HAZRET-İ PEYGAMBER’İ ZİYARET
-63 kutlu yıla 63 mutlu beyit ve bir gazel-

SEYRÎ (M.Ali EŞMELİ)

*Büyük harfle yazılan kelimeler, Türk edebiyatında Peygamber Efendimiz için kullanılmış; dînî, tasavvufî ve aşk kaynaklı isim ve sıfatlardır.

Es-selâm, ey FAHR-İ ÂLEM, es-selâm ey MUSTAFÂ,
Es-selâm ey KÂİNÂTIN KALBİ, ey SONSUZ SAFÂ;

Tâ ezelden giymeden ten, cân olup geldim Sana;
Arza düştüm ayrılıktan kan olup geldim Sana!

Hakk’ı bildim n’eylemiş, EVVEL ve ÂHİR eylemiş,
Enbiyâlar söylemiş; şâdân olup geldim Sana!..

Âh EFENDİ’m, SÂHİBÜ’L-MÎRÂC olan CEVHER NEBÎ,
Çook uzaktan, en yakın yârân olup geldim Sana!..

Es-selâm ey NÛR-İ DEVRÂN, ey gönül KANDÎL’imiz,
Ey GÜNEŞ, ey MÂH’ımız, nîrân olup geldim Sana!..

Es-selâm ey Şâh-ı LEVLÂK, es-selâm ey HAK RÜYÂ,
Ey İMÂMÜ’L-ENBİYÂ, reyhân olup geldim Sana!..

Sen ki HAYRU’L-MÜRSELÎN’sin, Rabbimin MAHBÛB’usun,
Ey CEMÂL, ey EN GÜZEL, hayrân olup geldim Sana!..

Sen ki HÂFIZ, Sen ki HÂDÎ, Sen ki HÂTEM, ey BEŞÎR,
Ey MÜBEŞŞİR, şâir-i rindân olup geldim Sana!..

Sen ki KEVSER’den DENİZ, ey FEYZ-İ HAK, biz teşneyiz,
ÖZ ve YÜZ, ey TERTEMİZ; ekvân olup geldim Sana!..

Ey MUTAHHAR, MEVLİD’im, RÛH’um, SİRÂC’ım, SEYYİD’im,
İSM-İ A‘ZAM, MÜRŞİD’im; îmân olup geldim Sana!..

Remzi YÂ-SİN, feyzi HÂ-MÎM, âyet âyet Sen DELÎL,
Sen MÜBİN’sin, hâmil-i Kur’ân olup geldim Sana!..

Çünkü AHMED’sin, MUHAMMED’sin, HAMÎD’sin yâ MECÎD,
Taştı gönlümden senâ, Hassân olup geldim Sana!..

Yol ırak, sahrâ kurak, her yan serâb, ey ÂFİTÂB,
Ben de bir seyyâreyim, safrân olup geldim Sana!

Ey ÜMÎD’im, bir nazar kıl; ey ÜMÎD’im, bir nazar,
ÇÂRE Sen, bîçâre ben, hicrân olup geldim Sana!

Öyle yandım ey GÜLENDAM hasretinden, n’eyleyim?
N’eyleyim, dîvâneyim; efgān olup geldim Sana!..

«Kardeşimdir, özlerim…» derdin şu âhir ümmeti,
Kardeşin olmak için ihvân olup geldim Sana!..

Ey HABÎB’im, ey TABÎB’im, ey GÖNÜL CERRÂHI, ey
Gözde MENDÎL’im benim, giryân olup geldim Sana!..

Kâh buluttur, kâh pınardır cân evim, gündüz gece,
Ey BAHÂR’ım, hıçkıran nîsân olup geldim Sana!

Nur cemâlin bî-mesel, her gördüğüm gülden güzel,
Gözlerimden taştı sel; bârân olup geldim Sana!..

Ey İMÂME’m, VÂSITA’m, âh ey NEBİYYÜ’T-TEVBE’miz,
Gafletimden bin defâ pişmân olup geldim Sana!..

Yoldaşın, göklerde ANKĀ’dır, HÜMÂ’dır, ben fakat,
Yerde kaldım ey SEMÂ, yeksân olup geldim Sana!..

Bildim ey MİR’ÂT-I HAK, ey İNS Ü CİN PEYGAMBERİ,
Sen’de Kur’ân âşikâr, irfân olup geldim Sana!..

Sen ki ey ÜMMÎ Efendim, İLM Ü HİKMET ŞEHRİ’sin,
Her nefes tahsîl için cevlân olup geldim Sana!..

