SEN DERVİŞ OLAMAZSIN!..

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

Gönül her zaman derdi:
Sen derviş olamazsın!..
Bir tek samimî virdi:
Sen derviş olamazsın!..

Sözün nefse geçmezken,
Seherde nur içmezken,
Diyeyim ben erkenden:
Sen derviş olamazsın!..

Tekkenin kapısına,
Çöktün diye tasına,
Derviş demezler sana,
Sen derviş olamazsın!..

Kirli kalbinin içi,
Zâhir nefsinin haçı,
Silmeden onca suçu,
Sen derviş olamazsın!..

Yerin boştur ön safta,
Adın yoktur insafta,
Seni sahtekâr softa!
Sen derviş olamazsın!..

Ağzın dilin bozuktur,
Diken değil kazıktır,
Umutlanma yazıktır,
Sen derviş olamazsın!..

Amel ü kârın riyâ,
Derûnunda yok ziyâ,
Boşuna görme rüyâ,
Sen derviş olamazsın!..

Şu kibrini yıkmadan,
Benliğini yakmadan,
Bir hiç olup çıkmadan,
Sen derviş olamazsın!..

Tesbihini parlat dur,
Nâraları patlat dur,
Letâifi atlat dur,
Sen derviş olamazsın!..

Hizmette pek sakarsın,
Ne gönüller yıkarsın,
Tebliğ deyip çıkarsın,
Sen derviş olamazsın!..

Mürşid olsa öz atan,
Miras kalmaz bu ihsan,
Gerçek evlât, söz tutan,
Sen derviş olamazsın!..

Nakşî-Kādirî unvan,
Utan nisbet «yâ»sından,
Kul titrer hayâsından,
Sen derviş olamazsın!..

Varını dağıtmadan,
Kalbini damıtmadan,
Huyunu kurutmadan,
Sen derviş olamazsın!..

Takvâ yok, haşyet hani?
Verâ yok, hikmet hani?
Kalbin, yolgeçen hanı,
Sen derviş olamazsın!..

Dilin; «Allah! Allah!» der,
Nefsin; «Uymam billâh!» der,
Pir; «Fesübhânallah!» der,
Sen derviş olamazsın!..

Kıllet dendikçe yersin,
Uyan derler uyursun,
Gevezelikte pirsin,
Sen derviş olamazsın!..

Yol gittin arpa boyu,
Can çıkar çıkmaz huyu,
Nefsin çıkmadan suyu,
Sen derviş olamazsın!..

Yüzünde yok halâvet,
Ne dilinde tilâvet,
Neyine gerek halvet,
Sen derviş olamazsın!..

Tevbe ister nasûhî,
Hem ahlâkî hem rûhî,
Nerde Tâlî, terakkî?
Sen derviş olamazsın!..