Semâzenler

Yard. Doç. Dr. Emin IŞIK Mevlânâ’nın adı anılınca, hemen gözümüzün önüne kelebekler gibi uçuşan semâzenler gelir. Semâ âyini, bir anda bizi, bu maddî dünyadan bir başka âleme götürür. Hazret-i Mevlânâ, gerçek kişiliği ile Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr’de boy gösterir. İlâhî sırları, aşk ehlinin gönlüne oradan seslenir. Ancak ne hikmetse, Mevlânâ’nın adı anılınca, hemen gözümüzün önüne kelebekler gibi uçuşan semâzenler gelir. […]

Continue reading »

İkiyüzlülük Üzerine

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ Her Ahmed’in bir Ebûcehil’i olması gayet normaldir. Anormal olan dost görünüp düşmanlık yapmaktır. İkiyüzlülükten nefret ettiği bilinen Mehmed Âkif bir gün dostlarına şöyle der: “İkiyüzlüleri sever oldum, çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım.” Bugün artık yirmi yüzlüler de tarihe karıştı ve etrafı yüzsüzler sardı. Böyle bir ortamda ikiyüzlülük konusunu ele almak bir anlam ifade eder […]

Continue reading »

Yine de Gel!

Ayla AĞABEGÜM Vatanını seven, mânevî değerlerine bağlı olan insanlar yetiştiği zaman hoşgörü uğruna, meşhur olma uğruna yazarlar yetişmeyecektir. Elif ŞAFAK gibiler bir Fransız mantığıyla düşünüp eserlerinin kahramanlarına Türk olmanın utancını yaşatamayacaktır. Orhan PAMUK’lara Nobel ödülü verilirken Türk halkı bunun sebebini bilecektir. Yine de gel… Yine de gel, ne olursan yine de gel, Hıristiyan, Mecûsî, putperest olsan yine gel… Bu bizim […]

Continue reading »

Bütün İş Samimiyette…

Naci ÖZTÜRK “Bir haramı işlerken Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzuruna çıkmaktan hayâ ederim…” Dün olduğu gibi bugün de her mevzu ve meselede samimî Müslümanlara, samimî insanlara çok büyük ihtiyaç var. İslâm’ı gerçekten Allah rızâsı için yaşayan, Allah rızâsı için yaşamaya gayret eden insanlar lâzım. Güzellikleri tebliğde, eğitimde, dostluklarda en temel ihtiyaç aslında sadece samimiyet. Çünkü samimiyetten elde edilecek neticeyi […]

Continue reading »

Allah Dostlarını Sevmek

Nurettin KORKUT Allah dostlarını sevmek, ayrı bir ehemmiyet arzeder. Çünkü onlara sevgi, bütün sevgileri diri tutan bir iksirdir. İnsan, kendisindeki hususiyetleri yerli yerince kullanabildiği ölçüde şahsiyet sahibi olur. Bilhassa sevme hususunda ilâhî ölçülere göre muhabbetini yönlendirmesi, en mühim meselelerdendir. Muhabbetin kaynağı Allah olduğu için ilk sevilecek ve en çok sevilecek olan Allah’tır. Sonra peygamberler, sonra da Allah dostları, sonra mü’min […]

Continue reading »

Güzel Sözü, Kötüler Anlamaz!

İrfan ÖZTÜRK Güzelliklerin de kötülüklerin de belli bir tesir gücü vardır. Eğer insan kötü vasıflarla dopdoluysa, ona güzellikler tesir etmez. Ama güzelliklerle müzeyyense o zaman da kötülükler sirâyet etmez. Kasabanın birine meşhur bir vaiz gelmişti. Vaizin güzel hitâbeti, mimik ve jestleri, ahlâk ve fazileti âdeta milleti büyülemişti. Her gün öğle namazından sonra yaptığı yarım saatlik konuşma halk için vazgeçilmez bir […]

Continue reading »

Muhabbet Ömrü – Tasavvuf ve Hazret-i Mevlânâ

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Kur’ân-ı Kerîm bendesiyim ben yaşadıkça, Yalnızca Muhammed yolunun toprağıyım ben! Bundan öte bir söz dese her kim, karışıkça, Israrla şikâyetçiyim ondan ve o sözden!.. Hazret-i Mevlânâ [Nazmen terc.: Seyrî] MUHABBET ÖMRÜNE MAZHAR OLANLAR Her şeyin uzun veya kısa belli bir ömrü vardır. Zaman değirmeninde tükenir ve nihayet biter. Böylece insanlar, sistemler, felsefeler vesâire hepsi […]

Continue reading »

Helva Sohbeti

Dursun GÜRLEK İnsanın kafasıyla birlikte gönlünü de şenlendiren menkıbeler yüz yıllardan beri büyük bir zevkle okunmuş, bilhassa Mesnevî’den seçilmiş hikâyelerden oluşan nice eserler kaleme alınmıştır. Hazret-i Mevlânâ’nın Mesne-vî’sinde anlattığı hikâyelerin ne kadar etkileyici olduğu, bunların canlı tablolar hâlinde okuyucunun hâfızasına âdeta nakşedildiği bir gerçektir. İnsanın kafasıyla birlikte gönlünü de şenlendiren menkıbelerin yüz yıllardan beri büyük bir zevkle okunduğunu, dolayısıyla Mesnevî’den […]

Continue reading »

Geçici ve Kalıcı Zaman…

Bünyamin ÇİL İnsanoğlunun yaşadığı ve yaşayacağı iki zaman vardır. Biri geçici, diğeri de kalıcı. Geçici olan, bu dünyaya ait olan zamandır. Kalıcı olan da âhirete ait olandır. Bu fânî âlemde yaşarken insan, iki zamandan hangisine göre yaşarsa ona göre tecellîlere muhatap olur. Eğer kalıcı olan zamana göre yaşarsa, yaptıkları kalıcılaşır. Fakat geçici olan zamana göre yaşarsa, yaptığı her şey fânîliğe […]

Continue reading »

Açın Artık Gönüllerinizi!..

Âdem SARAÇ Bu din; ırk üstünlüğü, kabile imtiyazı, sülâle seçkinliği gibi farkları ortadan kaldırarak, en zengin biri veya çıplak ayaklı bir köle de olsa, aynı îmanı paylaşan insanlar arasında, öz kardeşlikten daha gerçek kardeşlikler kurmaktaydı. Allah’ın dediği olur… Allah Teâlâ Hazretleri ne dilerse o olur… Bu hep böyle olmuştu… Yine öyle oluyordu… Kullarına karşı son derede şefkatli ve merhametli olan […]

Continue reading »
1 966 967 968 969 970 1.002