KORKMA YAKLAŞ!..

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Malûmunuz; Bu köşede yayımladığımız Hayat Notlarımızı; «İki Çift Söz Yeter» ve «Yücelerde Bir Bardak Çay» başlıklı iki kitapta topladık. Elhamdülillâh; halkımızdan, okuyucularımızdan güzel yansımalar aldım. Yüzakı Yayıncılığın kendine mahsus; resimli, spot cümleli, güzel mizanpajı da kitabı okutan bir başka unsur oldu. Eline alan çoğu kimse; “Ben kitap okuyan bir adam değilim. Fakat bunu elime alınca elli-yüz […]

Continue reading »

SEVİNÇ ÇIĞLIKLARIYLA DEĞİL SÜKÛNETLE…

YAZAR : Aynur TUTKUN aytutkun@gmail.com Yeni yıl geldiğinde neden sevinilir, sevinç çığlıkları atılır? Neyi kutlar insanlar? Garantisi yokken bir yıl daha yaşayacak olmayı mı? Havaî fişekler altında neyin çığlığı atılır? Bir yıl daha yaşlanmış olmanın bilincinde olanlar zannımızca daha bir sükûnetle karşılar yeni yılları. “Eski yılda olmadı ama yeni yılda her şey daha güzel olacak!” beklentisiyle daha çok ve güzel […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – NAKŞÎ – MEVLEVÎ

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Ali Behcet Efendi, 22 Ekim 1727’de (Hicrî 1140) Konya’da doğdu. Dedesinin yanındaki ilk tahsilinden sonra Karamanlı Abdullah ve Abdüssamed Efendilerden ders okudu. Daha sonra Afyonkarahisar’a giderek Mehmed Alâeddîn Çelebi’den Mesnevî-i şerif, Mektûbât-ı Rabbânî gibi temel tasavvuf eserleri okudu. Ali Behcet Efendi, çeşitli illerde kadılık yaptıktan sonra 1813’te tekrar Afyon’a giderek Seyyid Burhâneddîn Mehmed Emin […]

Continue reading »

«Dînimizin kıymetini bilmezsek, Cenâb-ı Hak bu dîni bizden alır!» MAHMUD SÂMİNÎ EFENDİ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Bu ay sizlere; “Bir âşık, aşkını mâşûkuna açmazsa o mâşuk (sevgili) aşkını bilemez. Tasavvufta gurur yasak, teslîmiyet şarttır… Aşkın mecâzî köprüsünü geçenler, aşk-ı hakikîye erenlerdir. Buna erenler Hakk’a inanıp bir rehbere bağlananlardır!” diyerek, mânevî kurtuluşa erebilmek için bir mâneviyat büyüğünün izinden yürünmesi gerektiğini söyleyen bir «Gönül Sultanı»nı, Palulu bir mânâ erini Şeyh Mahmud Sâminî Efendi’yi […]

Continue reading »

Duraklama Dönemi (1579-1699) OSMANLI-AVUSTURYA REKABETİ

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com OSMANLI-AVUSTURYA (1593-1606) SAVAŞLARI Sokullu Mehmed Paşa’nın 1579 yılında ölümüyle «Duraklama Dönemi»ne giren Osmanlı Devleti’nin bu dönemde en çok savaştığı ülke, Avusturya olmuştur. 1593’ten 1606’ya kadar süren ve Kanije Zaferi’nin de kazanıldığı Osmanlı-Avusturya savaşları; Avusturyalılar tarafından «Uzun Türk Savaşları» ya da «Uzun Savaşlar» diye adlandırıldığı gibi, ilk çatışmalar 1591’de başladığı için, «15 Yıl Savaşları» olarak da […]

Continue reading »

ŞİİR DİLİYLE HADİSLER -24-

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) اَللّٰهُمَّ طَهِّرْن۪ى بِالثَّلْجِ وَالْبَرَدِ وَالْمَاءِ الْبَارِدِ ، اَللّٰهُمَّ طَهِّرْن۪ى مِنَ الذُّنُوبِ وَالْخَطَايَا ، كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الأَبْيَضُ مِنَ الْوَسَخِ. “…Allâh’ım beni kar, dolu ve soğuk suyla temizlet. Beni günah ve hatalardan, beyaz elbisenin kirden paklandığı gibi tertemiz eyle.” (Müslim, Salât, 204) Kötülükten soğutup hayra ısındır kalbi, Tertemiz karla, soğuk suyla arındır kalbi… Bembeyaz elbisenin […]

Continue reading »

ÇINAR YAPRAĞI

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Çınarın pek tanıdık yaprağı var. Bir zarîf el gibi beş parmağı var. Çınarın yaprağı tâzeyken açık, Bebeğin elleri tam zıt: Kapanık! Kuruyup düştüğü mevsim tel tel, Yumulan bir ele benzer o gazel. Sanki bir ömrü niyâz içre geçen, O el, ihsânını almış gökten. Lâkin insân ise can verdiği dem, Açılır elleri, eyler mâtem. Şu […]

Continue reading »

DOSTLUK ÜZERİNE

ŞAİR : VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) varoglu5@gmail.com Herkesi sen hakikî dostun olacak sanma!.. Her dostu ebediyen ahbap kalacak sanma!.. Dost mu denir dostunun derdini duymayana! Gözyaşını duygusuz bir el silecek sanma!.. Yaratan için sevmek, dostluğun ilk temeli, Samimî kardeşliği asla ölecek sanma!.. Fedâkârlık ister dost bağının hassas gülü, Dargına gitmek gerek, kendi gelecek sanma!.. İyiyle yakın olup, kaçınmalı kötüden, Sâdıklar […]

Continue reading »

SENİ GÖRMEK!

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Yaprak yaprak zamânın mevsimlerine dolup, Mekânın döne döne hayallerinde solup, Her gün; tüle, perdeye baka baka kör olup, Göz gözü görmez iken seni görmek ne güzel!

Continue reading »

HANGİ MEVSİM?

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Değişen çehreyi süz, Hangi mevsim gelecek? Kış, bahar, yaz ya da güz; Hangi mevsim gelecek? Bir tomurcuk açıyor, Kâh beyaz gül ya da kor, Son düşen yaprağa sor, Hangi mevsim gelecek? Boş bu dünyâ, geçici, Ne için, kim seçici? Pörsüyor tâze cici, Hangi mevsim gelecek? İyi yâhut kötü yük, Zerre olsun, ne büyük! Son […]

Continue reading »
1 47 48 49 50 51