SAKLADIĞIMIZ ve HARCADIĞIMIZ DEĞİL, PAYLAŞTIĞIMIZ BİZE KALIR

YAZAR : Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com İnsanoğlu yaratılışı gereği ferdî değil, içtimâî şekilde yaşar. Yalnızlık ve yalnız kalmak insanlar için tehlikeli bir durumdur. Yalnız kalan bazı insanlarda, rûhî bunalımlar ve rahatsızlıklar gözlenebilmektedir. İçtimâî hayatın en büyük gerekliliklerinden bir tanesi de aynı mekânda yaşayan insanların, birbirleri ile yardımlaşmaları, dayanışmaları ve ellerindeki imkânları diğerleri ile paylaşmalarıdır. İnsan olmanın gereği olarak, birçok şeye muhtaç […]

Continue reading »

OSMAN NÛRİ TOPBAŞ HOCAEFENDİ İLE «RAMAZÂN-I ŞERİF» MÜLÂKATI

YAZAR : Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Fahri SARRAFOĞLU: Efendim, bu hasbihâlimizde, mübârek Ramazan etrafında konuşup sohbetinizden istifâde etmek istiyoruz. Her şeyden önce Ramazân-ı şerif, çok mühim bir ibâdet zamanı. Ramazân-ı şerîfi nasıl idrâk etmeliyiz? Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi: Ramazân-ı şerif, bir mü’min için senenin en mühim zaman dilimi… Nasıl 24 saatlik bir gün içinde, seher vakti çok mühim… Bir hafta içinde […]

Continue reading »

KALBİN VÎRÂNELİĞİ: KİBİR

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi   Mücerred hakikatler, teşbih ve temsillerle müşahhas hâle getirilince; kalpler, onları çok daha iyi idrâk eder. Hazret-i Mevlânâ; mânevî kıymetlerin şeytan ve nefsin hilesiyle nasıl kaybedildiğini, temsilî olarak şöyle bir teşbih ile anlatır: “Her gün azar azar da olsa; candan ve sevgi ile yapılan ibâdetlerden, iyiliklerden hâsıl olan iç rahatlığı ve huzur, neden gönlümüzde […]

Continue reading »

«İŞLERİ ŞÛRÂ İLEDİR…»

YAZAR : Sami GÖKSÜN Rabbimiz bizim iki dünyada saâdete erişmemizi ister. İbâdeti, âhireti ve dîni alâkadar etmiyormuş gibi görünen dünyevî sahalarda da Rabbimiz’in bizlere emirleri vardır. Bunları incelediğimizde görürüz ki; iki dünyada felâh ve başarının, saâdet ve huzurun anahtarlarıdır. Bunlardan biri de «istişâre»dir. Rabbimiz, istişâreyi emretmiştir. Çünkü istişâresiz iş, başarısızlık getirir. Nizâ getirir. Bilhassa herkesi ilgilendiren hususlarda istişâresiz karar almak, […]

Continue reading »

İMTİHAN DÜNYASI

YAZAR : Sami GÖKSÜN Cenâb-ı Hak; insanı bu dünyaya, ilâhî takdirin bir neticesi olarak göndermiştir. İnsan bu hakikati ve gayeyi kavrayamazsa, kendince belirlediği fânî ve küçük hesaplar peşinde ömrünü tüketmektedir. Oysaki insan, hayatının her ânında imtihanla baş başa kalmaktadır. Bunun böyle olacağını Cenâb-ı Hak, Ankebût Sûresi’nin ikinci âyet-i kerîmesinde şöyle beyan buyurur: “Şimdi bu insanlar sadece; «İnandık!» demekle kendi hâllerine […]

Continue reading »

İSRÂ ve MÎRAC
“Âyetlerimizden bir kısmını…

YAZAR : Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr “Âyetlerimizden bir kısmını O’na göstermek için; kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan alıp, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir, gerçekten O işitendir, görendir.” (el-İsrâ, 17/1) Allah Teâlâ Hazretleri’nin; özelde Rasûlullah -aleyhisselâm-’a, genelde de bütün müslümanlara çok özel ikramı, ihsanı, lutfu ve keremi; İsrâ ve Mîrac hâdisesidir. İsrâ; Mescid-i Haram’dan Mescid-i […]

Continue reading »

Maksıdu’ş-Şerîa Nokta-i Nazarından İSLÂM’DA İBÂDET MEFHÛMU

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com İbâdet kulluk demektir. İslâm, kulluğun yalnızca Allâh’a yapılmasını emreder. Kulluğun temelinde Allâh’a gönülden bağlanmak, O’nun yüceliğini kabul etmek (ta‘zîm), O’na itaat edip boyun eğmek (istislâm), bu konuda hiç kimseyi O’nun önüne geçirmemek, Onu sevmek (hubb), O’nun emirlerini çiğnemekten ve âhirette bunun âkıbetinden sakınmak (havf, takvâ), O’na dayanıp güvenmek (tevekkül), O’na yönelmek (teveccüh, inâbe) […]

Continue reading »

Ferdi İbâdetlerin Şâhı

YAZAR : Sami GÖKSÜN İbâdet, bizi yaratan ve pek çok lütuflarda bulunan Cenâb-ı Hakk’a bir teşekkürdür. Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbiniz’e ibâdet ediniz. Umulur ki, korunmuş olursunuz.” (el-Bakara, 21) Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Allâh’ın, insanların ibâdetine de ihtiyacı yoktur. Bilâkis insan ibâdete muhtaçtır. Çünkü ibâdetlerin insana sayısız faydası vardır. İbâdetler, insanı […]

Continue reading »

Tâif Seferi’ nin Düşündürdükleri

YAZAR : Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Tâif, Mekke halkının ileri gelenleri için çok önemli stratejik bir konuma sahipti. Mekke zenginlerinden çok kişinin Tâif’te mülk ve arazileri vardı. Bunlar yaz mevsimlerini Tâif’te geçirirlerdi. Hâşimoğulları ve Abdişems kabîleleri Tâif ile sürekli bir bağlantı içindeydiler. Aynı şekilde Mahzûmoğulları ile Sakîf kabîlesi arasında da müşterek mâlî çıkarlar vardı. Peygamberimiz -aleyhisselâm-’ın; en sıkıntılı zamanında Tâif’e yönelişi, […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – HAZIR MISIN?

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Zâhid, sûfî ve muhaddis İbrahim bin Edhem bin Mansur -kuddîse sirruhû-, Belh şehrinde doğdu. Nesebi Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’a dayanır. Önceleri hükümdar olan İbrahim bin Edhem Hazretleri, daha sonra zühd ve takvâ hayatına yöneldi. İlim tahsil edip İmâm-ı Âzam Hazretleri’nin sohbetinde bulundu. Şu hikmetli sözler kendisinden rivâyet edilmiştir: “Lokmayı helâlden temin edebilmek için uğraşmak; […]

Continue reading »
1 3 4 5 6 7 14