EY MEDENÎ DÜNYA!

Servet YÜKSEL Madden zirvedesin, mânen iflâsta, Ey medenî dünya (!) bu nasıl zaman? Vicdanlar târumar, akıllar hasta, Dayattığın bu hayattan; «el-aman!» Cennet kokan gülüşleri soldurdun, Annelere saçlarını yoldurdun, Bir kez daha insanlığı öldürdün, Hak-hukuk bâbında çelişki yaman. Ellerin kan dolu, işte eserin, Huzurunu yağmaladın beşerin, Vakti gelse gerek artık mahşerin, Bu gidişle koptu-kopacak tufan. Yeryüzünde haddi aşmak, azmak bu, İlâhlık […]

Continue reading »

İSTİKLÂL ŞAİRİ’NE

Rıfkı KAYMAZ -İstiklâl Marşımızın kabul yıldönümünde…- Ey istiklâl şairi, dilim, sözüm, Âkif’im! Rûhumun tercümanı, canım, özüm Âkif’im! Her hecen bir ilhamdır, her mısran rûha candır, Bir gönül çağlayanı, bir kutlu heyecandır. Can buldu kelimeler, kaleminle doğruldu, Tevekkülle sınandı, inancınla yoğruldu. Hayat, insan ve mekân, aruzla geldi dile, Hüzün, kanatlarıyla güfte oldu bülbüle. Bir mersiye, bir ağıt, bir destandır şiirin, Bir […]

Continue reading »

SIR BENİM…

Rıfat ARAZ Can özüme baht okları atılır; Aşk derdiyle güle yanmış nâr benim!.. Söz gevherim, diyar diyar satılır; İnci, mercan, elmas, yakut, dür benim!.. Sel misali coştum, taştım, duruldum; Her menzilde kör nefsimle soruldum!.. Çilem doldu aşk elinden vuruldum; Hâl mülkünde yanıp tüten kor benim!.. Çektim gönül perdesini edeple; Her ibreti, hikmet bildim sebeple!.. Takvâ gülüm seçilir mi neseple; Yazan […]

Continue reading »

NE OLDU?..

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Söyleyin ağalar, söyleyin beyler! Halkıma verilen söze ne oldu?.. Hakk’a inananlar hakkı hak eyler. Rasûl’ün övdüğü bize ne oldu?.. Ne oldu daldınız derin düşlere? Milletim acıyla vurur döşlere, Meydanı bıraktık arsız keşlere, Cesaret timsali öze ne oldu?.. Yetmedi mi asırlardır meskenet? Köleliğe hep haykırdı bu millet, Zehirler aşıma katılan illet, Ekmeği bandığım tuza ne oldu?.. Çuval geçirdiler […]

Continue reading »

GÜLLER VERİLSİN

Nûri BAŞ Açıldı gül mevsimi bugün güller derilsin, Can dostlarım pâyine, taze güller serilsin. Pîrimin meclisine gelen ruhlar dirilsin, Gül ehline efendim, rânâ güller verilsin. Sohbetlerin her demi, bütün yâranla geçsin, Rindâneler dergâha, gelip feyizler içsin, Ehl-i dil birbirine, gönlü biryânın açsın, Sâdıklara Mevlâ’dan, güzel hâller verilsin. Gam bahçemiz şâd olsun o dem meclîs-i nurda, İlâhî aşk uyansın; tende, ruhta, […]

Continue reading »

HÜSEYNÎ KÂR-I NÂTIK -Sayın Binnaz Başar ÇELİK’e-

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) Bir hafîf âh ile dil yâd-ı HÜSEYNÎ’ye düşer, Şehr-i gülden yine âvâze-i neylerle geçer, Perdeden perdeye bin âh ile feryâd ederek, Yâr ilinden dil ü can seyr-i MUHAYYER’le geçer. GÜL-İZÂR’ın anılır âh ile ey gonce-dehen, Darb-ı sofyân ile âşıklara gülzâr açılır, Seyr-i MÂHÛR’u tutar neş’e-i kānûn ile dil, Aşk u şevk ehline bir fasl-ı füsunkâr açılır. Bülbüllerin […]

Continue reading »

NİYAZ

Mustafa Necati BURSALI “(Habîbim), kullarım Sana Ben’i sorunca (haber ver ki) işte Ben muhakkak yakınımdır. Bana dua edince ben dua edenin davetine icâbet ederim.” (Bakara, 186) Mâliksin âlemlere, Sen fezâya Allâh’ım! Uğradı kutlu ümmet, hep ezâya Allâh’ım! Bizde gönül fethine, aşka mecal kalmadı, Kılıç, kınına hasret ve gazâya Allâh’ım! Fitneler kaynamakta cihanın her yerinde, Dağlar bile dayanmaz bu nizâya Allâh’ım! […]

Continue reading »

DEDELER VE TORUNLAR

M. Faik GÜNGÖR Ömrünü pınarda tüketme boşa. Dibi delik testi dolmaz demişler. Az konuş, sözlerin taç olsun başa. Fazlası yalansız olmaz demişler. Sırrını vermezse mihrap imama, Gönüller dönüşür bir isli cama. Dedeler torundan gül bekler amma, Arpa eken buğday almaz demişler. Kocaman lokma ye, koca söyleme. Nefsi söyleyene hoca söyleme. Kusur boyadaysa, sacı söyleme. Gıybet bilmeyen dil, solmaz demişler. Düşersen […]

Continue reading »

HABÎB-İ NECCAR

LEYLÎ (Şükran IŞIK) Bir sonbahar sabahı başlamıştı yolculuk, Görünüyor uzaktan bu dağ Habîb-i Neccar. Diyorlar Antakya’nın yaylası Soğukoluk, Bu dağın eteğinde çiçekler sarı açar. Dağa çıkardı Habib, arkadan izlenirdi. Dağın kalbine girer, orada gizlenirdi. Allah ile baş başa mağaranın içinde, Dağlar yemyeşil olur, güller filizlenirdi. Havârîler bu şehre ansızın çıkageldi. Dediler: «Rabbim bizi dostluk için gönderdi. Biz, küfür batağını kurutmak […]

Continue reading »

EKSİK ADAM

Lâtif MAHMAT Yıllardır yolunu gözlemekteyim, Geleceksen artık gel, ne olursun! Başlanmışım ama yarım hâldeyim, Ya tamamla, ya yok… Gel ne olursun! Al beni kendine ya da gel bana, Dünyama ışık ol, ömrüme mânâ, Niye her birimiz bir başka yana? Olalım tek varlık… Gel ne olursun! Ya beni dengin et, ya ol bana denk, Bahçeme çiçek ol, çiçeğime renk, Şiirime ses […]

Continue reading »
1 848 849 850 851 852 1.015