AĞLAYA AĞLAYA…

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

-Ali ŞAHİN Ağabey’e-

Haremeyn’e varma hayâlini
Kuruyorduk ağlaya ağlaya…
Görecek miyiz o güzel günü?..
Soruyorduk ağlaya ağlaya…

Çiçek açtı, hasretimiz Gül’e,
Gidecek Hicâz’a bu kāfile
Bu sefer sürur ve şükür ile
Yola vurduk ağlaya ağlaya…

Görününce kubbe yeşil yeşil…
O minâreler de ışıl ışıl…
Gözümüz nasıl kurusun nasıl!..
Gül’e erdik ağlaya ağlaya…

Eşiğinde titredi gönlümüz,
Ona hangi yüzle bakar bu göz?!.
Yolunun tozuyla güler bu yüz!
Yere sürdük ağlaya ağlaya…

Güneşin peşinde giden aya…
Ulu Kâbe’den yüce Ravza’ya,
Şühedâ Seyyidi Hamza’ya,
O’nu sorduk ağlaya ağlaya…

Bir avuç zaman, ne çabuk geçer,
Ne denir ki, kervanımız göçer,
Gözü yaş döken yeniden biçer,
Deyiverdik ağlaya ağlaya…

Dedi Tâli, böylesi gözyaşı…
Eritir mi kalp dediğin taşı?
Umalım ki merhamet alkışı,
Olur ırmak, ağlaya ağlaya…

Vezni: mütefâilün / mütefâilün