207. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Kulaklar haberlerde. Sulh bekliyoruz. Kuzeyimizdeki savaş sadece savaşanları alâkadar etmiyor. Tahıl ambarı iki ülkenin ziraat yapamaması veya satamaması bile başlı başına problem. Eninde sonunda bir barış olur. Hangi savaş sonsuza kadar sürmüş ki? Bir savaş hariç: Sulhü Olmayan Bir Cenk NEFİS TERBİYESİ Yılın en takvâlı, en kontrollü, en dikkatli mevsimi olan Ramazân-ı şerif geride kaldı. Ramazan boyunca; inşâallah […]

Continue reading »

206. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, İnsanı yaratan Allah; onun hâlet-i rûhiyesini, psikolojisini, kuvve-i mâneviyyesini en iyi bilendir elbette. Birçok âyet-i kerîme; “İnsana bir sıkıntı dokunduğunda…” girdiği vaziyeti ifade eder. Bazı hâllerde; “Duâya sarılır, yalvarıp yakarır.” buyuruluyor. (Bkz. Yûnus, 12; ez-Zümer, 8, 49; Fussilet, 51; el-Meâric, 20) Başımız dara düşünce, O’nun kapısına sığınmamızdan şikâyetçi değil Rabbimiz. Bunu her zaman yapmayışımızdan bilhassa da bunu devam […]

Continue reading »

205. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Çanakkale Zaferi’ne, o zaferi getiren fazîletli analar nazarından baktığımız bu sayıyı hazırlarken, cihan; «Acaba üçüncü bir dünya savaşı mı başladı?» endişesi içindeydi. Kuzeyimizdeki savaşta; batı ülkelerinden mazlumların imdadına diliyle koşan çok varsa da, eliyle yardım eden hemen hiç kimse yok. Çünkü artık vatan için, hak ve hakkāniyet için, mazlumlar için ölecek ordular teşkil etmek zor görünüyor. Birinci Harb-i […]

Continue reading »

204. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Biz nasıl bir varlığız? İdeolojiler, dünya görüşleri, insana tarifler üzerinden keyfiyetler biçmekte. Kimi; insanı, birbirinin kurdu olan yırtıcı bir varlık gibi tarif ederken, kiminin tarifi, maddî değer üretmekten ibaret bir makine katılığında kalıyor. Kimi yapış yapış cinsiyetle kafayı bozarken, kimi ruh zannederek nefs-i emmâreye işaret ediyor. Kimi biyolojiye takılıp hayvan zannediyor, kimi sosyolojiye takılıp ferdiyetini kaçırıyor. Hepsi bir […]

Continue reading »

YÜZAKI

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)   Kara yerden yedi kat gök ileri, Bir ufuk minberi, tûbâ YÜZAKI!.. Kötü dünyâda meleklik hüneri, Sâfiyet serveri, beyzâ YÜZAKI!..   Sızamaz meyveye mikroplu sular, Köklerin kir yıkayan rahmeti var. Yine binlerce asır, berrak akar, Çağların kevseri, deryâ YÜZAKI…   Yakalım ay gibi göklerde özü, Açalım her gece cânâna gözü, Parlatıp söyletelim, câna, sözü, Yüreğin defteri, […]

Continue reading »