İÇTİMÂÎ DAYANIŞMANIN ESASI PAYLAŞMAK

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Bütün canlılardaki müşterek hususiyet; aynı türdekilerin birlikte, beraber yaşama ihtiyacında olmalarıdır. Hususiyle de, en mütekâmil canlı olan insan; fıtrat olarak, bu hususiyeti sevk-i tabiî ile değil, şuurla icrâ eder. Bu hususa işaretle, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “İyi işler ve takvâ konusunda yardımlaşın; günah ve düşmanlık hususunda yardımlaşmayın…” (el-Mâide, 2) Her insanın bedenî ve rûhî hususiyetleri bakımından […]

Continue reading »

TÂZİYE ve TARİH

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Abdülmetîn Hocamız dünyadan geçti bugün; İnşâallah cennete kanatlar açtı bugün… Aşkla, şevkle yaşadı ve anlattı İslâm’ı, Hizmeti tamam oldu ahreti seçti bugün… Dinmez heyecan ile dört bir yanda şakıdı, Medine’den dönerek ukbâya uçtu bugün… Tebessümle sabırla içti çile zehrini, Biiznillâh saâdet şerbeti içti bugün. Târihidir: «Raculü’l-Mev’ızati’l-Hasene» ١٤٣٩ «Mev’ıza-i hasene insanı göçtü bugün.» ١٤٣٩ {موعظۀ حسنه انسانى […]

Continue reading »

OKU! ANLAT!

ŞAİR : CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com Besmeleyle başlayarak, Harflere mânâ katalım… Kâğıt olsun altın varak, Okuyalım, anlatalım… Hadisleri tevâtürle, Tarihleri esâtirle, Ceddimizi tezâhürle; Okuyalım, anlatalım… Şükür, bulduk hidâyeti, Bırakalım şikâyeti, Son kitabı, ilk âyeti; Okuyalım, anlatalım… «Cep»e cep gözüyle bakıp, Tebliği kafaya takıp, «Medya» tuzağından çıkıp; Okuyalım, anlatalım… Celil fırsat bil hayatı, Bitmez ilmin saltanatı, Hece hece kâinâtı; Okuyalım, anlatalım…

Continue reading »

O’nun Muhteşem Ahlâkı-28-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi (Fetânet, Firâset ve Basîreti) NEBEVÎ İDRAK ve ZEKÂ Cenâb-ı Hak; insanlığa merhametinden dolayı, sırât-ı müstakîme irşâd edecek peygamberler göndermiştir. Bu nurlu elçilerin müşterek husûsiyetlerinden biri de fetânettir. Fetânet; akıl, zekâ ve firâset hususlarında en üst derecede olmaktır. Kuvvetli bir hâfıza, yüksek bir idrak, güçlü bir mantık ve iknâ kabiliyetine sahip olmak demektir. Fetânet; kuru […]

Continue reading »

TAHSİL ve TAHLİL

ŞAİR : CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com Bizim dostumuz azim, Düşmanımız hırs olsun. Annemiz ilk muallim, Evlerimiz kurs olsun… Hayra ersin emekler, Ninni duysun bebekler, Âlemler tebliğ bekler; Hedefimiz Mars olsun… Çağlayalım, coşalım, Ufuklardan taşalım, Yedi kıta aşalım; Sınır sözde Kars olsun… Kur’ân başımın tacı, Mesnevî can ilâcı, Lisana gönül harcı, Arapçayla, Fars olsun. İpleri alıp ele, Başlayalım tahsile, Çekicimiz Besmele; […]

Continue reading »

O’nun Muhteşem Ahlâkı -20-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi (İrşad ve Tebliği – Emr-i Bi’l-Mâruf ve Nehy-i Ani’l-Münker Hassâsiyeti) BEDELİ VAR! Cenâb-ı Hak; insanı, Zâtına kulluk için yarattı. Bu vazifeyi edâ edebilmesi için de insana nice nimetler lutfetti. İlâhî yardım olan bu nimetleri, hiçbir kul; bedel ödeyerek elde etmedi. Hiçbirimiz; var edilme nimetine, bir bedel ödeyerek kavuşmadık. İnsan olarak halk edilmemiz, îman lutfuna […]

Continue reading »

KUR’ÂN’DA HİZMET

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Hazret-i Musa, Mısır’da karıştığı bir hâdiseden sonra Firavun’un kendisi hakkında yakalama kararı çıkardığını duyar ve Mısır’dan kaçar. Aç, bîilâç vaziyette meçhule doğru yolculuğuna devam ederken, Medyen’de karşılaştığı iki yardıma muhtaç kıza yardım eder. Bu hizmeti onu Şuayb -aleyhisselâm- ile tanıştıracaktır. Hazret-i Şuayb, 8-10 yıl hizmet şartıyla onu kızıyla evlendirir. Sarayda yetişen Hazret-i Musa; Anadolu […]

Continue reading »

SEN DERVİŞ OLAMAZSIN!..

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Gönül her zaman derdi: Sen derviş olamazsın!.. Bir tek samimî virdi: Sen derviş olamazsın!.. Sözün nefse geçmezken, Seherde nur içmezken, Diyeyim ben erkenden: Sen derviş olamazsın!.. Tekkenin kapısına, Çöktün diye tasına, Derviş demezler sana, Sen derviş olamazsın!.. Kirli kalbinin içi, Zâhir nefsinin haçı, Silmeden onca suçu, Sen derviş olamazsın!.. Yerin boştur ön safta, Adın […]

Continue reading »

TEBLİĞDEN ÖNCE TEMSİL GEREKİR

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com   Tebliğ İslâm’ı insanlara tanıtıp anlatmaktır. Bunun için «davet (çağrı)» kelimesi de kullanılır. Bunların dışında bir de emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker (iyiliği emredip kötülükten yasaklamak) terimi vardır. Ancak bu, daha çok mü’minlere; tebliğ ve davet ise gayr-ı müslimlere yönelik olarak kullanılır. Bununla birlikte îmân en büyük mâruf olduğu için davet ve tebliğin […]

Continue reading »

DÎNİN İKİNCİ KAYNAĞI…

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bize İslâm’ı getirdi. İslâm, Hazret-i Âdem’den beri binlerce peygamberin insanlığı davet ettiği hak dînin adı. Son dînin de adı. Peygamberler; «rasûl: Elçi» ve «nebî: Haberci»dirler. Yüce Allâh’ın tâlimatlarıyla ümmetlerini irşad ve ıslah ederler. Her biri Allah’tan vahiy alır fakat her biri vahiy olarak ümmetlerine tebliğ […]

Continue reading »
1 2 3