Dîni Aşkla Yaşamak: TASAVVUF

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Medeniyetler, kendilerine mahsus yüksek tasavvurlarına göre; önce kendi insan tipini, vakıf insanları inşa ederler. Vakıf insan; istikamet üzere, kendinin ve mes’ûliyetlerinin şuurunda olan insandır. Bu mes’ûliyet; kendisiyle, çevresiyle ve Rabbiyle olan münasebetleri ihtivâ eder. Vakıf insan; tabiata rahmet nazarıyla bakan, başkalarının değerlendirmesini kaāle almaksızın, sadece Allah Teâlâ’nın rızâsını kazanmak için, kendini O’nun yolunda her […]

Continue reading »

KULLUK EDEBİ

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Aralık ayında yine bir «Mevlid Kandili»ni idrak edeceğiz ve Peygamber Efendimiz’in âlemlere rahmet olarak gönderilişiyle nâil olduğumuz nimetleri hatırlayacağız. İslâm âleminin zor günler geçirdiği bu dönemde, galiba ne büyük bir nimet içinde olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor. Biz insanlar; tabiatımız icabı, bize yakın ve âcil görünen dünya hayatını, gözümüzde büyütüyor, dünyanın düzenini, rahatını, konforunu asıl zannedebiliyoruz. […]

Continue reading »

Müslüman Lâik Olabilir mi,
Ne Kadar Olabilir?

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Bilindiği üzere lâiklik, batıda ortaya çıkmış ve batıya ait olan bir kavramdır. Lâik kelimesi, Hıristiyanlık’ta ruhbanlık ve din adamları sınıfının dışındaki insanlar için kullanılıyordu. İslâm’da ruhbanlık ve din adamları sınıfı olmadığı için, aslında bizim dünyamızda böyle bir kelimenin de yeri yoktu. Ne var ki, ülkemizde XIX. asrın ikinci çeyreğinden başlayıp bir asır sonra […]

Continue reading »

Mânevî Terakkî ve Şahsiyet Medresesi Olarak TASAVVUF DÜNYAMIZ

YAZAR : Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Kâinat, insan için çözülmeyi bekleyen muammâlar silsilesi ile dolu. Varlık âlemi insan için ne kadar karmaşıksa, bu âlemin içerisinde yaşayan insan da o kadar karmaşık ve sırlarla dolu. İnsanı tanımlayan ilim adamlarına baktığımızda, insanı âdeta küçük bir âlem olarak nitelediklerini görüyoruz. Kâinâtın yapısında; hem madde, hem de mânâ olduğu gibi, küçük âlem olan insanın da […]

Continue reading »

Yalnızca Hak Rızâsı İçin
HALKA HİZMET

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsanlık can çekişiyorsa ne lâzım? Zulümler ortalığı kasıp kavuruyorsa ne lâzım? Haklı kim, suçlu kim, hak nedir, bâtıl nedir, ilâç nedir, mikrop nedir, hepsi birbirine karışmışsa ne lâzım? Milletler rotasını kaybetmişse ne lâzım? Güçlüler gittikçe vahşîleşiyorsa, ne lâzım? Onların keyfine gölge düşürebilir ya da artık kendi zenginliklerine kendileri sahip çıkabilir, hazinelerini artık düşmanlarına […]

Continue reading »

KAYBOLAN ÇOCUKLAR

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com –Açılın! Açılın! Acil vak‘a! –Hemen ameliyathâneye alalım! –Baş üstüne doktor bey! –Evet, ne olmuş? Hızlıca anlatsın biri bana? –Kendisi inşaat ustası imiş, dördüncü kattan sert zemine düşmüş. Boyun, göğüs kafesi ve kalça kemiklerinde kırıklar ve bu kırıklara bağlı travmalar… –Anlaşıldı. Herkes vazife başına. Hemen bir röntgen istiyorum… … Hanımı, çocukları ve haberi olan akrabaları soluğu […]

Continue reading »

Yol Üçlemesi YOL, YOLCU, YOLDAŞ…

YAZAR : Ali Rıza KAŞIKCI ali_rz_@hotmail.com 1… YOL Tarîk, yol demek. Yol var yol var tabiî. Yol var adamı yola getirir, yol var doğru yoldan ayrı koyup yoldan çıkarır. Çünkü yolsuz olmaz. Yola girmeyen, yolun sonundakine ulaşamaz. Yolun O’na çıksın istiyorsan, yola çıkmalısın! Yol ikidir. Ama doğru yol bir. Derler ya; yolumuz diken doludur, ayağını seven gelmesin! Doğrudur. O’nun yolu […]

Continue reading »

«ADAM ARIYORUM!»

YAZAR : Hayrettin DURMUŞ hayrettindurmus@gmail.com Yüzde değil özde dost olan; isyanı bastırıp vefâ yurduna konan; yüreği buram buram aşkla yanan; sabır deryâsında yunan; her zerresi sevgiyle boyanan; kalbi sevdayla ürperip gözleri yaşla dolan; muhâcir gibi, ensar gibi birbirine sımsıkı bağlanan; kardeşinin ayağına diken batınca yüreği kamayla yarılmışçasına ıstırap duyan; savaş meydanında susuzluktan ciğeri yanarken yanı başından gelen sesle irkilip; «Suyu […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – HAZRET’E «İLM-İ NÂFλ SORUSU…

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hüccetü’l-İslâm İmâm-ı Gazâlî, 1058 senesinde İran’ın Tûs şehrinde doğdu. Çocukluğundan itibaren ilim tahsil eden Muhammed Gazâlî; memleketinde fıkıh okuduktan bir müddet sonra, Cürcân’a giderek İmam Ebû Nasr İsmâilî’den ders aldı. Bir yolculuk sırasında haramîler Gazâlî’nin kervanının yolunu kesti. Kervanda bulunan kıymetli eşyalarla birlikte kitaplarını da aldılar. Gazâlî Hazretleri, yol kesicilerin reisine kitaplarını geri vermesi […]

Continue reading »

Hukukta Milli ve Yerli Duruş

YAZAR : Mücahid BULUT mucahidbulut@yandex.com Son günlerde gündemimizde anayasa değişikliği hazırlığı ve buna bağlı kanun değişiklikleri var. Hâlihazırda yürürlükte olan anayasamızın değişmesinin gerekliliği hususunda ortak bir kanaat olsa da; yenisinin neyi esas alacağı hususunda düşünceler farklı tellerden çalıyor. Hemen her sahada olduğu gibi, bütün ölçüler Avrupa’yı ve batıyı gösteriyor. Fransa modeli, İngiliz modeli, Amerikan modeli… Yaklaşık 150 yıl önce de […]

Continue reading »
1 424 425 426 427 428 1.003