Sen LİVÂ’sın, ümmetindir her nebî, gölgendedir,
Ey MÜKERREM, ey KEREM, mestân olup geldim Sana!..

Yerde CÂMÎ ey MÜBELLİĞ, gökte ŞÂHİD’sin bize,
Hep şahâdet eyleyen dîvân olup geldim Sana!..

Yetmiyor bin bir lügat, ey VEDDUHÂ – TÂHÂ sıfat,
Var mıdır ruhsat; muhabbet-hân olup geldim Sana!..

Der misin ey GONCA; benden, ehl-i beytimden bu da?
Terk-i dünyâ eyledim, Selmân olup geldim Sana!..

Yok fakat takdîme ey GÜL, bende lâyık bir gönül,
Ey KERÎM BÜLBÜL, medet, lerzân olup geldim Sana!..

RAHMETEN Lİ’L-ÂLEMÎN’sin, yâ ŞEFÎA’L-MÜZNİBÎN,
Tut elimden, bende-i gufrân olup geldim Sana!..

Merhamet kıl, ey RAÛF, ey anneden kat kat RAHÎM,
Af diyen bir mum olup şamdân olup geldim Sana!..

Ey HİDÂYET ŞÂHI KUL, ey CENNETİN MİFTÂHI DOST,
Kovma ey HAYRU’L-BEŞER, candan olup geldim Sana!..

Sen ki MENBÂ, KALB-İ DERYÂ, EVLİYÂ SER-ÇEŞMESİ,
Bir yudum lutfet, bugün külhân olup geldim Sana!..

Bir yudum lutfet elinden ey DEVÂ, ey BENGİSU,
Çölde kalmış en susuz sûzân olup geldim Sana!..

Her şey âteş; zemzem âteş, şebnem âteş âşığa,
Gül de âteş, n’eyleyim, biryân olup geldim Sana!..

Sen ki SÂDIK YÂR’imizsin, ey gönül MÎMÂR’ımız,
Lutfedip îmar buyur, vîrân olup geldim Sana!..

Bir ömür vuslat deyûben yalvarıp rüzgârlara,
Dilde lebbeyk ey SABÂ, harman olup geldim Sana!

İncedir kıldan, sırât üstünde imdâdın gerek,
Eller açmış beklerim, mîzân olup geldim Sana!..

Sen ki KÂMİL hem MÜKEMMİL, Sen ki KÂFÎ, MÜKTEFÎ,
Ey MUKADDEM, pür-hayâ vicdân olup geldim Sana!..

Sen ki HUCCET, Sen ki BURHAN, Sen SIRÂTA’L-MÜSTAKÎM,
Hilyen ancak Hak kelâm, îkān olup geldim Sana!..

Ey MEÂL, âlemde ey LEVLÂKE denmiş tek ÇİÇEK,
Der ki cennetler; bahâristân olup geldim Sana!..

Sen’dedir varlıkların Âdem’de ZÂHİR BÂTIN’ı,
İşbu hikmetten hemen insân olup geldim Sana!..

Sen’de İdrîs’in semâvî sırrı, Nûh’un KULZÜM’ü,
Yok yüzüm, gözyaşlarım ummân olup geldim Sana!..

Sen’de Hûd’un, Sâlih’in gülzârı, İbrâhim gülü,
Ey HALİL, meczûbunum, nâlân olup geldim Sana!..

Sen’de İsmâîl’e İKLİL, Sen’dedir İshâk’a dil,
Sen konuş, ben kâtib-i destân olup geldim Sana!..

Sen’de Lût’un hüznü, Zülkarneyn’e Sancak, ey HİLÂL,
Nurlu TÂC’ım, mazhar-ı Sübhân olup geldim Sana!..

Sen’dedir Ya’kûb’a YÂKUT, Sen’de MEHTAB Yûsuf’a,
Ey GÜZEL KUL, hâdim-i CÂNÂN olup geldim Sana!..

Ey Şuayb’in vecdi, Mûsâ hükmü, Hârûn nusreti,
Kimsesiz bir âcizim, mihmân olup geldim Sana!..

Zikr-i Dâvud Sen’dedir, âdil Süleyman mührü Sen,
Ey EMİR, söz dinleyen gerdân olup geldim Sana!..

Sen Üzeyr’in kalbi, Eyyûb’un mukaddes sabrısın,
Ben sabırsız âşığım, hüsrân olup geldim Sana!..

Sen’de meknuz; Yûnus’un tesbîhi, İlyas hutbesi,
Müjde verdin ey HATİB, handân olup geldim Sana!..

