Bağışıklık Sistemimiz -16- MAGNEZYUM

Uzm. Dr. Abdurrahman SARMIŞ asarmis@gmail.com

HAYÂTÎ BİR MİNERAL

Hücrelerimizdeki hayâtî faaliyetlerin sıhhatli bir şekilde devam etmesinde vazife alanlar içinde, ikinci en bol bulunan katyon mineral olan magnezyum; ruh hâlimizden bağışıklık sistemimize kadar birçok sistemin düzgün çalışmasında pek elzem bir nimettir ve mutlaka gıdâlarla tedarik edilmelidir. Yapılan muhtelif araştırmalarda; magnezyumun bağışıklık sistemindeki birçok kademede vazife aldığı, bağışıklık hücrelerinin mikropları direkt öldürmesinde, antikor dediğimiz silâhları oluşturmasında çok önemli olduğu gösterilmiştir.1

İLMÎ ARAŞTIRMALAR

Daha çok hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda; magnezyum eksikliğinde, özellikle bir hafta sonra vücutta iltihâbî cevabın arttığı gösterilmiştir.2

Bir başka çalışmada da magnezyum eksikliğinde; yağ metabolizmasında oluşan bozukluk sonucu, damarlarda ateroskleroz dediğimiz daralma olduğu gösterilmiş, bu ve benzeri çalışmalarla da kalp krizi, inme gibi hastalıklardan korunmada gıdâlarla magnezyum almanın, damar sıhhati üzerindeki ehemmiyeti tesbit edilmiştir.3

Bazı çalışmalarda da problemli hücrelerin öldürülmesi denen apoptozis hâdisesinde, magnezyumun önemli bir vazife îfâ ettiği görülmüştür.4 Eğer bu işlem olmazsa; problemli hücreler, zamanla kansere sebep olan hücrelere dönüşebilmektedir. Bu durum da magnezyumun düzenli alımının, kansere karşı korumadaki ehemmiyetini göstermektedir.

Önemli bir bağışıklık sistemi hastalığı olan ve sık görülen astımda, magnezyumun önemi ile ilgili araştırmalar yapılmaktadır. Damardan magnezyum tedavisi ile bazı astım hastalarının şikâyetlerinin hafiflediği müşâhede edilmiştir.5

Yapılan bazı araştırmalarda da magnezyum ve D vitamini eksikliğinin yaşlanmayla irtibatlı olduğu gösterilmiştir;6 perhiz ve düzenli magnezyum alımının, yaşlanmayı geciktirmede önemli olabileceği düşünülmektedir.

Klinik ve Moleküler Alerji isimli dergide, 2021 yılında yayınlanan bir makalede; Covid-19 tedavisinde magnezyum desteğinin muhtemel faydası araştırılmıştır. Magnezyum, D vitamininin yapımı için çok önemli bir mineraldir. Bu cihetle; Covid-19 hastalarında, çinko takviyesinin yanı sıra D vitamini ve magnezyum desteği verilmesinin, bağışıklık sistemini destekleyerek, sitokin fırtınası denen hayatı tehdit edici durumun engellenmesine faydası olabileceği düşünülmektedir.7 Başka çalışmalarda; magnezyum eksikliğinde, iltihabı artıran sitokinlerin yüksek çıkması da bu durumu desteklemektedir.

GIDÂLARLA ALIMI

Magnezyum birçok gıdâda bulunmasının yanı sıra, takviye şekillerde ve bazı mide asidi engelleyici ve müshil tarzı ilâçların da içinde bulunmaktadır. Magnezyum; protein ve güçlü kemiklerin oluşmasında, tansiyon ve şekerin düzenlenmesinde, kas ve sinir faaliyetlerinin normal bir şekilde devamında önemli bir vazife icrâ eder. Ayrıca kalp kasının ritmini sağlamasında ve kas kasılmasında da çok önemlidir. Vücudumuzdaki magnezyumun yarısından çoğu, kemiklerde depolanmaktadır.

Baklagiller, koyu yeşil sebzeler, fındık, tohumlar, tahıllar gibi nebâtâtın yanı sıra; balık, kümes hayvanları ve dana eti de magnezyum açısından zengin gıdâlardır. Badem, yer fıstığı, kaju fıstığı, kabak çekirdeği, fıstık ezmesi, soya fasulyesi, fasulye, ıspanak, pazı, beyaz patates, kahverengi pirinç, yulaf ezmesi, somon balığı, muz, kuru üzüm, süt ve yoğurt da diğer magnezyum kaynaklarıdır. Dengeli ve tabiî beslenen kişilerde, magnezyum eksikliği çok da beklenen bir durum değildir. Ancak günümüzde; hazır, ambalâjlı gıdâları fazla tüketen çocuklar, eğer bu tabiî gıdâlardan uzak kalırsa ileride ciddî problemlerle karşılaşabilirler. Bir de tabiî yokluk içinde olan mahrum kardeşlerimizde de bu durumla karşılaşabiliriz.

