BELÂYI DEĞİL, RIZÂYI İSTE!

Handenur YÜKSEL 1318’de Buhârâ yakınlarında bir köyde dünyaya gelen Bahâeddin Nakşibend, daha üç günlük bir bebek iken, dedesinin mürşidi Muhammed Semmâsî tarafından mânevî evlât kabul edildi. Küçük Bahâeddin; Semmâsî Hazretleri tarafından, mürîdi Emir Külâl’in yanına verilerek onun terbiyesinde yetişti. Nakşibend, uzun yıllar süren çok yönlü müridlik devresini tamamladıktan sonra, doğduğu köye giderek hizmete başladı. İkisi hac için olmak üzere Buhârâ’dan […]
Continue reading »