ECDÂDIN «DÜNYA»SI

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- zamanında, fetihlerle birlikte müslümanların eline geniş imkânlar geçmişti. Nil Nehri’nin taşmasıyla sulanan geniş Mısır arazilerinden, Dımaşk çarşılarından, tarihî ipek ve baharat yollarından bolca vergi geliyordu. Mü’minlerin Emîri; ele geçen bu imkânlardan Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ezvâc-ı tâhirâtına da pay ayırdı. Hazret-i Âişe Annemiz’in payına da on bin altın düşmüştü. Âişe […]

Continue reading »

SAYISIZ NİMETE, SONSUZ ŞÜKÜR…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com – seyri@yuzaki.com Nice insan şu çalkantılı hayat çarşısında ne yana baksa; Yığınla şikâyet edeceği mevzuların ortasında debelenip duruyor. Başlıyor onları tekrar tekrar sayıp dökmeye. Bunaldıkça sayıyor, saydıkça bunalıyor. Eğer çatlayacak olmasa, mayın gibi şikâyetleri o kadar dolduruyor ki kalbine, aman yâ Rabbî! Bazen çatlıyor da. Bu hususta bazen de kuvvetli girdaplara kapılıyor. Bazen kupkuru çöllerde kum […]

Continue reading »

KİTÂBULLÂH’IN DERİN TESİRİ

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hanefî Mezhebi’nin kurucusu Ebû Hanîfe Nu‘mân bin Sâbit Hazretleri, 699 yılında Kûfe’de doğdu. Bir tanıdığının yönlendirmesiyle ticaret kervanından çıkıp ilim yoluna girdi. Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzetti; sarf, nahiv, edebiyat ve kelâm öğrendi. Hadis ve fıkıh ilminde derinleşti. İçtihadlarının mâhiyetini ve çerçevesini şöyle ifade ederdi: “Bu bizim re’yimizle vardığımız bir sonuçtur. Kimseyi re’yimize zorlamaz, kimseye; «Bunu kabul etmeniz […]

Continue reading »

ASIL HÜNER

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Dünden bugüne insanoğlunun yeryüzünde varlığını sürdürdüğü her devir ve dönem, nefisleri dünyaya rapteden çeşitli câzip bağlarla dolu. İsimleri, markaları, şekilleri her günün şartına göre değişmiş de olsa bu bağların; perde arkasında saklanan gaye hep aynı: Unutturmak! Ölümü, hesabı, âhireti unutturmak! Allâh’ı unutturmak! Öte yandan bu unutkanlıklar sadece dünyayı biraz daha fazla sevmeyi sağlayacak kadar masum ve […]

Continue reading »

DALGALAR GEMİYE GİRERSE

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Bizden önceki nesiller, dünya malına çok fazla rağbet etmediler. Kendi ihtiyaçlarını giderecek kadar bir varlığa sahip olmuşlarsa ona kanaat ettiler, bundan daha fazlasına sahip olmaktan ve onun hesabını verememekten korktular. Sahip olduklarına ve ihtiyaçlarını karşıladıkları miktarlara titiz davranarak, helâl ve haram çizgisine riâyet ettiler. Bu hassâsiyet hem sahip olduklarına bereket olarak hem de içtimâî hayata sulh, sükûn […]

Continue reading »

NASIL ÖLMEK İSTERSİN?

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com Bugün günlerden cuma. Yeni taşındığım bu şehirde kılacağım ilk cuma namazı. Cami büyük, güzel, tertemiz. Kürsüde hocaefendi vaaz ediyor. Kulağım onda, gözüm cami içindeki yazılarda. Kubbedeki motifler, süslemeler, renkler çok nefis. Cenâb-ı Hakk’ın 99 ismi (güzel isimleri) sağ, ön ve sol tarafa çok güzel bir hatla, ince, uzun bir şerit şeklinde yazılmış. Vaiz efendi 30-40 kişilik cemaate […]

Continue reading »

NİMETLERİN KIYMETİNİ BİLMEK!

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com KÂİNAT İNSAN İÇİN Kâinat insan için, insan da Allâh’a kulluk için yaratılmıştır. İnsan için yaratılan kâinâtın küçücük bir zerresi olan dünya ve çevresi, insanın yaşaması için mükemmel bir hâle getirilmiş ve binlerce nimetlerle donatılmıştır. Etrafımıza ve kendimize baktığımızda bizlere verilen nimetlerin çok az bir kısmını görmemize, hissetmemize, idrâk etmemize rağmen bu nimetler oldukça fazla ve yerindedir. Her […]

Continue reading »

SENİN DEĞİL!..

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Şu yer ve gök, bu can ve ten, Senin, fakat senin değil! Ne fark eder benim desen? Senin fakat senin değil! A Seyri, yaz ganîmeti, Cihanda bunca nîmeti, Ne varsa Hak emâneti; Senin, fakat senin değil!   vezni: mefâilün / mefâilün

Continue reading »

KULUN NASÎBİ

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Şükür yegâne şifâdır, şikâyet en kötü ur, Şükürsüz insanı mahşerde mahveder bu gurur; Kapılma yokluğa Seyrî, kapılma varlığa da, Kulun nasîbi, şükür sâyesinde mevcuttur. Vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün (fa’lün)

Continue reading »

SÜRGÜN YERİ

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Kendini kandırma gönül, sanma bu dünyâ kalıcı, İndirecek hükm-i kader, ömrüne keskin kılıcı! Olsa da dünyâ denilen süslü kadın câzibeli; Bir kocamış dul cadıdır, hamlede pek tecrübeli! Gafleti artırmak için allanıyor, pullanıyor… İlle de kandırmak için, her köşeden çullanıyor! Bir kerecik düşmeye gör, kör kuyudur pis kucağı, Canları nârıyla yakar, böyle tüter pis ocağı! Gün gelip […]

Continue reading »
1 51 52 53 54 55 305