YÜZAKI

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

 

Kara yerden yedi kat gök ileri,

Bir ufuk minberi, tûbâ YÜZAKI!..

Kötü dünyâda meleklik hüneri,

Sâfiyet serveri, beyzâ YÜZAKI!..

 

Sızamaz meyveye mikroplu sular,

Köklerin kir yıkayan rahmeti var.

Yine binlerce asır, berrak akar,

Çağların kevseri, deryâ YÜZAKI…

 

Yakalım ay gibi göklerde özü,

Açalım her gece cânâna gözü,

Parlatıp söyletelim, câna, sözü,

Yüreğin defteri, mânâ YÜZAKI…

 

Öz sedeften açılan sergiyi gez,

İnciler, incitemez, incinemez..

Şimdi, baş tâcı eden kıymeti sez,

Güzelin cevheri, yektâ YÜZAKI…

 

Çıldırır yalnız akıl, sahrâda,

Bir huzur hâli arar ücrâda,

Ebedî yol açacak mecrâda,

Ezelî tan yeri, ibrâ YÜZAKI…

 

Aşk eder sevgiyi, sohbet köşesi,

Bağda tûbâya döner dağ meşesi,

Açtırır gözleri, görmek neşesi,

Uykunun ülkeri, rü’yâ YÜZAKI…

 

Feyz-i aşkın yüce arkında pınar,

Feleğin cilveli çarkında bahar,

Doğrunun doğruca farkında hisar,

Yanlışın neşteri, imlâ YÜZAKI…

 

Rûhumuz, toprağa düşmüş düşeli,

Pusular çok, yolumuz tehlikeli.

Hür semâlarda bulup kutlu yeli,

Ravza atmosferi, ihyâ YÜZAKI…

 

Kuru aklın, eli oktur yaraya,

Kuru gönlün, gülü yoktur saraya,

Nefsi farket; külü çoktur çıraya,

Ona rağmen peri sîmâ, YÜZAKI…

 

Ulu sabrın küpü; şişmez, taşmaz,

Bir elif haddini aslâ aşmaz,

Ecelin ibresi zâten şaşmaz,

Son günün ölçeri dünyâ YÜZAKI…

 

Seyreden, hikmeti her manzarada,

Olmasın yem, kızaran ızgarada,

Dam çökerken gece gündüz burada

Son evin dülgeri illâ YÜZAKI…

 

Hayra, Peygamberim eşsiz nilüfer,

Hilme Bûbekr’i misal, adle Ömer,

Hulka Osman, Ali’dir ilme hüner,

Onların benzeri, mahyâ YÜZAKI…

 

Gül olur, bağra diken dolsa bile,

Gül kalır, buz gibi kış olsa bile,

Solmaz aslâ şu cihan solsa bile,

Arza, arşın feri, matlâ YÜZAKI…

 

İlme irfânı katıp rûz ile şeb,

Yazarız; ille edeb, ille edeb,

Başı mâzî, sonu âtî meşreb,

Zaferin mehteri, tuğrâ YÜZAKI…

 

Kanımız, rengine bîgâne değil,

Alı, ay yıldızı, efsâne değil.

Dışta nâdân ile dîvâne değil,

İçte can yâveri, sevdâ YÜZAKI…

 

Vatanım ki, şühedânın kürkü,

Ona lâyık olanındır ülkü..

Dün bu dünyâ, rota bilmiş Türk’ü,

Yarının mihveri, dâvâ YÜZAKI…

 

Bileğin hakkına, Fâtih şâhin,

Yüreğin hakkına, Akşemseddin…

Var eder nesli, temiz dil ile dîn,

Varlığın enderi, ankâ YÜZAKI…

 

Kültürümden medeniyyet okunur,

Sanatımdan nice ziynet dokunur,

Duygusuzdan bu zerâfet yakınır,

Kaba işten geri mısrâ YÜZAKI…

 

Ney ateş, ayrılığın perdesine,

Ses güneş, iç bakışın nerdesine,

İki üçmüş, bırakıp mürdesine,

Birliğin birleri, şûrâ YÜZAKI…

 

Resm-i gül eylemesin bülbülü av,

Etmesin perde-yi dünyâ gülü tav,

Sen uyandır közü Seyrî, külü sav,

Sisli tülden beri îmâ YÜZAKI…