TE’VİL, ÂH TE’VİL…

ŞAİR : Harun ÖĞMÜŞ

Yaptığın işleri dâim alenî yaptın sen;
Biz idik onları te’vîl ederek doğru gören!

Papa’nın misyonunun parçası oldun, yine de;
Biz direttik; «Hoca’nın bildiği vardır.» demede!

Ehl-i İslâm ile ömrün boyu ettin ama cenk;
Diyalog kurmadığın kalmadı bir tâne frenk!

Yine ısrâr ile te’villeri sürdürdük biz;
Sen değilsin yalınız suçlu, asıl suçlu biziz!

Milletin yaptığı mektepleri ilgā edene;
«İctihâd etti» dedin, aymadık elbette yine!

Terk edip ülkeyi gittin de Frengistân’a;
Yine te’vîl ile «uzlet» dedik uyduk da sana!

Kurduğun çünkü pek eğlenceli bir sahneydi;
Perde, makyaj ve dekor doğrusu şâhâneydi!

Diyalog, sevgi, barış sahnelenirken önde;
Perde ardında rahatlıkla çalıştın sen de!

Büyülenmiş gibi biz sahneye bakmakta iken;
Geri durduk senin esrârını keşf etmekten!

Bilakis her ne yapıp söylesen ettik te’vîl;
Biz bu yüzden sana aldandık inan, başka değil!

Böyle bir yanlışa ben bir daha düşmem aslā!
Kimsenin fi‘lini te’vîl ile etmem ibrâ!

Ama hâlâ bunu yapmakta olanlar mevcut;
Bu gürûh aldanarak olmadadır sanki mesut!

Bu ne gaflet? Bu nasıl bir güven? Artık uyanın!
Acı gerçek iyidir; tatlı yalandan, inanın!

Kırk yıl sizleri Allâh ile aldattı habîs!
Sağınızdan geliyor bunca zamandır İblîs!

Aldatılmışlığı elbette kabullenmek zor;
Ama zordan bu kaçış, gerçeği inkâr oluyor!

Aldanan siz misiniz sâde, devâsâ devlet;
Ve bütün vârını, evlâdını vermiş millet!

Yüzleşin siz de hakîkatle, bakın gündüze eş!
Gözü yummakla yok olmaz ki bu âlemde güneş!

Zâten artık nesi var ortada te’vîl edecek?
Perde yırtıldı ve fâş oldu tamâmen gerçek!

O şirin «canbaza bak» sahnesi vîrân oldu;
Çıktı mel‘un yüzü meydâna, oyun son buldu!

Nitekim kalmadı artık dilinin hiç ayarı;
Allayıp pullayarak methediyor Haçlılar’ı!

Batı’nın üç senedir kînini tahrîk ediyor;
«Batı tazyîki gerek Türkiye üstünde» diyor!

Vatan umrunda değil, «hizmet»i kurtulsun tek…
«Hizmet»in böylesi, ancak ayakaltında gerek!

Görmedik böyle hayâsız ve fütursuz bir hin!
Hangi küpten taşacak gayzı edilmez tahmin!

Milletin üç senedir tatsa da kaç sillesini;
Alçağın görmedeyiz hep yeni bir hamlesini!

Ama Temmuz’da bu millet yeniden şahlandı;
Ona kurşun sıkan eller, bu sefer aldandı!

Can veren tüm şühedânın yeri olsun cennet!
Yaşasın haşre kadar şanla bu gāzî millet!

Bu elim hâdise artık bize bir ders olsun!
Böyle te’vîl ile eşhâsa güven son bulsun!

Bellidir müslümanın ölçüsü; Kur’ân-ı Kerîm!
Oğlumuz aşsa o mîzânı pirim vermeyelim!

Bizi Allâh ile aldatmasın artık kimse!
Sağımızdan daha yol vermeyelim İblîs’e!

vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa’lün)