Sen’de zâhir; Elyesâ’nın kadri, Zülkifl’in sesi,
Bestesinden aşkının elhân olup geldim Sana!..

Ey EMİN, MÜRSEL, SÜREYYÂ, Sen’de Lokman hikmeti,
Sen’de mânâ devşiren iz’ân olup geldim Sana!..

Sen’de Zek’riyyâ ve Yahyâ’nın tevekkül MERHEM’i,
Rûh-i Îsâ Sen’dedir, sekrân olup geldim Sana!..

Öyle FÂZIL’sın, MUSADDAK’sın ki VÂSIL kıldı Hak,
Derdi her an bir Burak: İhsân olup geldim Sana!..

Ömr-i sevdâdan selâmımdır, kabûl et cânımı,
Es-selâm ey CANFEZÂ, kurbân olup geldim Sana!..

Ağlasın Tâif, nasıl taşlattı dün, Sen ELMAS’ı?
Taş atan hâlâ da var, kalkan olup geldim Sana!..

Örneğim Sıddîk, Ömer, Osmân, Alî’dir yâ RASÛL,
Devri onlardan görüp devrân olup geldim Sana!..

Doğduğun gün koştum ammâ, tuttu alnımdan zamân,
Yol bulup âhir bugün kervân olup geldim Sana!..

Sen ki TÂHİR, Sen ki HÂŞİR, Sen ki ÂKİB, Sen ŞERÎF,
Sen NEBÎ-SULTÂN’a Türkistân olup geldim Sana!..

Gördü dünyâ; en ŞEFİK’sin, en AZÎZ’sin dâimâ,
Önde FÂTİH’sin, koşup sekbân olup geldim Sana!..

Her lisan «nefsî» diyorken Sen diyorsun «ümmetî»,
Böyle eşsiz lutfa bin şükrân olup geldim Sana!..

Tam gelen Firdevs-i A’lâ’dır, Efendim, şânına,
Ben tamâm olmak için noksân olup geldim Sana!..

Avdetim «Dâru’l-Karâr» olsun, karârım kalmadı,
Hasta düştüm, tâlib-i dermân olup geldim Sana!..

Can nasıl sevmez ki CÂNAN, sevmiş Allâh’ım Sen’i,
Baktı Seyrî; yol Hicaz, seyrân olup geldim Sana!..

Es-selâm, ey FAHR-İ ÂLEM, es-selâm ey MUSTAFÂ,
Es-selâm ey KÂİNÂTIN KALBİ, ey SONSUZ SAFÂ;

Kıymetin ZÂHİR Sen’in, her hasletin TÂHİR Sen’in,
Her şeyin MÂHİR Sen’in; yer âşinâ, gök âşinâ!..

Önce nûrun, sonra cismin, varlığın sermâyesi,
Tevbekâr Âdem bilir, Rahmân’a ismindir duâ…

Aşka dîdâr eylemiş, vâr eyleyen yâr eylemiş,
Sen’den izhâr eylemiş sevdâyı Hak, ey MÂVERÂ!..

Şimdi Sen, yârın da Sen’sin URVETÜ’L-VÜSKĀ bize,
On sekiz bin âlemin kalbinde cansın âdetâ…

Öyle eşsiz bir makāmın öyle bir MAHMÛD’usun,
Bir defâ mîrâc için her gün zemîn olmuş semâ…

Bir şeref dünyâya düşmek; rütbe-i «kālû belâ»,
Yâri gerçekten sevenler, olmak ister müptelâ…

Enbiyâ ağlar: «Dahîlek yâ Rasûlâllah!» deyip,
«Yâ Habîballah şefâat!» der de ağlar evliyâ!…

N’eyleyem ben, suçlarım sırtımda kumlardan da çok,
Tam garîbim, Sen kerem kıl, ey Hudâ’dan PÜR-ATÂ!

Kaynıyor âhirzaman, yer gök diler Sen’den medet,
Çâresiz dünyâda imdâd, ey MÜBÂREK İLTİCÂ!..

Lutfa geldim, ellerim boş; bir şeyim yok, arz için,
Tek hediyyem, bir gönül ankāsı aşkından vefâ!

İstemem artık yanından ayrılık, bir an bile,
Sen nazar kıl, ben temâşâ eyleyem, ey MEHLİKĀ!

Vuslatın şevkıyle yalnız ben değil, Seyrî değil,
Bin fedâ annem-babam; en sevdiğim cânım fedâ…

Vezni: fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün