HADÎS-İ ŞERİFLERDEN MÜLHEM… BEYİTLER ve KIT‘ALAR

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) I Müslüman kimdir onun vasfını bir duymalı Gül’den: «Ehl-i İslâm’a zarar gelmez o elden ne de dilden.» II Sultân-ı Rusül söyledi cem‘iyyete baş kim, «Sultânı odur millete her kim ise hâdim.» III Nisbet; gönül temâyülü, taklit ve meylidir: «Bir kavme benzeyen, o yaban kavmin ehlidir!» IV Mahşer gününde ümmetimin hoş alâmeti: Abdest uzuvlarında beyaz nûr işâreti. […]

Continue reading »

MÜBÂREK TEŞRİF ve FAHR-İ KÂİNÂT EFENDİMİZ’E MUHABBET

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HAFİFLETEN SEVİNÇ Allah Rasûlü’nün sütannelerinden biri de, tâlihli hanım Süveybe Hâtun’dur. Bu hanım, Rasûlullâh’ın amcası ve azılı düşmanı olan Ebû Leheb’in câriyesi idi. Süveybe Hâtun; Ebû Leheb’e yeğeninin, yani Peygamber Efendimiz’in doğum müjdesini haber verince, Ebû Leheb, sırf kavmî asabiyetten dolayı bu câriyeyi âzâd etti. Bu hâdiseyle alâkalı olarak, Ebû Leheb’in kardeşi Abbâs -radıyallâhu anh- […]

Continue reading »

ANAHTAR CÜMLE

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) -Bir Nevi Lügaz- Bir nefestir de bütün masrafı maddî olarak… Ölçü yoktur ebedî kârına nakdî olarak…1 Ehl-i İslâm’a şiâr oldu mülâkātında, Onu dilden dile devretmesi ferdî olarak…2 Söyleyen zikreder, Allâh’a niyaz cümlesi bu, Hem mücâhid de olur Hakk’a münâdî olarak…3 Örf ü âdetten ibâret değil, ukbâya değin, Her defâ tâze hitâb olmalı ciddî olarak… Mü’minin gönlüne […]

Continue reading »

UNUTMAM HİÇ!

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) «100»lerce beyte sığmayacak gerçekleriyle; YÜZ YIL ÖNCE ve YÜZ YIL SONRA… Unutmam hiç; kızıl sultandı dün Abdülhamid gûyâ, Yalandan sahneler, tüm perdeler yırtıldı ey dünyâ! O eşsiz pâdişah hakkında yâd eller, neler yazdı? Büyük coğrafyamızdan pay koparmak, başka olmazdı. O gün, madden zayıftık biz, kifâyetsizdi imkânlar, Fakat doğmuştu bir imkân ki, erken gördü düşmanlar: […]

Continue reading »

TE’VİL, ÂH TE’VİL…

ŞAİR : Harun ÖĞMÜŞ Yaptığın işleri dâim alenî yaptın sen; Biz idik onları te’vîl ederek doğru gören! Papa’nın misyonunun parçası oldun, yine de; Biz direttik; «Hoca’nın bildiği vardır.» demede! Ehl-i İslâm ile ömrün boyu ettin ama cenk; Diyalog kurmadığın kalmadı bir tâne frenk! Yine ısrâr ile te’villeri sürdürdük biz; Sen değilsin yalınız suçlu, asıl suçlu biziz! Milletin yaptığı mektepleri ilgā […]

Continue reading »