EKSİKLİĞİNDE NELER OLUR?

Belirti verecek kadar ciddî magnezyum eksikliği nâdir görülse de; beslenmenin genel olarak pek sıhhatli olmadığı bazı gelişmiş ülkelerde, diyetle alınan magnezyumun tavsiye edilen miktardan daha az olduğu tespit edilmiştir. Böylesi durumlarda; Cenâb-ı Hakk’ın öğrettiği müthiş bir mekanizma ile bedenimiz, magnezyumun idrar ile atılmasını azaltıp, bağırsaklardan magnezyum emilimini artırmakta, mümkün mertebe hastalık oluşmasını engellemektedir. Yine de yeterli miktarda magnezyum alınmazsa, bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Yorgunluk, tâkatsizlik, azalmış iştah, bulantı ve istifrağ, ciltte uyuşma ve karıncalanma, kas krampları, nöbetler ve anormal kalp hızı gibi sıkıntılar olabilmektedir. Özellikle alkol kullananlar, ileri yaştaki hastalar, bağırsaklardan magnezyum alımını bozan hastalıkları olanlar ve kandaki şekeri düzeltilemeyen tip 2 diyabet (şeker) hastaları magnezyum eksikliği açısından ciddî risk altındadırlar. Bu kişilere; hâzık bir hekim tarafından, durumlarına en münasip gıdâ takviyesi, tedavi olarak verilebilir. Zira magnezyumun gıdâ takviyesi olarak birçok çeşidi bulunmaktadır. Daha çok ağızdan alınan kapsüller şeklinde olmakla birlikte, damardan da verilebilmektedir.

ÖNEMLİ BİR BİLGİ

Sık sık kas krampları yaşayanlara magnezyum desteği verilmesi yaygın bir uygulama olmasına rağmen; yedi adet araştırmanın sonuçlarının tek bir çalışmada derlendiği bir makalede, kas krampları için bir ay verilen magnezyum desteğinin verilmeyenlere kıyasla anlamlı bir değişiklik göstermediği tespit edilmiştir.8 Bu yüzden gıdâ takviyesi şeklinde alınmadan önce, bir hekime danışılmasında fayda olacaktır.

SONUÇ OLARAK;

Soframızdan yeşillikleri eksik etmemeli, mümkün mertebe dengeli ve tabiî beslenmeli, imkân dâhilinde helâl kümes hayvanları, balık ve dana eti ara ara tüketmeli ve kardeşlerimize de ikrâm etmeliyiz. Müzmin hastalıkları olanlar da, magnezyum desteği ihtiyacı olup olmadığı konusunda hekimleriyle istişâre edebilirler. Kemik erimesi, migren, rûhî çökkünlük, şeker hastalığı ve kalp damar rahatsızlıkları olanlar bu konuda daha hassas olmalı, yedikleri gıdâları bu minvalde kontrol etmelidirler. Gerekirse de en münasip şekilde, magnezyum desteğini düzenli olarak kullanmalıdırlar.

Son olarak; tahlil konusunda kandaki magnezyum seviyeleri genellikle normal çıkmakla birlikte, bir türlü tedavi edilemeyen hastalarda, hücre içi magnezyum miktarını ölçen husûsî testi hekimleri de uygun bulursa tavsiye edebiliriz. Zira hücre içindeki magnezyum miktarı, kandaki mevcut magnezyumun tesirinin ne kadar olduğu hakkında fikir vermektedir. Ancak her zaman dediğimiz gibi; «Hastalık değil, hasta vardır.» kaidesince, her hastaya ilgili hekimin karar vermesi daha doğru olacaktır Allâhu A‘lem.

Cenâb-ı Hak afiyet ve sıhhat üzere dâim eylesin!..
_____________________________________________________________________________

1 Galland L (1988): Magnesium and immune function: An overview. Magnesium 7, 290–299.

2 Weglicki WB, Phillips TM, Freedman AM, Cassidy MM & Dickens BF (1992): Magnesium deficiency elevates circulating levels of inflammatory cytokines and endothelia. Mol. Cell. Biochem. 110, 169–173.

3 Maier JAM, Malpuec-Brugère C, Rock E, Rayssiguier Y & Mazur A (1997): Serum from magnesium-deficient rats affects endothelial cells in culture: role of hyperlipemia and inflammation. J. Nutr. Biochem. 9, 17–22.

4 Widlak P & Garrard WT (2001): Lonic and cofactor requirements for the activity of the apoptotic endonuclease DFF40/CAD. Mol. Cell. Biochem. 218, 125–130.

5 Monteleone CA & Sherman AR (1997): Nutrition and asthma. Arch. Int. Med. 157, 23–34.

6 McCoy H & Kenney MA (1996): Interactions between magnesium and vitamin D: Possible implications in the immune system. Magnesium Res. 9, 185–203.

7 https://clinicalmolecularallergy.biomedcentral.com/articles/10.1186/s12948-021-00161-w

8 https://www.hsph.harvard.edu/nutritionsource/magnesium/