RASÛLULLAH (S.A.S.)’İN HİCRETİ -16-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah -aleyhisselâm-’ı takip edenler genel olarak iki gruptu: •Bunların biri O’na tâbî olup, yolunu yol edinen müslümanlar; •Diğeri de O’na karşı gelip düşmanlık yaparak, kötü niyetle peşine takılanlar! İşte bu kötü takipçilerden biri olan Sürâka, arkalarından yetişmişti. Onun böyle dörtnala at sürüp yalınkılıç yetişmesi karşısında, Hazret-i Ebûbekir büyük bir endişeye kapıldı. Rasûlullah -aleyhisselâm-’a bir şey olacak diye, […]

Continue reading »

SAATÇİ

Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle senin olan sana gelecektir… (Hazret-i Mevlânâ) Küçük bir Anadolu kasabasının tek saat tamircisiydi. Bu meslek ona dedesinden, babasından yâdigâr kalmıştı. Tıpkı dedesi gibi, babası gibi kasabalının getirdiği her türlü saati tamir eder, aynı zamanda dükkânına çok yakın olan tahminen 170 […]

Continue reading »

NEMÎME BELÂSI

Mehmet MENCET Ne güzel söylemiş asırlar öncesinde Yûnus Emre Hazretleri: Söz ola kese savaşı… Söz ola kestire başı… Söz ola ağulu aşı; Yağ ile bal ede bir söz. “İnsan kulaktan beslenir.” demiş büyükler. Söz, insan hayatında ne kadar önemlidir. “Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır.” “Yiğidi; kılıç kesmez, bir acı söz öldürür.” Sözle, tatlı dille ilgili o kadar çok atasözü ve […]

Continue reading »

En Değerli Hazine; ŞİMDİKİ ZAMAN

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsan dünya hayatının med ve cezirleri karşısında boş yere üzülür veya sevinir. Hâlbuki, hiçbirisi de kalıcı olmayıp insanın zihnini oyalayan, dünya imtihanının neticesini tayin eden geçici tezâhürlerdir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de; “İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde (sevinir, bunun bir imtihan olduğunu düşünmeden); «–Rabbim bana ikrâm etti.» der. Onu […]

Continue reading »

MUHABBET BAĞI RÂBITA

Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com   Muhabbettir yolda esas sermaye, Kalpler buluşturan usûl râbıta. Âdâba riâyet nihâî gaye, Kararında sevgi makbul râbıta. Ashab candan fazla sevip cânânı, Öyle elde etmiş kâmil îmânı, Her şey fedâ imiş Habîb’e hani; Gönüllere sultan, o gül râbıta. Hani kavak yeli başlarda eser, Süflî bir meşhura meftûn olur ser, Taklit ile olur ondan bir eser; Süfliyse […]

Continue reading »

RUBÂÎ

Ârif Nihad ASYA   Yer yoktur kayda, şarta, istisnâya… Gönlüyle gelen, Hazret-i Mevlânâ’ya, Geçtiğini duyar yavaş yavaş varlığının, Bir tatlı akışıyla maddeden mânâya.

Continue reading »

BİZİ DE YAŞLANDIRIR MI BU ÂYET!?.

Ali ÖZBEK aliozbek1997@outlook.com Dosdoğru olmak, ilk olarak doğrunun ne olduğunu bilmek ile olur. Doğrunun ne olduğunu bilmek için ise doğru bir niyet ve değerlendirme gereklidir. Doğru yolu bulduktan sonra dosdoğru olmak/kalmak ise yolu doğru yürümekle mümkün olur. Dosdoğru olmak hayatımızın her alanında kendisini göstermelidir. Rabbimiz, Peygamberimiz ve insanlarla olan münasebetlerimizde böyle olduğumuz gibi, ticaretimizde ve toplum hayatımızda da dosdoğru olmakla […]

Continue reading »

HIZIR (A.S.)’DAN ÖĞRENDİ

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com İslâm âlimi ve mutasavvıf Abdülkerim Kuşeyrî, 986 yılında Horasan’da doğdu. İlme kabiliyetliydi. Doğduğu yer olan Üstüvâ’da Arapça ve edebiyat öğrendi. İlerleyen yıllarda Nişâbur’a giderek ilim tahsiline devam etti. Fıkıh, kelâm ve hadis okudu. Ebû Ali Dekkāk’a intisâb etti. Tasavvuf yolunda ilerledi. En meşhur eseri «er-Risâle»dir. İmam Kuşeyrî, 30 Aralık 1072’de Nîşâbur’da vefat etti. Kabri, mürşidi ve […]

Continue reading »

ÖMÜR TAKVİMİNİN SON YAPRAĞI DÜŞMEDEN

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Zaman, su misali hızla akıp gidiyor. Farkına bile varmadan; saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllar geçiyor. Yeni yılın takvimini duvara astığımız gün, daha dün gibi hatırımızda. Ama baktığımızda koca bir yılı tüketmiş ve yeni yılın kapısına dayanmış vaziyetteyiz. Geriye dönüp, geçen bu zamanın muhasebesini yaptığımız zaman, yâdımıza çok fazla müsbet amelin gelmeyişi, yüreğimizi burkuyor. İnsanoğlu; yeryüzünde bulunan […]

Continue reading »

HAZAN ve HÜZÜN

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com Kasım ayının bitmesine birkaç gün kalmıştı. Ömer Ali ve eşi Hacer kahvaltıya oturmuşlardı. On bir aylık oğulları Fatih, hâlâ mışıl mışıl uyuyordu. Ömer Ali sükûta bürünmüş hiç konuşmuyordu. Hacer, eşini dikkatle izliyor, niçin bu kadar dalgın olduğunu yüzünden anlamaya çalışıyordu. Altı yıllık evliydiler. Onu hiç bu kadar dalgın görmemişti. Ömer Ali, çayına üçüncü kez şeker atınca dayanamadı; […]

Continue reading »
1 198 199 200 201 202 1.032