GIDALARDAKİ KATKI MADDELERİ–2
Prof. Dr. Hasan DOĞRUYOL
Gıda imalâtçıları bazı maddeleri belli miktarlarda esas gıdaların içine katma hakkına sahiptirler. Bu maddelerin bazıları hayvanî veya bitki menşelidir, bazıları ise doğrudan kimyevî maddelerdir. Bazıları sadece suda erir, sudan başka bir yerde erimez, bazıları ise sadece alkolde erir ve alkolden başka bir yerde erimez, bazıları yerine göre bazen suda, bazen alkolde erir, bazıları ise sadece yağda erir.
Gündelik hayatımızda farkında olarak ya da olmayarak yüzlerce çeşidini tükettiğimiz bu maddeler elbette bazı yararları için sofralarımızdalar. Bazıları koruyucu, bazıları sübyeleştirici, bazıları renk maddesi vesâire olarak… Bu maddeler maddî-mânevî varlığımız için acabâ hiç mi risk taşımazlar? İçtiğimiz kaynak suyunun bile insan sağlığı açısından sorgulandığı günümüzde bu konu üzerinde biraz kafa yormak zaman israfı sayılabilir mi?
Basın-yayın kuruluşları zaman zaman kontrollerde belirlenen miktarlardan fazla zararlı kimyevî madde ihtiva eden ihraç ürünlerinin değişik ülke gümrüklerinden döndüklerini gündeme taşır, halkı bu konuda uyarır. Fakat paketlenmiş ürünlerin ihtiva ettiği zararlılar ve tehlikeliler üzerinde fazla durulmaz.
Gelin öyleyse, elimize çok bildik bir paket “Turşu Kur” alalım ve içindekiler listesini inceleyelim. Sakın bu pakette annelerimizin turşu kurarken kullandıkları bildik maddelerden başka birtakım maddeler olmasın? Eğer varsa, bu paketi kullanarak kurduğumuz turşu ile marketten aldığımız turşunun farkı kalmaz, belki de kendi elimizle daha da olumsuz şartlara zemin hazırlayabiliriz.
Bu olumsuzluk bazen maddî, bazen mânevî yönden olabilir. Bu maddeler bünyemiz için “alerjik” olabilir, bu maddeler “toksik-zehirli”, “kanserojen-kanser yapıcı”, hattâ ”teratojen-nesilleri bozucu” etkiye sahip olabilir. Veya bu maddeler Müslüman mutfağına hiç sokulmayacak nesneler içeriyor olabilir.
Bazen hayvanî kaynaklı bir katkı maddesinin bizâtihî kendisi, bazen de alkolde eriyen bir katkı maddesi -kendisi helâl olduğu hâlde ancak eritilip gıdaya katılması mümkün olduğundan- katıldıkları helâl maddeleri şüpheli hâle sokabilirler.
Bunun dışında bazı içeceklerdeki renk maddelerinin çözünme ortamları gerçekten çok şüphelidir. Sadece alkolde çözünen bir renk maddesi eğer çözündürülmeden ortama katılacak olursa tortu bırakır, ortamı renklendirmez bile. Tortu bırakmıyorsa o zaman belli bir ölçüde alkol içeriyor anlamı taşır. Belli ölçüdeki bu miktar % 1,2 civarındadır ve bu miktarı aşmayan düzeydeki alkol içeriğinin etikette zikredilme zorunluluğu yoktur. Yani, kaba bir hesaplama ile yüz tonluk bir renkli içecek hazırlamak için 1200 litre alkolde eritilen bir renk maddesi kullanılabilir ve bu madde resmen alkollü içecekten sayılmaz. Esanslı içecekler için de durum aynıdır.
Müslüman ülkelerde elde edilen bu gibi maddelerden -bilhassa hayvanî menşeliler- hakkında şüpheye gerek yoksa da; bu maddelerin çoğunluğu gıda kimyası ileri olan ülkelerde üretilip diğer ülkelere satılır. Bu bakımdan uyanık olmak gerekmektedir.
Yurt dışında gözü kapalı Yahudi (Kosher) dükkânlarından alışveriş etmek ile de problem hâlledilemez. Çünkü İsrail’de yapılan gıda maddelerinin içerisinde sadece alkolde eriyen ve suda erimeyen E 320 (butilated hydroxyanisole) ve E 321 (butilated hydroxytoluene) kullanılmaktadır. (BEMIRA Class 1-8 p. 5)
Ana gıda maddeleri bellidir, İslâmî usûllere göre ne şekilde hazırlanmaları gerektiği de ortadadır. Fakat bizim önemle üzerinde durmak zorunda olduğumuz dört önemli konu vardır:
1. Hayvan kaynaklı katkı maddeleri ortaya konabilir mi?
2. Katkı maddelerinin erime özellikleri bilinebilir mi?
3. Bu maddeler elde edilmeleri sırasında ne çeşit muamelelerden geçirilirler?
4. Bu maddeler insan sağlığı açısından hangi zararlı etkilere sahiptirler?