indirimi yüzünden, on gün önce sizden aldığım arabada 6 milyar zarar ettim…” “–Ama ağabeyciğim biliyorsunuz bu devletin bir uygulaması.” “–Biliyorum canım!..” “–Herhâlde buraya bizden altı milyarı geri istemeye gelmediniz?” “–Yok yok, araba almak bu kadar avantajlı hâle gelince ben iki araba daha […]

Continue reading »

Nefse Karşı Durma Müessesesi: VAKIF

Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@yuzaki.com Vakıf; bir maldan elde edilecek faydayı halka tahsis edip malın kendisini herhangi bir kimseye ait olmaktan çıkararak Allâh’ın mülkü kılmaktır. Bu durumdaki mala Arapça «durmak» anlamına gelen «vakıf» adının verilişinde vakfedenin mülkiyetinden çıkıp başka bir kimsenin mülkiyetine girmeyişi, -tabir câizse- ortada kalakalışı gözetilmiş olsa gerektir. İslâm medeniyeti bir vakıf medeniyetidir. Cami, medrese, han, hamam, kervansaray, hastane, […]

Continue reading »

Doğudan Batıya VAKIF MÜESSESESİ

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Her medeniyetin kendine mahsus idealleri, değerleri ve prensipleri olduğu gibi; bunların hayata geçirilmesi için tesis edilmiş müesseseleri vardır. İnanılan dünya görüşünün sadece bir ideal, bir mefkûre olarak kalmayıp hayata biçim verebilmesi için bu müesseseler gereklidir. Bir medeniyetin rûhu olan inanç ve değerler bu müesseselerle şekle bürünür ve âdeta o medeniyetin sembolü olur. Meselâ kapitalist dünya görüşünün […]

Continue reading »

GERÇEK MEDENİYETİN TEMEL TAŞI

Aydın TALAY aydintalay@gmail.com Vakıf; insanlardan karşılığını beklemek, mal-mülkü artırmak, maddî ilgi uyandırmak ve teveccüh için değil, sadece Allah rızâsını kazanmak için kurulan hayır müessesesidir. Varlığın Allâh’a adanmasıdır. Aslında her Müslüman malı ve canı ile bir vakıftır. Zira Bakara Sûresi’nin 156. âyetinde Hak Teâlâ meâlen şöyle buyurur: “Bizler Allâh’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” Bütün ibâdet ve ilâhî emirlerde de bu […]

Continue reading »

50. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, O’na medyûnuz. O, Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e… Varlığımızı borçluyuz O’na; O güzellik şâhikası doğsun diye var oldu cihan… Çünkü Rabbimiz, O’na; «Habîbim» dedi. Dînimizi, ahlâkımızı, edebimizi medyûnuz O’na; En yüce ahlâk üzere, güzel ahlâkı tamamlamak için geldi… Vefâ borcumuz var O’na; Bizim için, ümmeti için çarpan kalbi, Sûr’a kadar bizim için istiğfar hâlinde olacağı ve […]

Continue reading »

Hülâsa-i Mevcûdat Efendimiz’den HÜLÂSA-İ KELÂM

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Yok bile yokken O vardı; O bir nur… Ki mutlak saffet. Âdem, Allâh’a yalvardı; O nur için beni affet! (Necip Fazıl) Kâinât’ın Fahr-i Ebedîsi Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in nûru, bütün varlıklardan önce yaratılmış, gökler o Nûr’a âyîne; yerler O Gül’e toprak; nehirler ve ummanlar O Gül’e su… olsun diye var edilmiştir. Varlığın özü, zübdesi insan, […]

Continue reading »

ULU KANDİL’İN AYDINLIĞINDA

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com O yokken, kapkaraydı yeryüzünde cehaletin karanlığı. Karaydı bahtı insanların O yokken… Zil karaydı, katran karasıydı dünyası kadınların. Töreler; güçlünün dilediği yerde, dilediği zaman ve dilediği kişinin sırtında şaklattığı bir kırbaçtı. Zengin fakiri uşak, güçlü güçsüzü köle etmişti kendine. İdrak denen ceylân yakalanmıştı iblisin kemendine… Sevgi, adalet ve merhamet terk etmişti yeryüzünü. Nefret ve zulüm kol geziyordu sahipsiz […]

Continue reading »
1 110 111 112 113 114 127