EY BİLÂL! BU FİRKAT NEDİR?

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com   Bilâl-i Habeşî -radıyallâhu anh-, hicretten kırk sene evvel Mekke’de doğdu. Annesi gibi o da köle idi. İslâm’ı duyar duymaz kabul etti. Bunu da açıkça ifade edince, efendisi Ümeyye bin Halef’in dayanılmaz işkencelerine maruz kaldı. Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh- tarafından satın alınarak âzâd edildi. Hicretten sonra okumaya başladığı ezanı Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in vefâtına kadar sürdürdü.    […]

Continue reading »

DİJİTAL ÇAĞDA MÜSLÜMANCA YAŞAYABİLMEK ve MÜSLÜMANCA ÖLEBİLMEK

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS:   عَنْ أَب۪ي ذَرٍّ جُنْدَبِ بْنِ جُنَادَةَ، وَأَب۪ي عَبْدِ الرَّحْمٰنِ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ، رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا، عَنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، قَالَ ‏:‏   « اِتَّقِ اللّٰهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأَتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ‏ »   Ebû Zer Cündeb bin Cünâde ve Ebû Abdurrahmân Muâz bin Cebel -radıyallâhu anhümâ-’dan rivâyet edildiğine göre, […]

Continue reading »

Göğün Rahmeti ve Toprağın Bereketi CÖMERTLİK İLE!

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Göklerin rahmetine ve toprağın bereketine muhtaç olmayan var mı? Rahmet ne ile, bereket ne ile? Bunun tefekkürü için ibretler de çok hikmetler de. Allah açıklıyor: “Sizden biriniz arzu eder mi ki, •Hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, •İçinden sular akan ve •Kendisi için orada •Her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan •Bir bahçesi olsun da, ◆ Bakıma […]

Continue reading »

KASÎDE-İ PİLÂV

YAZAR : İlyas KAYAOKAY kayaokay_2323@hotmail.com Pilâva çâşni veren pelte midir zerde midir? Söyle ey aşçı bana bunları, ezberde midir? (Tırsî) Ne zaman ki bir hâl veya mevzu dâimî tekrar hâlini alıp her defasında gündemi meşgul ederse hiciv bâbında; «Temcid pilâvı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek» deyimini kullanırız. Temcid; minarelerden okunan, ezandan farklı bir makamda icrâ edilen, Allâh’ı ululamak adına yapılan […]

Continue reading »

HİDÂYET SIRASI GELİR MİYDİ?

Handenur YÜKSEL Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in müezzini Bilâl-i Habeşî, 581 yılı civarında Serat’ta (veya Mekke’de) Cumah kabîlesinde doğdu. Müslüman olan babası ve annesi gibi, Ümeyye bin Halef’in kölesiydi. Mekke’de müslüman olduğunu açıkça söyleyen ilk yedi kişiden biri olduğu için; sahibi, öğle vakitlerinde onu kızgın güneş altında sırt üstü yatırır, büyük bir kaya parçasını göğsü üzerine koydurur, sonra da İslâm’dan […]

Continue reading »