YA HEP YA HİÇ!

Hadi ÖNAL Hasretin zamana saklanan büyü, Kılcal damarımda yaman bir durak. Ya üfle nefesin dirilt ölüyü, Ya terk et aslına; toprağa bırak. «Bir bak kaşlarını kaldır.» de hele, Gönlüm iki büklüm, mezatlık köle, Kitleme kapını; düşerim çöle, Ya it uçuruma ya koluna tak. Dilersen düşerler cemreler cana, Her tohum gül olur sevdadan yana, Bir haber gönder de çıksın meydana, Ya […]

Continue reading »

ANA HAKKI*

Harun ÖĞMÜŞ Ananın hakkı çok üstünde bilirsen şâyet, Onu hor görme de hoş tutmak için gayret et! Uykusuz geçti gebeyken sana birçok gecesi Âh u efgandı alıp verdiği her bir nefesi… Doğururken seni bilhassa neler çekti neler! Yalınız anne o güç hâle tahammül eyler! Pâkleyip altını, pis koymadı aslā bir an; Koynu bir taht idi gûyâ sana âmâde her an!.. […]

Continue reading »

YAĞMUR DAMLASINDA YAŞANAN HUZUR

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) Ey Rabbim! Şu ırmak, şevkle akarken, Deryaya dalınca Sana ulaşır. Ateş sözde İbrahim’i yakarken, Gül benzi solunca Sana ulaşır Habîb’in aşkıyla, Habîb aşkına… Yağmur damlasında yaşanır huzur, Yağar âlemlere nur içinde nur, Hazret-i Hızır’la akseden zuhur, Nebâtat dilince Sana ulaşır Habîb’in aşkıyla, Habîb aşkına… Muhabbet seliyle yıkanır diller, Dilersin yaklaşır uzak menziller, Hira gülşeninde açılan güller, Gülzara […]

Continue reading »

BAĞINDA AŞKIN

EDÎBÎ (Recep YILDIZ) Ben seni sevdim, ben seni bildim, ben seni gördüm, cümle cihânda… Bir seni bildim ey gül-i rânâ, cümle cihânı bildiğim ânda… Derler: «Uzaktır âşığa ferdâ, aşkın elinden yok medet aslā!» Ben ne bilirdim, can mı verirmiş, kaç nice âşık, aşka temasla… Anladım artık gelmeyeceksin, belki o yerden dönmeyeceksin. Kalbime bir köz koydu bu sevdâ, öyle ateşsin, sönmeyeceksin. […]

Continue reading »

ON DÖRT ASIRLIK MEKTUP

CELİL (Halil GÖKKAYA) Efendimiz, gözler rânâ, Efendimiz, misk-i amber; Salât Sana, selâm Sana, Son Peygamber, Son Peygamber… Semâlarda ismi yazan, Cemâlinden nurlar sızan, Başında bulutlar gezen, Son Peygamber, Son Peygamber… Rabbim seni Habib seçmiş, İnsanlığa tabib seçmiş… Yıllar Sana hasret geçmiş, Son Peygamber, Son Peygamber… Bu sevda sığmaz sözlere, Bir kez baksan şu gözlere! Şefâat eyle bizlere, Son Peygamber, Son […]

Continue reading »

MUHAMMED MUSTAFÂ -Sallâllâhu aleyhi ve sellem-

Bestami YAZGAN İnsanlığa son sığınak, Can Muhammed Mustafâ’dır. Dört bir yanda bayrak bayrak, Şan Muhammed Mustafâ’dır. Yaratan’a dîdâr idi, Medâr-ı iftihâr idi, Nebîlikte serdâr idi, Ön Muhammed Mustafâ’dır. Zannederek pek uzakta Gönül yaslı, can firakta, Şefkat yüklü her şafakta, Tan Muhammed Mustafâ’dır. O’nun kutlu aşkı ile Yıldızla, ay gelir dile, Aydınlanır gece bile Gün Muhammed Mustafa’dır. Dindirir gönülde âhı, Dâim […]

Continue reading »

KUTLU DOĞUM

Ahmet ARSLAN Âlemleri aşıp gelir Efendim, Duygularla taşıp gelir Efendim, Sırattan geçerken ümmetlerini, Tutmak için koşup gelir Efendim… Dikenler bile hoş, her yer gül kokar, Âsumanda gezip semâya çıkar… On sekiz bin âlem mahzun O yokken, Nûr-i ilâhî hep,O’nunla akar… Sırrı; gözyaşının özünde saklı, Kur’ân-ı Kerîm’in sözünde saklı, Gül kokar Muhammed’in geçtiği yer, Her şey O’nun gönül izinde saklı… O […]

Continue reading »

49. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Dilimiz… Beyan kabiliyetimiz… İnsanlığımızın en mühim alâmeti. Bize mahsus en büyük lütuflardan biri… Ama kemiksiz dilin, ok misali geri dönmeyen her sözü, insanı yükseltmiyor, yüceltmiyor. Kimisi insanı en aşağılara yuvarlıyor. Yücelten de dil, yuvarlayan da… Fark, edep farkı… Şeytanı huzurdan kovduran, edepsiz, küstah dili… Âdem’i huzura döndüren, edepli, istiğfar eden dili… Konuşmak, yazmak, duygulara, fikirlere, kanaatlere, inançlara sözden […]

Continue reading »

NEREDE O TÜL GİBİ SEVDALAR?..

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Onlara, kasaba çarşılarının; dut pekmeziyle gazyağının, mum ile horoz şekerlerinin yan yana durduğu tozlu ve izbe bakkal dükkânlarının kağşamış sözde camekânlarında rastlardık arada bir. Ama daha çok pazar yerlerindeki tablalara yayılmış, ya da bir kerpiç duvara çakılmış iki çivi arasına gerili iplere mandallanmış olarak görürdük o kitapları… Yanakları yusyuvarlak kırmızıya boyanmış Telli Senem ile kıvrık bir çizgiden […]

Continue reading »

MOLLA LÜTFİ’DEN NÜKTELER -2-

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK noztoprak@marmara.edu.tr KUR’ÂN’IN ESRÂRINA VÂKIF OLMAK Uzun Hasan Tokat’ı işgal ettiğinde, Molla Lütfi İstanbul’da Fatih’in hazine kitaplarının muhafızı idi. Doğum yeri olan Tokat’ın işgal edildiğini ve halkın türlü baskılara mâruz kaldığını haber aldığında çok üzüldü. Hükümdar da bu duruma üzülüyordu. Molla Lütfi kendisine gelen bir ilhamla sultana Fetih Sûresi’nden; “Allah sana şanlı bir zafer ile yardım eder.”1 […]

Continue reading »
1 844 845 846 847 848 1.015