NAMAZ

Yusuf DURSUN Namaz dînin direği, mü’minin gül yüreği; Sevgi bahçelerinde açan cennet çiçeği… Namaz gönül kapısı, yüce Rabbin yapısı… Aşk üzre filizlenen âlemlerin tapusu. Namaz insanın özü, öteyi gören gözü; Kuşatır dalga dalga ruhları, Allah sözü… Namazda zengin-fakir, yan yana türlü fikir… Titreyen dudaklardan yükselir göğe zikir. Namazda niyaz olur, hüzün gider haz olur; Secdeyle yücelmeye bir ömürcük az olur. […]

Continue reading »

YANARIM

Zahit GENÇ Dost bildiğim deler benim bağrımı, Gerçek dostu sevgi ile anarım. Hiçbir ilâç dindirmiyor ağrımı, Deva bulmaz yara gibi kanarım. Sakındıkça her budaktan gözümü, Çürüttüler gül kokulu özümü, Öz evlâdım dinlemezse sözümü, Eli değil ben kendimi kınarım. Çatal kazık yere çaksan batmıyor, Gözyaşımla maya çalsam tutmuyor, Bu düzene benim aklım yatmıyor, Kurutuldu kaç asırlık çınarım. Duygularım birbiriyle çatışır, Dertli […]

Continue reading »

GAZEL

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Derde düşsem ey tabîbim derde dermen sende var… Kul isek âzâda lâyık affa ferman sende var… Bağlamaz dünyâda bir şey bil ki aslā gönlümüz, Cân u dil bend eyleyen zencîr ü rismân sende var… Benzerin var sanma ey sen dil-rubâlar serveri, Âşıkın mecnûn eden tek tavr-ı ceylan sende var… Çoktur ammâ âlemin gencinde zîynet sîm ü […]

Continue reading »

GEL NE ZAMAN İSTERSEN

Sadettin KAPLAN Gel ne zaman istersen çözülmüş saçlarınla, Çözdüm düğümlerini yolların birer-birer. Hasretim kan kınası son turnaya yakılan, Bir ağaç var altına dilekler bırakılan, Her dalında bir gece soyunup güne girer. Gel ne zaman istersen eteklerinde bahar, Yalın bir türkü gibi sevdaların adına. Işığı söndürülmüş şehirlerde kışlama, Aşkı bir öpücükle bir daha nakışlama, Alev dudaklarınla kelebek kanadına. Gel ne zaman […]

Continue reading »

AKAR GİDER…

Rıfat ARAZ Kadir Mevlâ’m bu aşk tadı; Ömrü, ömre döker gider!.. Kalbi saran vuslat odu, İçim-dışım yakar gider!.. Bedel verdin her nimete; Takdir yazdın bu haslete!.. Yol yettikçe kıyâmete; Yük belimi büker gider!. Hâl çarkında haram, helâl; Nefs taşında döner vebal!.. Yüklendikçe sorgu, suâl; Kul ettiğin çeker gider!.. Açtım Sen’de kaldı elim; Niyazdadır gönül dilim!.. Bir deryaya akan selim; Taşı […]

Continue reading »

İŞTE BU BENİM!..

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Menzilini uzaklarda arama, Yana yana aradığın il benim!.. Fitne ile düşman girmiş arama, Tuna benim, Vardar benim, Nil benim!.. Yalan yere yalan ile överler, Arkan dönsen hayâsızca söverler, Fırsat bulup fena hâlde döverler, Şefkat ile kucaklayan el benim!.. Benliğini desîseyle oyarlar, Varlığını çırılçıplak soyarlar, «Hürriyet» der; zindanlara koyarlar, «Bağrın açık, koş gel!» diyen dil benim!.. Sen sen […]

Continue reading »

DÜGÂH KÂR-I NÂTIK

-Sayın Prof. Dr. Alâeddin YAVAŞCA’ya- Âh edip ağla gönül hasret-i dildâr ile sen, Bir DÜGÂH seyre düşüp cezbe-i dîdâr ile sen… Ah gönül vâh gönül, Gönül eyvâh gönül… Düştü gurbette yolun semt-i HÜSEYNÎ’ye bugün, Var niyaz eyle gönül bülbül-i gülzâr ile sen… Ah gönül vâh gönül, Gönül eyvâh gönül1… * Âteş-i hicrân ile yanmış dile estikçe SABÂ, Yâr ezelî âşık-ı […]

Continue reading »

SÖYLEME SEN BALDAN ÖTE

M. Faik GÜNGÖR Bırak el ne derse desin, Söyleme sen baldan öte. Rahmân’a teslim niyetin, Ufukları maldan öte. Ankā değilse uçuşun; Olma yolcusu yokuşun. Kaf Dağı âşığı kuşun, Kanatları koldan öte. Secdeye baş değdireni, Hakk’a boyun eğdireni, Yetime çul giydireni, Giydirirler şaldan öte. İlim sığınır Ali’ye. Mürid, Bayrâm-ı Velî’ye Zincirle gelen deliye, Sunulmaz aş yaldan öte. Dünyalık hırsı aşkına, Dönme […]

Continue reading »

NEYE BENZİYOR?

Hakkı ŞENER Diyorsun ki: «Benim soyum evrilmiş.» Söyle senin atan neye benziyor? Maymuna, domuza nasıl çevrilmiş? Söyle senin atan neye benziyor? Ne kadar uzağa gidersem gidem, Hep bana benziyor rahmetli dedem. Benim anam Havva, babam da Âdem, Söyle senin atan neye benziyor? Seninkiler, şempanzeyle goril mi? Yabanî bir tür mü, yoksa evcil mi? Arslan, kaplan, zebra, gergedan, fil mi? Söyle […]

Continue reading »

KIT‘A

Memduh CUMHUR Dallardaki yaprak gibi bir rüzgâr umarken, Günler geceler gizledi sevdâyı derinde… Aşkın görürüm sırrını bir lâhza bakınca; Bir mum ışığından süzülen gölgelerinde… Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

Continue reading »
1 802 803 804 805 806 1.015