203. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız,

“Eyne tezhebûn?”

“Nereye gidiyorsunuz?”

Dev bir okyanusun ortasında, nereye gittiğinizi anlamanızın yolu, bir pusula…

Mâneviyat âleminin hidâyet rehberleri; yönümüzü tespit için pusula niyetine, gıdâmızın ve kazancımızın menşeine bakmamızı tavsiye ediyorlar.

Paranın ve Gıdânın Kaderi
KAZANCIN PUSULASIDIR

Haram ve Şüpheli ise İsraf ve Günahlara…

Helâl ise İbâdet ve Hasenâta…

«Bir türlü dikiş tutmayan tevbelerin oku niye doğrulmuyor?» diye soruyorsak, cevap bu. «Bu çocuk niye adam olmuyor?» diye dertleniyorsak, cevap bu. «Ben de istiyorum hayırsever bir insan olmak ama elim bir türlü varmıyor, neden bilmiyorum?» diyenlerden isek, cevap bu.

Cevap bu ise, çare de pusulanın kalibrasyonu değil; kazancın helâlleştirilmesi, gıdânın insânîleştirilmesi; temiz, nezih, gönül hoşnutluğuna istinâd eder bir hâle getirilmesi. O zaman, kendiliğinden rayına girecek hayat vagonları. İstikametli bir lokomotifin peşi sıra. Dümende hidâyet ölçüleri olacak. Direksiyona direktifleri iki cihanda hayat ölçüleri olan yönlendiricileri oturtursak…

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; kazançta helâliyetle beraber bereketi, gıdâ da ibâdet enerjisi olma husûsiyetini aramamız gerektiğini vurguladı. Sözü 18’inci yıl abone hediyemiz;

Asr-ı Saâdetten Günümüze
HİDÂYET REHBERLERİ

adlı kıymetli esere getirdi.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Bir Mü’minin Helâl Gıdâ ve Kazanç Hassâsiyeti»ni, üsve-i hasene olan Rasûlullah Efendimiz’den başlayarak, O’nun mümtaz talebelerinden misallerle çerçeveledi.

Kıssalarda ise, iki büyük imtihan olan evlâtlarla malların kesiştiği noktada; «Evlâtlara nasıl bir mîras bırakmalı?» suâline, tarihlerin Beşinci Halîfe dediği, Ömer bin Abdülaziz -rahmetullâhi aleyh-’in kıssaları ve hâtıralarıyla cevaplar gösterildi.

Dosyamızda mevzumuz etraflıca ele alındı:

•Gıdâ ve tüketim alışkanlıklarının tamamen hazcılığa mağlûp, âdeta madde bağımlısı insan tipi ortaya çıkardığı tespiti yer aldı.

•Son dönemlerde meydana getirilen fiyat belirlemedeki şikâyetlere fıkhî, içtimâî ve vicdânî bir bakış teklif edildi.

•Mâneviyat hayatımızda gıdânın mühim tesiri vurgulandı.

•Bedenen fit olmak için perhiz yapan günümüz insanı, kalbini nefsine hâkim kılmak için riyâzat yapan o muhteşem mâzî dervişini anlayabilir mi?

Doymak ve doyurmak, yemek ve yedirmek… Birincisi ne kadar bencilce ise, ikincisi o kadar diğergâmlıkla iç içe… Bu sebeple âdeta;

«–Maddî olarak yemeye mecbur olduğun kadar, mânevî olarak da yedirmeye mecbursun.» diyor mâneviyat şifrelerimiz.

Yolumuzu bulmak için pusula gibi bir çare de, gökyüzündeki yıldızlardır. Gemiciler yıldızları esas alarak da yönlerini tespit edebilirlerdi. Mâneviyat semâmızdaki yıldızların, gıdâ ve kazanç ölçülerine bakmalı. İşte dosdoğru yola bizi çıkaracak rehberlik orada. Sıhhate, afiyete, gönül huzuruna kavuşmanın yolu, gönül semâmızdaki yıldızlarda.

Şairler de gönül ibreleriyle, hak yönünü göstermeye birer vesile kıldılar kalemlerini. Yollar O’na çıksın diye…

Yüzakıyla…