SEN’İN İLE GELDİM SANA!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Seyrimde mi kader, kazam? Sen’in ile geldim Sana!.. Zikre dalmış her bir âzâm; Sen’in ile geldim Sana!.. Ne ilmim var, ne irfânım; Aşkın ile yandı cânım!.. Sen’siz değil bu devrânım; Sen’in ile geldim Sana!.. Tâ Elest’ten gelir adım; «Belâ!» diyen, bu hoş tadım!.. Dile geldi, son murâdım; Sen’in ile geldim Sana!.. Kor yüreği sardı «Nûr»un; «Tevhid» söyler […]

Continue reading »

CANSIZ AT

Şerife Şule TESLİMOĞLU serifeteslimoglu00@gmail.com Ateşten perdenin ardında esrar, Alev alev tüller saklarken Nûr’u. O kutlu davete meftun yürek var, Bekliyor üflesin İsrâfil, Sûr’u. Âlemin özünde kaynarken bu hâr, Arz’ı titretirken, Arş’ı ağlatır. Dağların bağrından yükselen buhar, Asırları «an»lar ile bağlatır. Sevgiliye vuslat muştular nefes, Şükürle kapanır dünyaya gözler. Mütebessim çehre, iniltili ses, Mesrur olan kalpler mahşeri özler. Şöyle geri dönüp […]

Continue reading »

BEN Kİ MEVLÂNÂ’YIM AŞKTANDIR SESİM

Yusuf DURSUN yusufdursun66@gmail.com   Ben ki Mevlânâ’yım aşktandır sesim, Bir ölümsüz canda aşktır adresim. Dinle benden bir hikâyem var sana, Âşık olsan cümle âlem yâr sana. Hak’tan aldık halka sunduk aşkı biz, Âşığın gönlünde bulduk köşkü biz. Aşkı gönlün bahçesinden seyre dal! Gördüğün her sahneden bir ibret al! Yine gel, tövbeni bozsan yine gel! Rahmetin yağdığı en son dîne gel! […]

Continue reading »

YÜKSELİŞ KUR’ÂN İLE…

Sami GÖKSÜN İnsanın mâneviyat ve rûhâniyetini, yaşarken uyması hâlinde huzur bulacağı nizamı ihmal eden hiçbir beşerî sistem, insanı sâhil-i selâmete çıkaramaz. Çıkaramadığı gibi saâdet ve huzurunu da temin edemez. Müşâhede ediyoruz ki; Saâdet ve huzur getireceği zannedilen asrımızın teknolojik gelişmeleri, maddî imkânlar ve diğer hususlar, insanların saâdet ve huzurunu sağlayamamış, gönül huzurunu temin edememiştir. Bu sebeple korkunç felâketlerin ve büyük […]

Continue reading »

«BENİ», HAKK’A DAVET EDER!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com   Aşkla çarpan bu kor yürek; «Beni», Hakk’a davet eder!.. Bir cezbede, her bir felek; «Beni», Hakk’a davet eder!.. Vahyin nûru, doğdu câna; Bir can gerek, bu fermâna!.. Tut elinden, sor zamana; «Beni», Hakk’a davet eder!.. Gönül; oku, her bir âyet; «Seni» söyler, sende hikmet!.. Kesretteki gizli vahdet; «Beni», Hakk’a davet eder!.. Gör, ne hâle döndü ömrüm? […]

Continue reading »

YEK NAZAR

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Gönle Mevlâ kaleminden çekilen nur bu nakış, Kaleminden akar âteş, sır olur harlı yakış, Çekilen nur, sır olur, sürme olur nurlu bakış, Bu nakış, harlı yakış, nurlu bakış, Hakk’a akış… vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün)

Continue reading »

NUR PERDESİ

FECRÎ (İbrahim BAZ) ibrahim.baz@hotmail.com Yâ ilâhî; evvelsin âhir, zâhir ve bâtın, Zerresi Sen’siz değil, bu sonsuz kâinâtın. Baştanbaşa âlemde, sıfatın eder devran, «Ol!» emrinin eseri, devreden kevn ü mekân. Müsebbiptir sebepte, zâhir olan sûretler, Dalga çok deniz birdir, libas giymiş sîretler. Dalgalar göz boyası, gölgeler yol Zâtına, Zâhir oldun bâtından ayna kâinâtına. Hallac hakikatini, bu aynada seyretti, Îmân-ı kâmil denen, […]

Continue reading »

YOK

ŞAİR : Ali AĞIR aliagir70@gmail.com İnsan hüzün çağında, Mutluluk yok, huzur yok. Gönül şerrin ağında, Yüzde bir damla nur yok. Aza kanaat etmez, Dünyayı versen yetmez… Bahâneler hiç bitmez, Şikâyet çok, şükür yok. Düşünmez ki yarını, Kâr sayar zararını, Günah sokaklarını, Terk eden muhâcir yok. Hayat yoldaşı gurur, O az ilmiyle mağrur, Gece-gündüz konuşur, Yaradan’ı zikir yok. Suda balık misâli, […]

Continue reading »

ÇÖLE İNEN NUR

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com Rûhum Sana âşık, Sana hayrandır Efendim! Bir ben değil âlem, Sana hayrandır Efendim! (Ali Ulvi KURUCU) Bizleri Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- gibi yaratılmışların en şereflisine ümmet olma lutfuna erdiren Rabbü’l-Âlemin’e sonsuz hamd ü senâlar olsun… Ümmeti olmakla şeref ve izzet duyduğumuz biricik sevgilimiz, Gönüller Sultanı Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi […]

Continue reading »

«ÜMMETİMİN HÂLİ NASIL?»

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Heyecan başladı her çölde ve her ırmakta, O’na çevrildi bütün gözler o an bakmakta, Daha dünyâya adım attığı gün kundakta; Müjde vaktiydi, fakat dert ile ağlattı fasıl, Yaş döküp sordu Nebî: «Ümmetimin hâli nasıl?» Madde-mânâ, iki âlemde o Nûr’un söğüdü, Ne kadar yaksa cefâ, Hakk’a vefâkâr büyüdü, Bir yetimken, vararak kırka ayın on dördü; […]

Continue reading »
1 2