AĞLA GÖNÜL!

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com Anlamadık bu nasıl iş, Yarışmadık «çağ»la gönül! İyi değil hâl ve gidiş, Yüreğini dağla gönül! Rüya değil bu gördüğüm, Gamdır içimde ördüğüm, Sevgi bizde bir kördüğüm; Çözüldükçe bağla gönül! Mânâ bizde bir ümitti, Heyecanlar söndü gitti, Bu haksızlık cana yetti; Ağlayarak çağla gönül! Gözümüze indi perde, Uyuduk biz her seherde, Ağlamadık bir sefer de; Bir muhabbet sağla […]

Continue reading »

YÜZAKI

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Yakalım ay gibi göklerde özü, Açalım her gece cânâna gözü, Parlatıp söyletelim, câna, sözü; Yüreğin defteri, mânâ Yüzakı… Öz sedeften açılan sergiyi gez, İnciler; incitemez, incinemez, Şimdi, baş tâcı eden kıymeti sez; Güzelin cevheri, yektâ Yüzakı… vezni: feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün)

Continue reading »

SÖZDE LÂFIZ ve MÂNA

Prof. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Mu‘tezile kelâmcısı ve büyük edip Câhız (ö. 255); mânâların yere saçılmış inciler gibi olup herkesin onları bulabileceğini, önemli olanın onları ifade edecek lâfızları bulmakta olduğunu söyler. Ondan 150 yıl kadar sonra gelen ve Şeyhu’l-Belâga (belâgatın üstâdı) ünvânıyla anılan büyük teorisyen Abdülkāhir el-Cürcânî (ö. 471) ise aynı kanaatte değildir. O, Kur’ân’ın üstünlüğünü ortaya koymak üzere kaleme […]

Continue reading »

GEL GÖZÜNDEN SİL MAKAMI!..

ŞAİR : Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Nefsini süz, ver nazara; Tut bir arza sal makamı!.. Sor bu garip sevdakâra; Aşk elinden al makamı!.. Bu renk, mânâ, şekil, desen; Bin bir hikmet taşır beden!.. «Hak» dedikçe denge, düzen; Dört kapıda bul makamı!.. Gönül, ömrü âbâd eyle; Beni «ben»den âzâd eyle!.. Bu âlemde edep böyle; Can özünde bil makamı!.. Tefekkür et, çöz düğümü; […]

Continue reading »

Hüznün Türkçesi!

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de Mektep geri bırakmış, ‘okul’ çağdaş eğitmiş ! ‘Öğretmen’ muallakta, muallim çekip gitmiş. ‘Öneri’ tavsiye mi, teklif mi bilinmiyor. ‘Ne atarsak kâr’ sanma hâfıza silinmiyor… Bu ‘söylev’ karşısında nutkunuz tutuluyor. Kelime, deyim, mânâ ne varsa yutuluyor… Bir bilsen gönlümdeki hüznü, melâli, gamı … ‘Stres’ dedikçe kasvet, efkâr bastı ağamı… Ninem ‘yanıt’ı bilmez, dedem hazırcevaptı. Kelaynaklar Türkçemi […]

Continue reading »

ANCAK TAKVÂ…

Ebedî Fecre YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HAK DİN: İSLÂM Allah katında yegâne Hak din İslâm… Allâh’ın büyük lutfu olarak hidâyet üzere dünyaya geldik. Lâkin Cenâb-ı Hak, bize müslüman olarak can vermemizi emir buyuruyor. Çünkü buna teminat yok. Dolayısıyla; Ancak takvâ ile yaşamak şart. Ayakların kaymaması buna bağlı. Mâlûm; Nizam olarak İslâm, mükemmel ve muhteşem. Onda hiçbir zaman keyfî […]

Continue reading »

Harem-i Şerif’ten Hâtıralar
BİR MECZUBUN ÖĞRETTİKLERİ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Bir hac mevsiminde Mekke-i Mükerreme’ye gelişimizin yedinci günü idi. Harem-i Şerîf’e gecenin evvelinde saat 02:30 civarında gelmiş; birinci tavafımızın sevabını Peygamber Efendimiz’e, ikinci tavafımızın sevabını Hazret-i Hatice Vâlidemiz’e, üçüncü tavafımızın sevabını da Sâmi Efendi Hazretleri’ne bağışlamak üzere üç tavafı peş peşe yapmıştık. Tavaf namazlarımızı kılmak üzere Altınoluk’un karşısında, Harem-i Şerîf’in içinde, «Meczuplar Direği» diye bilinen direğin […]

Continue reading »