A BÜLBÜL…

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de Bencileyin gurbet elde ararsın, Hangi bağda gülizârın a bülbül… Yüreğine dikenleri sararsın, Kan renginde ah û zârın a bülbül… Hicran kafesinde kanat vurursun, Hüznün şahlanınca dîvan durursun, Bir hasret ki erir, akar, kurursun; Yok mu yârdan bergüzârın a bülbül?.. Pervânesi üçler, kırklar, yediler, «Aşkın kokusunu sürmüş» dediler, Seherde açarken görmüş dediler; Aklı gitmiş rûzigârın a […]

Continue reading »

HÜZÜN TÜRKÜLERİ…

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de Bir kötüye düşüp, solan dilberin, Elâ gözlerinden akar türküler… Kapımızı çalan kara haberin, Ardından yakılır; yakar türküler… Yaylalarda kuzularla meleşir, Kırşehir’in bağlarında eğleşir, Gurbetlerde turnalarla söyleşir, Hasretle yollara bakar türküler… Boynu bükük, uzaklardan ünlermiş, Bülbüllerin feryâdını dinlermiş, «Gelme ecel gelme!» diye inlermiş, Hele ayrılıktan bıkar türküler… Koç yiğitler gibi pusatlanırmış, Kıratın yanında kanatlanırmış, Zalimi, kalleşi, […]

Continue reading »

BULUNMAZ

ŞAİR : NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com Sanma ömür, sevenlere yâr olur… Çoğunun adını bilen bulunmaz! Değil gurbet, sıla bile dar olur… Gözünün yaşını silen bulunmaz! Ne o yandan ne bu yandan soran var… Felek gibi cefâ ile yoran var… Hep derdim ki yâr diyerek saran var… «Satarız cânı da alan bulunmaz!» Dert çeksen de, kim dermandır derdine? Sormazlar ki bu […]

Continue reading »

İNSAN ve MEKÂN

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com İnsanın yaşadığı mekânla derin bir bağı vardır. Sıla hasreti, bunun en açık delillerinden biridir. Bir müddet sıladan veya yaşadığımız yerden uzak kaldığımızda, her şeyin değişmiş olabileceği ihtimalini düşünür ve döner dönmez öncelikle değişiklikleri kolaçan ederiz. Uzun süren ayrılıklarda bu daha fazla öne çıkar. Merak edilen yerin, özlenen mekânın büyüklüğü, küçüklüğü, maddî ve mânevî […]

Continue reading »

KIT‘A

ŞAİR : SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Sen sanma ki gurbet, sılanın bittiği yerdir. Sor bülbüle, gurbet dikenin bittiği yerdir. Ağyâr ile sohbette iken tâze nihâlin, Bin nâz ile âşıkları kahrettiği yerdir. vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün Ocak 1986, Ankara

Continue reading »

BU HASRET SÜRSÜN!

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de Böyle gül görmedi, aşkın bahçesi, Serin serin esen rüzgâr tutuşur. Adınmış gönlümün dili, lehçesi, Yanım-yörem, kıyı-kenar tutuşur. Beni ufuklardan süzme ne olur, İpek saçlarını çözme ne olur, Yaylalara çıkıp, gezme ne olur, Suyundan içtiğin pınar tutuşur. Bu nasıl güzellik, aklımı yolar, Uçurumdan atar, taşlara çalar, Dalları kırılır, sararıp solar, Salıncak kurduğun çınar tutuşur. Sıla dedim […]

Continue reading »