İlâhî Emirler ve Tavsiyeler

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Ey kardeş! Cenâb-ı Hak, önceki peygamberlere vahyetti. Onlara da ilâhî tâlimatları oldu. Bu suhuf ve kitaplar günümüze sıhhatli bir şekilde nakledilememişse de, bilhassa müslüman olan ehl-i kitâb âlimleri vesilesiyle elimize ulaşan rivâyetler vardır. Bunlar eğer, Kitap ve Sünnet’e muhalif değilse, Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şeriflerdeki hakikatlere muvâfık ise; bunlardan hikmet ve ibret nazarıyla istifade etmekte beis […]

Continue reading »

HANIMLAR SULTANI’NIN VEFATI

YAZAR : Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Peygamberimiz -aleyhisselâm-, her şeyi ile kendisine kol kanat geren sevgili amcasını kaybetmişti. Amcasının bunca yardım, destek ve iyiliğinin yanında; îmân etmeyip, İslâm ile şereflenemeden vefatından dolayı, üzüntüsü çok büyüktü. Ebû Tâlib’in ölümüyle önemli bir destekçisini kaybeden ve ayrıca amcasına yönelik sevgi ve saygısı sebebiyle onun ölümüne çok üzülen Rasûlullah -aleyhisselâm-, amcasının acısını unutamadan yeni bir […]

Continue reading »

KEMÂLÂT ARAYIŞI

YAZAR : Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com Kemâlât; olgunluk, bilgi, birikim ve tecrübe sonucu gelir. Olgunlaşmamış insanlardan kemâlât beklenemez. Bugün «ego»ların beslendiği sözüm ona (!) «yüksek kültür», insanları kemâlâta götürmüyor, bilâkis «benmerkezci» bir hayata götürüyor. Kemâlât; nefis mücadelesiyle içimizin bitmek tükenmek bilmeyen arzu ve isteklerinin sona erdirilmesi nâmına gelişen, mânevî bir disiplin süreci neticesinde oluşur. Seçeneklerin ve belirsizliklerin çoğaldığı bir dünyada […]

Continue reading »

ÂH KEŞKE!

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Geçen gün ortak çalışan iki kardeşten biri ziyaretime geldi. Bir firmaları var. Bana işinden, ortaklıktan şikâyet etti. Hulâsa; “–Ne işten ne dünyadan, artık tat alamıyorum. Çok sıkılıyorum. Kardeşim de aynı fikirde. Ortaklığı bitirip ayrılmak istiyoruz.” dedi. Ben de; “–Görünüşe bakılırsa, işleriniz iyi gidiyor. Yabancı değilsiniz, kardeşsiniz. Ayrıldığınız takdirde çok müşkül durumlara düşersiniz. Biz herkese birleşmeyi öğütlüyoruz. […]

Continue reading »

BİR BİLİM ADAMININ PORTRESİ

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN demircan@istanbul.edu.tr Üniversiteye başladığımın ilk yılıydı; şâşaalı fakülte binası, büyük büyük amfiler, uzun koridorlar arasında insan kendini küçücük hissediyordu. Hele o otoriter, güçlü, erişilmez görüntüleriyle; top sakallı, papyon kravatlı, askılı pantolonlu profesörleri görünce; «İşte bir bilim adamı böyle olmalı.» diye düşünmüştüm. Ben de çok çalışacak; böyle top sakal bırakacak, papyonlu bir bilim adamı olacaktım. Hocalar […]

Continue reading »

Hayat Yolculuğunda UNUTAMADIĞIM KARELER -22

YAZAR : Mehmet MENCET Yüce Yaradan, insanı yeryüzüne gönderdiğinde; huzurlu, düzenli yaşasınlar diye âdeta kullanma kılavuzu gibi suhuflar, kitaplar ve nihayet hepsinin tamamlayıcısı olarak Kur’ân-ı Kerîm’i göndermiş. İnsan fıtratını en iyi kendisi bildiği için; ona göre kaideler ve kanunlar koymuş. Hiçbir zaman değişiklik ve zaafa uğramayacak ve kıyâmete kadar geçerli hükümleri bahşetmiş. Bunları da bizzat yaşayan Peygamber Efendimiz’i bize ihsan […]

Continue reading »

KAÇACAKSAN!..

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Kaçma cennetten, ömür bitti, cehennemden kaç, Kaçma Allah’tan, uyan yolcu, elâlemden kaç! Kaçma hiçbir çileden, gam günü onlar müjde, Şimdi haz verse de mahşerdeki mâtemden kaç! Hastasın, kaçma şifâdan, seni ağlatsa dahî, Tadı hoş, maksadı mikrop, adı merhemden kaç! Kaçma zahmet diye rahmet bulutundan, aslā, Sana lezzet görünen zehre keyif demden kaç! Bir esâret […]

Continue reading »

NÛRUN ALÂ NÛR!.. (en-Nûr, 35)

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) İslâm ve îman, Nûrun alâ nûr… Takvâ ve ihsan, Nûrun alâ nûr… Sâlim niyetli, Teslîmiyetli, Hem ehliyetli, Nûrun alâ nûr… Tam îtikatlı, Hem inkıyatlı, Hak irtibatlı, Nûrun alâ nûr… Uygunca kisve, Durgunca neşve, Hiçlikte zirve; Nûrun alâ nûr… Ciddî muhabbet, Sevdâlı haşyet, Şefkatli heybet, Nûrun alâ nûr… Tâvizsiz âşık, Hak sözlü sâdık, Fâik ve […]

Continue reading »

ÖZ YANDIKÇA…

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Hak sabır; hep zirvedir, zannetme zül, Bak nasıl açmış diken üstünde gül! Sır bu Seyrî, saf olur yandıkça öz; Geçse balçıktan da kirlenmez gönül… vezni: fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün

Continue reading »
1 430 431 432 433 434 1.003