KİTAP ve OKUMA

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com

Kitap ve okuma konusuna; «Nereden başlamalı? Nasıl başlamalı?» diye düşündüğümüzde kimimiz karar vermekte zorlanırız. Çünkü kitap ve okuma konusu; insan için su gibi, hava gibi hayâtî önem arz eden bir konu, basite alınmayacak; «Boş ver!» deyip geçilmeyecek kadar anlamlı ve derin bir mevzudur.

Biliyoruz ve inanıyoruz ki okuma, insan için en önemli bir ihtiyaçtır. «Rûhumuzun, gönlümüzün, aklımızın, duygularımızın en büyük ihtiyaçlarından biridir.» de diyebiliriz. Açlık nasıl beden için ölüm ise, câhillik de insan ve toplum için felâkettir.

İnsanlığımızın yara almaması; değerlerimizin kaybolmaması; kimliğimizin bozulmaması; kişiliğimizin, karakterimizin sağlam kalması için başvuracağımız yollardan birisi, iyi ve güzel olan kitaplarla hemhâl olmaktır.

Neyi okumalı? Nasıl okumalı? Ne zaman okumalı? Nerede, ne kadar okumalı? Ve en önemlisi niçin okumalı? Okumaktan gaye ne? Bütün bu sorular ayrı bir başlık olacak konulardır.

“Neyi, niçin okumalıyız?” sorusuna verebileceğimiz cevap ise şudur:

Esas olan şu ki; iyiyi, güzeli, faydalı olanı okumaktır. Bu eserleri okumayı sevdirmek, elde edilen bilgileri hayatımıza uygulamaktır. Bu sayede karakterimizi sağlamlaştırmak, kişiliğimizi olgunlaştırmaktır.

Netice olarak; inançlı, güzel ahlâklı, anlayışlı, hoşgörülü, yardımsever iyi bir insan olmaktır.

İncinmeyen, incitmeyen; hak yemeyen, yedirmeyen; kulluğun şuurunda adam gibi adam olmaktır. İşte okumaktan gaye, biraz da bu vasıflara sahip olmaktır.

Gerçekte ise okumak, insan için bir amaç değil araçtır. Hayatın gayesi değil bir parçasıdır. Gayeye ulaşmaya götüren yollardan biridir.

Şunu da iyi bilmeliyiz ki; sadece okuma, kuru bilgi sahibi olma insana yetmez. Okuduklarımız, bizlere dünya ve âhiret mutluluğu sağlamada rehber olmalıdır. Dînî, ilmî, edebî her türlü bilgiler; îmânımıza güç, rûhumuza ışık, ahlâkımıza güzellik vermelidir.

Okuduklarımız bizi pırıl pırıl bir hayata kavuşturmalıdır. Okuduklarımızla hayatımıza yön veremiyorsak, inandığımız gibi yaşamıyorsak, yaşadıklarımızdan tat alamıyorsak o zaman bu okuma neye yarar? Yûnus Emre’nin ifadesiyle:

İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen;
Bu nice okumaktır?

“Okumanın yaşı var mı?” diye soranlara deriz ki;

Okumanın yaşı yoktur. Abbâsî halîfesi Me’mun’a yaşlı amcası;

“–Bu yaşta bize okumak yakışır mı?” deyince, o da;

“–İlim talebesi olarak ölmen, cehâlete kanaat ederek yaşamandan daha iyidir.” diye cevap vermiş.

Her yaştaki insanın, kendi seviyesine göre okuyacağı güzel kitaplar vardır. Rûhumuzun gıdâsı ve can dostlarımız olan kitaplar; bizim için mükemmel bir kılavuz, bitmez tükenmez bir hazine, zengin ve cömert bilgi kaynaklarıdır.

İslâm büyüklerinin ve yabancı mütefekkirlerin, kitaplar hakkında söyledikleri güzel sözlere de kulak vermeli ve bize aşılamak istedikleri fikirler üzerinde düşünmeliyiz.

Bu konuda Hazret-i Ali Efendimiz;

“Kitapları toplamak bir şey değil, onların içindekini kafanda toplamaya ve saklamaya bak!” buyurmaktadır.

Yabancılardan Seneka da;

“Kitapsız hayat; kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.” demektedir.

Velhâsıl bizler için bundan daha önemli olan bir hakikat şu ki; İlk emri;

“Oku!” olan mukaddes bir kitaba sahibiz. Bu nimetin değerini, bu güzelliğin kıymetini çok iyi bilmeliyiz.

“İyi bir kitap bugün, yarın ve her zaman dostların en iyisidir.” sözü ile gerçekleri görmeli, güzellikleri bulmalıyız.

Her zaman doğruyu, güzeli gösteren millî ve dînî, maddî ve mânevî değerlerimizi anlatan her türlü ilmî ve edebî eserleri alıp okumalıyız.

“…Câhillerden yüz çevir.” (el-A‘râf, 199) buyuran bir dîne mensup olduğumuzu bilmek ve insan için en kötü hâllerden birinin câhillik olduğunu da unutmamak zorundayız.

Unutmayalım ki; güzel niyetlere, iyi hasletlere, sağlam karakterlere sahip olmanın en önemli yollarından birisi kitaplarla hemhâl olmak ve okumaya doymamaktır.

“Okumak nedir?” diyenlere de şu veciz ifadelerle bunu îzah edebiliriz:

Okumak; bilginin, kültürün kaynağı olan eserlerden faydalanarak; aklı bilgiyle buluşturmak, zekâyı fikirle geliştirmek, gönlü duyguyla coşturmaktır.

Okumak; vasıtasız yol almak, kanatsız uçmak, iki kapak aralığından farklı âlemlere dalmaktır.

Okumak; satırların sadırla buluşması, akılla tanışması; anlama, kavrama, anlatma kabiliyetinin artması demektir.

Okumak; cehlin karanlığından kurtulmak, bilginin aydınlığına kavuşmaktır. Güzel bir meziyet, zengin bir kültür sahibi olmaktır.

Okumak; hayalin ufuklarında gezip, hakikatin deryâsında yüzerek adam olmaya aday olmanın, adam gibi adam olmanın yoludur.

Okumak; hayatı anlamaya, tanımaya ve doğru yaşamaya vesile; geçmişi bilmeye, geleceği düşünmeye ve gerçeği görmeye de vasıtadır.

Okumak; nârin, nâzik, kibar ve zarif olmaya davet, sayısız pencerelerden kâinâtı seyretmektir.

Okumak; cümlelerin sergisini izlemek, fikirlerin dünyasında gezinmek, boş zamanı doldurmak, dolu zamanı güzelleştirmektir.

Okumak; bilgelik yolunda yürümenin, bilgiye kanmanın, bilmenin, bulmanın, olmanın adıdır.

Okumak; bir gönlü binlerce gönülle buluşturan kitaplarla, sohbet ve bilgi denizinden fikir incileri toplamaktır.

Okumak; okunan eserle hemhâl olmak, bazen sevinç bazen hüzünle dolmak, zihni daima zinde tutmaktır.

Okumak; aklın, gönlün, zihnin gıdâsıdır.

Okumak; kendini, toplumu ve çevreyi tanımanın en sağlam ve güzel yollarından biridir.

Rabbim; hak ve hakikati bilmede, bulmada ve olmada niyetimizi temiz, gayretimizi hâlis, sonumuzu güzel eylesin!

Âmîn…