Latif Latîfeler ve Güzel Anekdotlar

Dursun GÜRLEK dursun.gurlek@mynet.com Yazarların kitaplarında yer verdikleri, usta hatiple¬rin sözlerinin arasına sıkıştırdıkları, sohbet erbabı kimselerin nakletmekten büyük bir zevk aldıkları fıkralar, latîfeler, anekdotlar; çorbada tuz, helvada şeker kabul edildiği içindir ki, kültür dünyamızın son derece önemli malzemelerini teşkil ediyorlar ve bunlar, okuyu¬cular tarafından büyük bir alâkayla karşılanıyor. Öyle ise ilginizi uyandırmak, bilginizi artırmak için birkaç latif latîfe nakledeyim. Buyurun efendim: […]

Continue reading »

İskele Camii’ndeki Güneş Saati

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com 1522 yılında Topkapı Sarayı’nda dünyaya gelen Mihrimah Sultan, Kanunî’nin hayatta kalan tek kızıdır. Babası tarafından çok sevilen küçük prenses, annesi Hürrem Sultan’ın neza¬retinde iyi bir eğitim gördü. Henüz 17 yaşındayken (1539) Diyarbekir Beyler¬beyi Rüstem Paşa’yla evlendirildi. Dü¬ğün merasimi, erkek kardeşleri Bâyezid ve Cihangir’in sünnet düğünüyle birlikte At Meydanı’nda (bugünkü Sultanahmet Meydanı) büyük şenliklerle yapıldı. Rüstem Paşa bu […]

Continue reading »

Hayır Peşinde Koşan Osmanlı Hanımları

Aydın TALAY aydintalay@gmail.com Geçmişimizi ve Osmanlı’yı batılı kay¬naklardan ve ısmarlama tarihçiler¬den öğrenmeye çalışırsak yanılırız. Zira içlerinde insaf taşıyanlar olmakla beraber, çokları Osmanlı sarayı, vali¬de sultanlar ve harem hayatı hakkında ipe-sapa gelmedik şeyler yazmışlardır. Hâlbuki Osmanlı irfanı, harem için muazzam bir terbiye sistemi kur¬muştur. O nasıl bir terbiye sistemidir ki; Arnavut, Bulgar, Ermeni ve Boşnak olarak 7-8 yaşlarındaki kimsesiz veya savaşta […]

Continue reading »

Emevîler Dönemi-I (661-750)

Ahmet MERAL Hazret-i Ali’nin şehid edilmesinin ardından taraftarlarından 40 bin kişi, oğlu Hazret-i Hasan’a bağlı¬lıklarını bildirmişti. Mekke, Medine, Hicaz ve Yemen halkı da halîfe olarak Hazret-i Hasan’a biat ettiler. Ancak öte¬den beri plânlı bir şekilde Suriye’de gü¬cünü artırmakla meşgul olan Şam vali¬si Muâviye ve onun etkisindeki Mısır, Hazret-i Hasan’a biat etmedi. Bir süre sonra Muâviye Şam’da halîfeliğini ilân etti. Bununla […]

Continue reading »

Ne Demek!

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Yolda ben kırmızı bilmem, vitesim var, ne demek! En yamuk yanlışa dümdüz hevesim var, ne demek! İyilikten yana yığdınsa demâdem kötülük, Sorarım kalbine, mecbûr abesim var, ne demek! Hak yolundan saparak yerde çakıldın çukura, Göğe ey küflü tekerlek, gresim var, ne demek! Ey kümes ruhlu beyin, dön de sekiz cennete bak, Sonra gurbette düşün; taş kümesim […]

Continue reading »

Edebî Sular…

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Şâirin hâlini yansıtmaya namzetse sular, Suya yansır şuarâdan, nice yüz, seyre medar. Kimi, ırmaklara benzer, coşuyor çağlayarak, Kimi her mevsim akarken, kimi yalnızca bahar. Kimi her geçtiği vâdîye taşır bin bereket, Kimi, bir sel gibidir, arda kalan kum ve hasar. Kimi, dipsiz kuyulardan çekiyor bir kova su, Kimi, zemzem gibi makbul, kimi bir anda buhar! Bir […]

Continue reading »

Çocukluğun İçinde

Yusuf Dursun Ne Hint’te ne Çin’deyim, Sanma ki Maçin’deyim, Attâya gönderdiğin Çocuğun içindeyim. Dev de benim cüce de; Gözüm-gönlüm yücede. Ninemin dizindeyim, Masal dolu gecede. Uçurtmaya ip oldum, Göklere sahip oldum. Sen birden büyüyeli, İnan bir garip oldum. Yaşlı yıllarda kaldım, Tozlu yollarda kaldım. Senden ayrı düşeli, Yaban ellerde kaldım. Bir yıldız peşindeyim, Göklerin dışındayım. Güneş benim kardeşim, Ay dede […]

Continue reading »

Ararım…

Servet YÜKSEL Adımız okununca tarih bile hislenir, Bugün nereye baksam; «İmdat!» diye seslenir, Üç kıtada gezdiğim zamanları ararım. Onlar ki, bu toprağı tutan çınarlarımız, Gönüllerin can suyu, şefkat pınarlarımız, Ardınca yürüdüğüm sultanları ararım. Bu eğreti yapılar nasıl sabaha çıkar ? Temelinde ter olsun, harcını ihlâsla kar, Taşları adam eden Sinanları ararım. Sen ey gelinlik kızım, meleklerden güzelsin, Sancımı dindirmeye bir […]

Continue reading »

Gazel

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Hasret çekerek vuslata ermek ne kadar güç!.. Serden geçerek cânını vermek ne kadar güç!.. Ağyâr ile hem-hâl olanın nârına yanmak, Kalkan gibi hep göğsünü germek ne kadar güç!.. Bülbül gibi günlerce açılsın diye ummak, Birden açılan gülleri dermek ne kadar güç!.. Cânâna adanmış şu garip cân-ı azîzi, Kan isteyenin pâyine sermek ne kadar güç!.. Derler Seferî […]

Continue reading »

Gözlerim Avucumda

Sadettin KAPLAN Oturmuşum toprağa dizlerim avucumda, Kararıyor içimde gözlerimin akları; Bir karınca dev yiyor ta öteki ucumda. Toprağı kar delende, kan yürür kardelende; Islık çaldıkça Pan’a Midas’ın kulakları… Oturmuşum denize özlerim avucumda, Islanıyor altımda Helen’in mor genleri, Can pazarında Hektor ta öteki ucumda. Geçler erkenleşiyor, dalga dikenleşiyor; Susadıkça kanıma çölün sürüngenleri… Oturmuşum ateşe közlerim avucumda, Altımda mızrak gibi evsizlerin evleri, […]

Continue reading »
1 929 930 931 932 933 1.028