SUYUN -İNSANA İBRET- MÂCERASI

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SUYUN -İNSANA İBRET- MÂCERASI Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri SONSUZ HİKMET SAHİBİ Cenâb-ı Hakk’ın esmâ-i hüsnâsından, en güzel isimlerinden biri Hakîm’dir. Rabbimiz, sonsuz hikmet sahibidir. Sözünde, fiilinde, kararında, hükmünde mutlaka temâşâ edilecek, saymakla bitmez muazzam hikmetler, sırlar ve derin ibretler vardır. Hâşâ, O’nun hiçbir fiilinde gayesizlik, tesadüfîlik yoktur. Muhteşem bir âhenk […]

Continue reading »

Vicdan ve Mes’ûliyet İnsanı ÇİLE ve ISTIRAPLARIN MAHSULÜDÜR

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi  NOHUDUN FERYÂDI Dünyada en zor iş, ham nefsin olgunlaştırılmasıdır. Nefsin ıslahı, yani onun sertlik ve kabalıklarının yontulup makbul bir hâle getirilmesi, hoyratlıklarının giderilip rûha ferahlık verecek bir hâle getirilmesi; birçok yorucu merhaleden geçmeyi gerektirir. Hamlıktan kurtulmak, çile ve ıstıraplara göğüs germe sanatıdır. Emeksiz yemek pişmez. Zahmete tahammül etmeden, rahmet tecellî etmez. Cefâ çekmeden safâya […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – GÖĞE DEĞECEKTİM

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-, 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğdu. Peygamber Efendimiz -sâllâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halîfesidir. Çocukluğunda hiç puta tapmadığı için «Kerremallâhu vechehû» yani «Allah yüzünü mükerrem kılsın, şereflendirsin.» duâsıyla anıldı. 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflenen Ali -radıyallâhu anh-, hicrî 2. senenin son ayında Hazret-i Fâtıma ile evlendi. Hazret-i […]

Continue reading »

111. SAYI TAKDİM

  Kıymetli Okuyucularımız, Fatih bir neslin evlâtlarıyız. Dev orduların seferlere çıkıp meydanlarda kozlarını paylaştığı, yüksek surlarla çevrili şehirleri metanetli orduların muhasara ettiği dönemlerde, ecdâdımız; büyük zaferler kazanmış, muazzam fetihler gerçekleştirmiş. Bekāsı olmayan bu âlemde, Osmanlı da tarihteki yerini alıp sahneden çekilmiş. Çekilmiş fakat hâlâ erbabının ifade ettiği üzere, boşluğu bile feryat ediyor, ceddimizin hayaleti ortada dolaşıyor. Onun asırlarca hükmettiği topraklarda […]

Continue reading »

Hakk’ın Hoşnutluğunu; KALBİ KIRIKLARIN YANINDA ARA…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KAPIYA GELEN SARHOŞ Bir gün Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri’nin dergâhının kapısına, üstü başı kusmuk içinde bir sarhoş gelip dayandı. Tekkenin hizmetkârları, sarhoşluğundan dolayı bu adamı hışımla karşılayıp; “–Ne istiyorsun?” diye sordular. Dili dolaşık vaziyette cevapladı: “–Mevlânâ Hazretleri’ni göreceğim!” Hizmetkârlar adamı içeriye sokmadıkları gibi; “–Utanmıyor musun bu hâlinle bir de dergâh kapısına gelmişsin?!.” ve benzeri […]

Continue reading »

Severek ve Sevdirerek Tâlim ve Terbiyede; EN MÜSTESNÂ REHBER 

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi PEYGAMBER SANATI Eğitimcilik, insan yetiştirme sanatıdır. Bu sanatı icrâ eden en büyük sanatkârlar da peygamberlerdir. Her sanatkârın mahâreti, ortaya koyduğu eserden anlaşılır. O hâlde bütün cihan îtirâf eder ki; Câhiliyye toplumundan sahâbe neslini yetiştiren Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de beşeriyetin görmüş olduğu en mükemmel eğitimcidir. Nitekim İslâm Hukuku metodolojisinin en mühim sîmâlarından Karâfî; […]

Continue reading »

DİKENİ GÜLE DÖNDÜREN AHLÂK MÜŞRİK MİSAFİR

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi   Devir, asr-ı cehâletti. Zulüm bataklığında ve küfür karanlığında insanlık can çekişmekteydi. İnsanlık, nefsâniyetin hoyratlığı, kabalığı ve katılığı elinde perişandı. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz böyle bir devirde vazifeye başladı. Âdetâ bataklıktaki insana; sabırla, hilimle, af, cömertlik ve merhametle yaklaştı. Cemâlî sıfatlarla, muhabbetle el uzattı. Temizledi, tezkiye etti, arındırdı… Hint Okyanusu’nun dibindeki […]

Continue reading »

İhlâslı Bir İnfak Şuuruyla İKİ BÜYÜK NİMET

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Ümmet-i Muhammed olarak bizler, Allâh’ın en büyük iki nimetine hiçbir bedel ödemeden nâil olduk: ◆ Fahr-i Kâinât Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem-. ◆ Cenâb-ı Hakk’ın ezelî kelâmı, ebedî kurtuluş reçetesi Kur’ân-ı Kerim. Bu iki nimet birbirinin şerhidir. Biri Cenâb-ı Hakk’ın kelâmdaki, diğeri insân-ı kâmil zarfı içerisindeki sanatıdır. Her ikisi de; okuyan, […]

Continue reading »

Ömrün Dört Mevsiminde de İSTİKAMET ÜZERE BİR HAYAT

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi GAFLET EN BÜYÜK DERT Rivâyete göre İsa -aleyhisselâm-; teni alacalı ve iki şakağı da çökük, hasta bir adama rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklardan âdetâ habersiz bir hâlde kendi kendine şöyle şükrediyordu: “–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, insanların pek çoğunu müptelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” İsa -aleyhisselâm-, muhatabının idrak seviyesini […]

Continue reading »

BASÎRET GÖZÜ!..

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi GÖZ, DOSTU GÖRÜRSE GÖZ… Göz küçücük bir et parçası… Birkaç damla yağ… Cenâb-ı Hak ona öyle bir husûsiyet vermiş ki; âlemi görüyor, tanıyor, fark ediyor. Allah; insanoğluna göz vermemiş olsaydı, görmek denilen şeyi tasavvur dahî edemezdik. Her ne kadar ilâhî azamet tecellîlerini ve nakışlarını idrâk edebilmemiz için Hakk’ın bu cihana ikram ettiği yüce kanunlarını […]

Continue reading »
1 15 16 17 18 19 28