LEYÂL-İ AŞR…

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

Bir iç seyâhate dâvetliyiz bu günlerde…
Leyâl-i aşra eriştik, açıldı nur perde…

Günâhın âdemi dünyâ çölünde yol alıyor,
Ne yanda, cennete tekrar dönen sefer nerde?..

Cidâli koy, pür edep ol, itâat üzre yürü,
Yokuşta, düzde lisânın bu meşki ezberde…

Helâl nefesle de: «Lebbeyke lâ şerîke leke!..»
Buyur eder mi harâmîyi, Rab bu mahşerde?..

Hatırla her vakit; «Allâh’ım en büyük» diyerek,
Silinsin en koca dertler de lafz-ı Ekber’de…

Sarınmamız gerek ihrâm-ı zühd ü takvayla,
Buluşmamız gerek ihlâsla, aşkla her yerde…

Gönül bu yoldaki mahrûmiyetle anlayacak:
Meğer imiş nice nîmetle ömrü perverde…

Dilin ve ellerin, iblîsi taşlasın; ancak;
Sen önce şeytanı nefsin yanından indir de…

Halilce yaklaşabilmek için fedâkârlık,
Boyun uzatmaya teslîmiyet gerek serde!..

Yolunda sa‘y edenin hakkı, zemzem ikrâmı…
Nedir serinlemenin şartı Havz-ı Kevser’de?..

Felek felek dönerek geldiğim bu son kapıdan,
Çevirme Rabbim; elim boş, yüzüm-gözüm yerde…

Temizle defter-i âmâli, arındır Allâh’ım,
Temizle kalbi, nasıldıysa rahm-i mâderde…

Hüzün ve endişe, fânî sevincin âkıbeti;
Eğer ebed ise bayram, devâ olur derde…

Düşürme sancağı, Tâlî, emir gelinceye dek,
Livâ-yı Hamd’i, Hudâ, gösterir o gönderde…

Zilhicce 1430 / Kasım 2009-2016

vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün
(fa’lün)